"Deriiin!"
Ece'nin adımı seslenmesiyle başımı sıradan kaldırdım.
Bir of çektim ve "Yine ne oldu Ece?" dedim bıkkın bir ses tonuyla.Sırıtarak yanıma oturdu. Bu sırıtmayı nerede görsem tanırdım.
"Lütfen istediğim şeyi yap." sırıtışıydı bu."Derincim, canım arkadaşım benim. Lütfen benimle spor salonunda basket izlemeye gelir misin?"
Öğle molasındaydık ve benim tek planım uyumaktı.
Tam reddetmek için ağzımı açacaktım ki "Maç Baranlarla Bulutlar arasındaymış." dedi.
Baran'ın adını duyunca anında reddetmekten vazgeçtim.
Naz bana sen aşıksın dediğinde ilk başta itiraz etmiştim ama sonra eve gelip tek başıma kalınca Baran'a...
Kendime itiraf etmesi zordu bunun için başkasına söylemek daha da zordu.
Fark ettiğimde hemen heyecanla Naz'ın aramıştım.
Naz telefonu açınca konuşmasına izin vermeden "Naz ben galiba Baran'a şey oldum." demiştim.
Naz ne demek istediğimi anlamıştı ama işte Naz bu durur muydu.?"Ney olmuşsun Turunçgilim?"
"Şey işte Naz uzatma, anladın." dediğimde kahkaha atmış ve "O zaman geçmiş olsun Turunçgilim." demişti.
"Heey, dünyadan Derin'e.. Cevap versene kızom nerelere daldın?"
Ece'nin sesini duymamla düşüncelerimden arındım.
"Peki" dedim "Madem o kadar istiyorsun, gidelim."
Kızlara Baran ile ilgili konuyu anlamamıştım. Bu yüzden benim Baran'ı şey ettiğimi bilmiyorlardı.
Sıramdan kalkarken kitap okuyan Zehra'ya "Sen gelmiyor musun? " diye sordum.
Kafasını hayır anlamında salladı.
"Ben kitabımı bitirmek istiyorum. Siz gidin."Omuz silktim. Sonra saçımın başımı ağrıtan tokasını çözüp saçlarımı şöyle bir düzelttikten sonra Ece'nin peşine takılıp sınıftan çıktım.
Spor salonuna geldiğimizde içerisi tıklım tıklımdı.
Baran'ı görme heyecanıyla bir an kalbim tekledi ama bozuntuya vermeden Ece'nin peşinden ilerlemeye devam ettim.
Ece bize seyircilerin oturduğu yerde en önde bir yer kaptı ve oraya oturduk.
"Ne zaman başlayacakmış Kanka?" diye sordum Ece'ye.
O kadar ses vardı ki kulağına eğilip bağırarak sormak zorunda kaldım.
O da aynı şekilde bana "Birazdan başlar Kanka." dedi.Kısa bir süre sonra takımlar sahaya çıktı. Bir tarafta birkaç hafta önce Baran'dan kaçarken arkasına sığındığım çocuk Bulut vardı.
Onunla o zamandan sonra birkaç kez karşılaşmıştık. Ayak üstü muhabbet edip geçmiştik.
Ayrıca onun takımında şu Baranların dövdüğü çocuk da vardı ve o günüm aksine gayet formda gözüküyordu.
Bir diğer tarafta da Psikopat Tayfa vardı. Yani Baran, Emin ve Sancar..
Tabii yanlarında başka çocuklar da vardı ama onların hiçbirini tanımıyordum.Hakem okulumuzun en iyi spor hocası Murat Dertsiz idi. Adam çok karizmatik ve çok havalıydı ve okuldaki kızların hemen hemen yarısı adama düşüyordu. Ama benim neyse ki böyle bir sorunum yoktu.
Maç hakem atışıyla başladı. Top Bulut'un elinde kalınca onlar hücuma geçti.
Basket maçı izlemeye bayılırım. Bence futboldan daha heyecanlı bir spor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜCÜRÜK
ChickLitBaran üzerime yürümeye başladı. Ben de geriledim fakat sırtım kulübeye çarpınca durmak zorunda kaldım. Artık Baran ve kulübe arasında sıkışmış bulunmaktaydım. Ve her ne kadar kızgın olsa da lacivert gözleri çok güzeldi. Tamam! O son sözleri söylem...