42《Tatlım!》

220 34 2
                                    

Eve gelip sıcacık çöreklerimi kemiriken bir yandan da çayımı yudumluyordum. Dün kokan o nefis kokunun sahibi olan tatlı masamda gözlere şölen diye sergilenirken altın gibi parıl parıl parıldıyordu.

Zilin çalınmasıyla gözümü kapıya çevirsem de masadan ayrılmaya niyetim olmayarak çöreklerimi kemirmeye devam ettim.

Kapı hizmetçi tarafından açılırken içeri giren kişiyi görmekle çörekleri boğazıma takıldı.

"Öhö öhöm..."

Öksürerek sakinleşmeye başladım. Abimi görünce dünki sahne gözümün önünde canlanmıştı.

Onca yıl yaşadım, hayatım da hiç bu kadar yanlış anlaşılmaya müsait bir anı yaşamadım doğrusu.

Abim bana doğru gelirken çöreklerimi ve tatlımı yavaştan önüme çektim. Sonra canı çekip de benimkilerine göz dikmesin.

Benim!

"Ehem, abiciğim. Neden buradasın ?"

Masaya oturdu ve bir süre bana baktı. Bana öyle bakınca gerilmeye başladım doğrusu.

"Hiç" diyerek bana bakmaya devam etti.

Ne oluyor ya ?

Aslında Yifan buraya gelmeden bir süre önce Ayuan ile karşılaştı. Ayuan ile Yifan bir süre tartıştı.

"Onun hayatını mahvediyorsun!"

"Ikimizin hayatından çık Ye Qin!"

Ayuan'ın sesleri hala kafasında yankılanıyordu.

Kollarını masaya, başını da kollarına dayayarak iç çekti Yifan.

Birisini sevmek neden bu kadar zor ?

Öte yandan Yifan'n dalgın gözlerini yanlış anlayan Shura cidddileşti.

Abimin gözleri...

Çöreklerime bakıyor!!

Tabağa yavaşça uzanıp kalan iki çöreği de sessizce alıp ağzıma ikisini bir tıktım.

Kusura bakma abi, çöreklerimin hatrı senden ağır ehehe...

Çöreklerimi vurmakta zorlandım. Çayımı da kafaya diktim.

Daha sonra abime tekrar döndüm.

Eh ?

Boş tabağa bakıp duruyor ?

Abi emin misin ? Tabağın tadının güzel olacağını sanmam. Yemek olarak tavsiye etmiyorum.

Ah belki de yemiştir de tadını sevmiştir?

Elime tabağı alıp dik dik baktım.

Tadına baksam mı?

Tabağı ağzıma götürüp ısıracağım sırada "Ne yapıyorsun ?" diyen abini gördüm. Bana tuhaf bir şekilde bakıyordu.

Tabağı tadıyordum?

Tabağı masaya koyup "Abi senin neyin var ? " diye sordum.

Bir süre dondu. Yüzüme ciddiyetle bakıp zorla cümlelerini dile getirdi. "Ben..."

"Sana engel mi oluyorum ?"

Engel olmak ?

Sen mi ?

Hadi ordan lan. Sen benim altın madenimsin. Senin sayende ne istersem bedavaya alıyorum. Para bile harcamama gerek kalmıyor.

Bu kitap meselesi bile senin sayende halloldu. Şans yıldızımsın benim!

Hangi manyak soktu bu düşünceyi aklına ?!

Aklı sıra şans yıldızımı kaçıracak!

"Abi"

Ona sırıtarak "Evet" dedim.

Sersemledi.

Alnına dokunup "Bu düşüncelerin bana engel" dedim.

Doğru. Bu düşünce nedeniyle ya altın madenim benden uzaklaşırsa?

Bu düşünceler tümör!

Bana bakan abime ciddiyetle dönüp "Umursamaz biriydin. Ne ara bunlara takılır oldun ?" demeden edemedim.

Yifan sersemleyerek gözleri karmaşık bir ifadeye sahip oldu.

Shura...

Bana gaz verdiğinin farkında mısın?

Gözlerini yumup sakinleşmeye çalışan Yifan'ın aksine Shura gözlerini tatlıya çevirdi. Çatalı alıp tatlıya uzanırken aniden tatlı önünden yok oldu.

Shura "???"

Yifan tatlıya el koyarak "Dişlerin çürüyecek yeter" dedi.

Shura "..."

"Abi ben çocuk değilim ver şunu!" Shura elindeki tatlıyı almaya çalışırken Yifan vermemekte kararlıydı. Yifan saatine bakıp "Işine gitmek gerek" diyerek uzaklaştı.

Shura yıkık bir şekilde Yifan'ın arkasına bakarken, Yifan'ın bundan ne ara haberi olduğunu bilmeden geride kaldı.

Kalbini tutup "Tatlım" derken acı bir şekilde, işe lanet etmeye başladı.

Acısını öğrencilerinden çıkarmalıydı!

-Devam Edecek-

🔹️❕HAYALET❕🔹️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin