Derin Sezgin..
Günlerden cumartesi ve ben acayip sıkılıyorum. Evde tek başımayım.
Başhekim olan annem - Derya Sezgin - hastanede yoğun bir mesaide.
Babitom - Çağdaş Sezgin - bir avukatlık birosunun sahibi ve çok ünlü ve prestijli bir avukat. Bugün de kadın cinayeti hakkında bir davaya katılmak için evde bulunmamakta.
Ağabeyim de çok ünlü bir tıp fakültesinde okuyor ve bugün okula gitmesi gerektiğini söyledi.
Kendimi ciddi anlamda gereksiz hissettiğim dakikaların ardından ne kadar saçmaladığımı fark ettim.
Sonuçta benim gibi tatlı ve - en azından bence - zeki bir kızın bu dünyaya gelmedi için bir neden olmalı değil mi?Derin bir off çekip izlediğim televizyonu kapattım.
Zehra bugün ailesi ile birlikte bağ evlerine gitmişti.
Ece'yi aramıştım ama buluşamayacağımızı öğrendim çünkü annesi evde sıkı yönetim ilan etmiş ve yaklaşan sınavlara hazırlanması için bütün gün başında dikileceğini söylemiş.
Ben de aslında sınavları çok ciddiye alan bir insanım ama şu an ders çalışamayacak kadar sıkılıyorum.
Oturduğum koltuktan kalktım. Evet, belki benimle ilgilenecek kimse yoktu ama ben vardım. Kendim.
Dıçarı çıkmaya karar verdim.
Hızlıca odama çıktım ve kıyafet odama yöneldim.
Lafı uzatmayacağım aynen şunları giydim:Sonra saçlarıma salaş bir topuz yapıp hafif bir makyaj yaptıktan sonra deri ceketimi aldım ve aşağıya indim.
Aşağıdan telefonumu aldıktan sonra kapıda Zeynep teyzeyle karşılaştım ve ona hava almaya sahile gittiğimi söyledikten sonra evden çıktım.
Aslında planım gerçekten sahile gitmekti fakat sonra ani bir karar değişikliği ile parka gitmeye karar verdim. İçime birden salıncağa binme arzusu dolmuştu.
Hayır arkadaş ben bence kesin bir mıktatısım hem de bela mıktatısı. Bir insanın başına nasıl sürekli bir bela gelebilir yaa!
Parkın yolunu tuttuğumda karşıma iki tane gerizekalı çıktı. İçmiş oldukları her halinden belli olan salaklar geldiler yanıma ve ağızlarını oynaya oynaya konuşmaya başladılar.
"Gideceğin yere bırakalım güzelim." dedi bir tanesi.
Uyarı içeren bir tonda "Önümden çekilin yoksa fena olur!" dedim.
Diğer çocuk ablayla konuşmaya başladı.
"Fena mı olur? Güzelim senden nasıl bir fenalık gelir bize?"
Lan senin güzelim diyen o ağzına...
"Ondan değil ama benden geleceği belli!"
Arkamdan gelen sesle o tarafa döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜCÜRÜK
ChickLitBaran üzerime yürümeye başladı. Ben de geriledim fakat sırtım kulübeye çarpınca durmak zorunda kaldım. Artık Baran ve kulübe arasında sıkışmış bulunmaktaydım. Ve her ne kadar kızgın olsa da lacivert gözleri çok güzeldi. Tamam! O son sözleri söylem...