Masaya derin bir sessizlik hakimdi.
Birbirimize bakışmaktan başka hiçbir şey yapmıyorduk."Muhabbetimize de doyum olmuyor." dedi bu durumdan rahatsız olduğunu fark ettiğim Sahra.
Hiçbir şey demedim.
Cansu "Haklısın canım. Birbirlerini ilk kez görüyor gibiler." dedi gülerek.
"Birbirimizi görmemiz konuşacağımız anlamına gelmiyor." dedi Baran.
Masamıza geldiklerinden beri ona bakmamak için elimden geleni yapmıştım.
Yine konuşunca da onun tarafına hiç görmedim.Tek istediğim bir an önce buradan kurtulmaktı.
Sahra konuşmaya başladığında onu dinlemek istemedim ve telefonumdan WhatsApp'ı açtım. Karşımda oturan Ece'ye mesaj attım.
Derin : Bir şey uydur ve çıkalım şuradan.
Mesajı attığım an Ece'ye bildirim sesi geldi. Telefonuna gelen bildirimi görünce bana baktı. Ben de gözlerimle telefona bakmasını işaret ettim.
Telefonu alıp mesajıma baktı. Bir müddet düşünüp sonra mesaj yazmaya başladı.
O telefonu bıraktığında benim telefonuma bildirim geldi.
Bestimm : ne uydurcam ki yaa?
Derin : ne bilim kızım? Yalncılıkta master yapmış olan kişi sensin.
Bestimm : Bu durum beni hem çok gururlandırıyor hem de kötü bir şey diye üzüyor be aga..
Derin : Lan kes tatavayı uydur çabuk bir şey!
Attığım mesajdan sonra telefonu kapatıp ters bir şekilde masanın üzerine koydum. Birkaç saniye sonra Ece de aynısını yaptı.
Gerginlikle Ece'nin söyleyeceği yalanı beklerken aklıma abimlerin geldikleri an geldi.
Kafenin kapısındab içeri girdiklerini görünce nutkum tutulmuştu.
"Hemen buradan toz olup gidelim." demiştim Ece'ye heyecanla.
Ece korkuyla bana bakmış ve "Ne oldu? İyi misin? Bembeyaz olmuşsun!" demişti.
"Abim ve Cansu burada. Ve yanlarında Baran ve Sahra var!" demiştim.
"Ne!"
Ece'nin şokunu geçmesini beklemeden devam ettim.
"Ve daha kötüsü buraya geliyorlar. Geldiler!"
Ece daha büyük bir şok yaşarken onlar yanımızdaydı.
"Gideriz biz de."
Abimin dediklerini duyunca düşüncelerimden ayrılıp heyecanla onlara baktım. Ama gidecekmiş gibi gözükmüyorlardı.
Cansu "Yaa gerçekten mi çok mutlu olurum Deniz. Belki biz giderken Derin sen de gelirsin." dedi.
Cansu'ya "Ne diyon gardaş?" der gibi baktım.
Ece benim onları dinlemediğimi anlamış olacak ki ona baktığımda ses çıkarmadan sadece ağzını oynatarak
"Trabzon." diyerek bana sufle verdi.Ona gülümsedim ve Cansu'ya döndüm.
"Bilmem belki gelirim. Ne zaman gidiyorsunuz?" dediğim an Ece elini alnına yapıştırdı ve ben pot kırıdğımı anlamış oldum."Sen bizi dinlemiyor musun güzelim? Hafta sonu dedik ya!" dedi abim.
"Pardon ağabeyim dalmışım." dedim.
Sahra "Eee, geliyor musun bizimle?" dediğinde daha büyük bir şoka uğradım.
Yani abimler Baran ve sevgilisiyle gidecekti ha? Beni de sevdiğim çocuğu başkasının yanında görmek için çağırıyorlardı.
"Bu hafta sonu mümkün değil." dedim hemen. "Yetiştirmem gereken ödevler var."
Sahra omuz silktiğinde bakışlarım kısa bir anlığına Baran'ın bakışlarına değdi ve ben bu aptal - salak, gerzek, mal, gerizekalı... - kalbimin yerinden çıkacakmış gibi atmasına engel olamadım.
