Derin Sezgin..
"Kızım ne konuşmak istediğini niye sormadın çocuğa?"
Ece'nin aynı cümleyi on beşinci kez kurmasına gözlerimi devirdim.
"Sen mi anlamıyorsun yoksa ben mi anlatamıyorum Ece? Yarın anlarsın dedi! Neresini anlamadın? Hayır mesajları da okudun? Algı problemi mi başladı sende? Doktora mı gitsen?"
Çok uzun ve soluksuz konuşmuştum. Kuruyan dudaklarımı dilimle ıslattım.
Ece omuzlarını silkti.
Sabah Ece ile kahvaltıya inmeden önce ona dün Baran ile yazışmamızı göstermiştim ve o bu konuda çok heyecanlanmıştı. Ne konuşacağımızı gerçek anlamda çok merak ediyordu.
Kahvaltıda kaş göz işaretlerimiz ile anlaşırken abime yakalanmıştık.
Ancak hiçbir şey olmamıştı. Çünkü biliyorsunuz - artık bilin bi zahmet! - canım arkadaşım Ece ayak üstü kırk yalan uydurdu ve ondan sorunsuz kurtulmuştuk.
( Allah'ım sen Ece'yi bağışla! Cehennemde yanacak bu gidişle.!)Şimdi de okula gitmek için hazırlanmıştık. Bugün tüm okul serbest gidiyorduk.
Benim giydiğim işte böyle bir şeydi :
Ece'nin ki ise buydu :
"Haydi kızlar geç kalacağız!"Bugün okula bizi abim bırakacaktı. Çünkü bugün Cuma idi ve bilin bakalım bugün ne günüydü?
Tabii ki bilemediniz.
< jblvnjblvnjblvn >Neyse işte bugün karne günüydü!
Yani on beş gün karne tatili yapacaktık.Ben tabii ki zeki ve çalışkan bir kız olarak herkesin beklediği gibi 98,98885889.. ortalama ile takdir alacaktım ve sınıf birincisi idim.
Ece de takdir alacaktı. O ise 97,573737337.. ortalama ile sınıf ikincisiydi.
****
"Okulumuzun dokuzuncu sınıf birincisi 98 küsür ortalamasıyla Derin Sezgin! Plaketini almak üzere buraya çağırıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜCÜRÜK
ChickLitBaran üzerime yürümeye başladı. Ben de geriledim fakat sırtım kulübeye çarpınca durmak zorunda kaldım. Artık Baran ve kulübe arasında sıkışmış bulunmaktaydım. Ve her ne kadar kızgın olsa da lacivert gözleri çok güzeldi. Tamam! O son sözleri söylem...