🔹️❕HAYALET❕🔹️

35《Karmaşıklık》

Shura bir süre boşça baktıktan sonra olayları sindirdi.

"Niye böyle bir tepki verdi ki be ?!"

Gözlerini kıstı.

Onu sevmediğini söyledi, peki ya yalansa ?

Ama o eşcinsel değil ki.

İlk tanıştığı zamanları hatırladı. Herkesten uzak. Kimsenin dokunmasından hoşlanmıyordu.

Ve onu kızdırmak adına inadına ona dokunuyordu.

Sonra da sefil bir şekilde abisinden ceza yiyordu.

Lakin zamanla bu uzaklık hissi bitti. Ara sıra başını okşardı abisi şaşılacak şekilde. Zamanla onun dokunuşuna alışkan hale geldi.

Öyle çok yakın olmasalar da...

Belki de bu sefer çok yakın olduğu için hala eski alışkanlığına devam ettiriyordu ve alışamadığı için böyle bir tepki verdi ?

İkisinden birisi.

Surat astım.

Neyse ne, ben içkiyi elde edemedim!

*ağlar*

***

Öte yandan sessiz bir yere çekilerek kendini sakinleştirdi.

Kalbini sakinleştirdi.

Hislerini, düşüncelerini sakinleştirdi.

Lânet olsun, bir zehir gibi!

Eğer orada dayanamayıp bir şey yapsaydı ona ne açıklayacaktı ?

"Sen bana abi diyorsun ama ben sana bu hislerle yaklaşmıyorum ve sana saf olmayan arzularım var" mı ? Bunu mu diyecekti ?

Sıkıntıyla iç çekerken avucuyla yüzünü tuttu. Burun köprüsüne masaj yapıp duvara yaslandı.

Bir süre öylece durdu.

Esinti saçlarını dalgalandırdı.

Ne kadar boşça durduğunu bilmiyor ama durumu tekrar düşünmeden edemedi.

Ne olacak ?

Cidden bu durum ne olacak ?

Sonları ne olacak ?

Shura'yı seviyor. Cidden seviyor. Basit bir arzu değil bu.

Onu istiyor ama kalbini de istiyor.

Gülmesini istiyor.

Mutlu olmasını seviyor.

Bu hareketleri ise ona zarar veriyor. Yapmamalı ama bu günaha da direnemiyor.

Eğer başka bir mesele olsaydı acımasızca bir yaklaşım sergileyebilirdi. İstediği şeyi zorla, kuvvetle söke söke alırdı!

Ama bu meselede bu söz konusu değil.

İlk olarak onu sevse de ona saygı da duyuyor.  Bunun yanı sıra onun üzgün olmasından hoşlanmıyor, öyleyse ona zarar veren biri nasıl olabilir ?

Takıldı.

Göğsü yanıyor.

Acı verici.

Onu terk edemiyor, bırakamıyor da.

Eğer başka bir olay olsa normalde yapacağı şey direk yok etmek!

Düşman mı var ?

Yok et!

Birisi sana savaş açtı?

Yak ve yık!

Birisi seni terk mı ediyor?

İlk tepiği basan sen ol ve ardına bile bakmadan ayrıl!

Birisi sana karşı çıktı?

Gücünle ez!

Çünkü en kısa ve kolay çözümdü. İşler  basitinden halloluyordu hemen. Ama bu çok farklı bir mesele. Hem de çok çok farklı.

Örneğin Ayuan, kız olduğu için Shura'ya rahatça yaklaşabiliyor ve duygularını ifade edebiliyor.

Ayuan bir düşman.

Onun rakibi.

Ve Shura'ya yaklaştığını gördükçe içindeki alevler cayır cayır yanıyor. Kıskanıyor, engel olmak istiyor ve Ayuan'ı parçalamak!

Ama ya Shura ?

Ya onu seviyorsa ?

Ayuan'a zarar verdi diye üzülür mü ? Hayatı kararır mı ? Onu ölesiye sevip de intihar eder mi ?

"Saçmalama, o Shura. Shura'dan bahsediyoruz. Sence böyle bir şey yapar mı ?" Şeytan kılığındaki bir parmak büyüklüğündeki minik çocuk sol omzunda oturdu ve alayla konuştu.

Yifan'ın gözü hafifçe derinleşti. Öyleyse ne duruyor ? Ayuan bir tehdit! Ya Shura'yı baştan çıkarırsa ?

"Emin misin ?" Sağ omzundaki melek de alayla Yifan'a sordu.

"Cidden Yifan ? Sen de ona aşık olana kadar Shura gibi değil miydin ? Birine değer verdiğin pek sayılmazdı. Her ne kadar ailen olsa da, Shura kadar bağlanmadın onlara. Ve Shura da senin gibi Ayuan'a bağlanırsa?"

Duraksadı Yifan.

"Hayal et, sen Shura'yı kaybettiğinde hissedeceğin acıyı, aynı acıyı Shura da Ayuan'ı kaybetmesi ile yaşayacak. Onu öldüremezsin"

Melek omzunda oturarak ayaklarını salladı. Ardından alayla güldü.

"Ama Yifan, cidden aşkın gözü kör ettiği doğru. Aptallaştın" dedi melek.

"Shura ile Ayuan'ın nişanlı oldukları doğru lakin Shura'da hiç mi bir şey fark edemedin ? Hatırla."

"Senin Shura'ya baktığın gözlerle Shura asla Ayuan'a bakmadı. Kısaca, Shura sadece eğleniyor hehe" bir şeytandan da şeytanice gülerek kayboldu melek.

Yifan dondukça yaşlandı ve düşüncelerine daldı tekrar.

Doğru.

Shura daha kimseyi sevmiyor.

Ayuan da dahili.

Ama onu da sevmiyor.

Kaşlarını çattı.

Kendini çıkışı olmayan bir labirente hapsolmuş gibi hissetti.

-Devam Edecek-