Bakışlarımı önüme çektiğimde aklım yine masamıza geldikleri ana gitmişti.
Merhabalaştıktan sonra abim yanımıza oturmayı teklif etmiş ve ben de mecburen sesimi çıkaramamıştım.
Masaya oturduklarında herkes yeni görünümümü çok beğendiğini söylerken Baran yalnızca varla yok arası bir tebessüm etmişti.
Şimdi de yüzünde sanki o varla yok arası tebessüm varmış gibi hissediyordum.
Tekrar Ece'ye yalvaran gözlerle baktığımda Ece aklında ampul yanmış gibi sırıttı.
"O zaman Derin bzi kalkalım. Seninle işimiz vardı hatırlıyor musun?"
Kaşlarımı çattım. Ne demem gerekiyordu ki?
"Yaa.." dedim. "Evet hatırladım."
"Ne işiniz vardı?" dedi abim merakla.
Evet seni zeki Ece, ne işimiz vardı?
Ece genişçe sırıttı.
"Ben bu gece sizde kalacağım ya Denizcim. Bunun için bizim evden birkaç parça kıyafet alacağız."
Abim "Eee, o zaman ben sizi bırakırdım." dediğinde Ece ile ikimiz bağırdık.
"OLMAZ!"
"Sakin olun kızlar. İyi misiniz?" dedi abim.
Ece "Tabii ki iyiyiz Deniz. Sadece şey, biz zaten Hüsnü abiyle geldik. Bizi bekliyor o." diye yüzü hiç kızarmadan bir açıklama yaptı.
Abim ikna olmuş bir şekilde kafasını salladığında ben de rahatladım ve çantamla telefonumu alıp deri ceketimi giydim ve hızlıca oradan uzaklaştık.
****
" Beğenmedi mi yaa acaba? "
Ben bilmem kaçıncı kez Ece'ye aynı soruyu ona sorarken Ece gözlerini devirdi.
"Eğer bir daha aynı şeyi söylersen yastığı kafana geçiririm Derin!"
Ece'nin uyarı dolu sesinden sonra ağzımı kapattım. Tırnaklarımı kemirmeye başladığımı fark ettiğimde yüüzmü buruşturup elimi ağzımdan çektim.
Tırnak kemirilmesinden nefret ederdim!
****
Gece saat üçte tavanı la bakışırken canımın sıkıldığını fark ettim.
Ece ile Baran ve Sancar hakkında konuşmuş ve bir süre sonra Ece, uykuya yenik düşmüştü.
Telefonumu elime alıp instagramda Baran'ın hesabını stolklamaya başladım.
Çocuğun öyle fotoğrafları vardı ki bakmaktan kendimi alamıyordum.
Tam bir fotosuna kendimi kaptırmışım ki mesaj geldi.
baran.duman : yarın seninle konuşmalıyız!
Kaşlarımı çattım. Baran benimle ne konuşacak olabilirdi ki?
derin.sezgin : ne hakkında?
baran.duman : konusunu bilmeni istesem şimdi söylerdim. Yarın değil!
Gözlerimi devirdim.
derin.sezgin : uff, peki! 😒
derin.sezgin : iyi geceler.
Merhabalar bayram şekerlerim..
Öncelikle geçmiş kurban bayramınız mübarek olsun efendim!
Bu kitaptan sıkıldığımı fark ettim. Onun için kitabı kısa keseceğim.
Yeni bir kitap yazmaya başladım. Bu kitabı bitirdikten sonra onu yayınlamayı düşünüyorum.
Sizi seviyorum 🐼 🐼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜCÜRÜK
ChickLitBaran üzerime yürümeye başladı. Ben de geriledim fakat sırtım kulübeye çarpınca durmak zorunda kaldım. Artık Baran ve kulübe arasında sıkışmış bulunmaktaydım. Ve her ne kadar kızgın olsa da lacivert gözleri çok güzeldi. Tamam! O son sözleri söylem...