31《Sıyrık》

236 38 3
                                    

"Biz artık kalkalım" bir süre sonra Kija ayağa kalkarak söyledi.

Herkes ayaklanırken Ye Qin kalkmadı.

Ye Qin'in gitmeye niyeti yoktu. Tam Kija konuşacakken ondan bir adım önde konuştu Shura.

"Abi sen kal istersen"

Herkes giderse annesinden dayak yeme ihtimali vardı. Kurnazlığı tutan Shura hemen kendisine bir koruyucu kalkan edindi!

Bir de sarayda sıkılıyordu, abisi ile vakit geçirebilirdi değil mi ?

Kija Ye Qin'e baktıktan sonra diğerleri ile ayrıldı.

Nuwa ailesi de ayrıldı, Ayuan "Kalmak isterim ama kalamam" dedi pişmanlıkla. "Önemli değil Ayuan, kapım sana her zaman açık. Ben burada olsam da olmasam da istediğin gibi gelip gidebilirsin" Shura'nın yine 'romantik' liği tuttu. Ay ışığı enerjisi kazanma moduna girdi direk.

+700

Aldığı enerjinin mutluluğu ile Ayuan'ın yanağına bir öpücük kondurdu.

+900

Daha bir gülümseme ile "Kendine dikkat et" dedi. Ayuan da gülümseyerek "hoşçakal" dedi.

Gitmeden önce Ye Qin'e uyarı dolu bir bakış atmayı es geçmedi.

Nuwa ailesini de gönderdikten sonra odada o, abisi ve ailesi kaldı.

Koltuğa geçip rahatça yayılarak oturdu Shura.

Annesine dönerek "Anne beni ne zamandır beri biliyorsunuz ? Ve nasıl buldunuz ?" sormadan edemedi.

Leina oturarak "En başından beri. Doğumundan. Bebekken bir insan bedeninde olmana rağmen şeytan ruhuna sahiptin. Sahi insan olmayı nasıl başardın bilmiyorum ama, yine de benim çocuğumsun"

"Ölmüştüm" dedi Shura o zamanları hatırlamaya çalışarak.

"En son delirip intihar ettim"

Leina hala rahatsızdı. Bu oydu. Onun hayatı. Shura nasıl bu kadar duyarsız olabilirdi ? Kişi ne kadar kendi hayatına bu kadar yabancı kalabilirdi?

Annelik içgüdüsü baskın gelirken yüreği yanıyordu.

Kızının bu hayatı yaşamasına hangi annenin yüreği dayanırdı ?

Buna rağmen iyiymiş gibi göstermeye çalışan Laina'nın aksine Shura gerçekten takmıyordu.

Hayattı bu.

Hayattan her bok beklenirdi.

Hep mutlu son olacak diye bir şey yoktu ki. Hikaye değildi bu.

Masal değildi, rüya değildi.

Shura çoktan hayatının rimini tutturmuş, kafası güzel yaşıyordu. Onun alıştığı şeyler diğerlerinin kabusuydu.

"Shura elin kanıyor" Laina endişeyle elini alıp baktı.

Alışkanlık ile her zamanki gibi derisini soymuştu. "Ufak bir sıyrık anne sadece" dedi gülerek.

Elini eri çekmeye çalışsa da Laina yanında taşıdığı her zamanki çantasından bir yara bandı, sargı bezi, yarayı temizleme amacıyla ilaç (o ilacın ismini unuttum ;-;) çıkarmıştı.

Önce elini temizleyecek iken Shura elini çekti.

"Anne abartıyorsun" dedi hafif kaşlarını çatarak. Ufak bir sıyrığın abartılacak neyi vardı.

"Ne abartmadı Shura! Kemiklerin göründü görünecek!" dayabamadan patladı Leina.

Shura parmağına odaklandı.

Cidden ufak bir sıyrıktı.

Shura "..."

Şimdi şunu anlamıştı ki, anneler abartan canlılardı.

İkinci olarak da annelere karşı asla kazanamayacağını anladı.

İtaate annesinin o minik sıyrığı iyileştirmesini isterken aklına yaralandığı anlar geldi istemsizce.

Kolu, parmakları, organları koptu. Zamanla her türlü yaralanmayı geçirdi. Hatta olanca yarım bilgisiyle kendini ameliyat bile etti. Tabii cehaletin getirdiği sonuç ile az daha ameliyat masasında hakkın rahmetine kavuşacaktı lakin son anda kurtarıldı.

Kafası bile koptu. Sağlam kalan bir yeri olduğunu hatırlamıyor bile. Anlayamıyor. Cidden anlayamıyor.

Tuhaf, ilginç insanlardı.

Annesini inceledi.

Kaşları hafif çatık, serin kokusu ve soğuk bir mizaca rağmen yüzünde gizlenemeyen hassasiyet ve naziklik bulundurmakta idi.

Endişesini hissediyor, ona olan ilgisinin sahte olmadığını her hali ile görüyordu.

Uzun zamandır yalnız olarak, yanında birilerinin olması tuhaf hissettiriyordu.

Belki de...

Ailesinin olması o kadar da kötü bir şey değildi.

-Devam Edecek-

Lânet olası böcek elimi soktu (ಥ_ಥ)

Parmağımda çatalı saplandı kaldı ve benim böcek fobim var =͟͟͞͞(꒪⌓꒪*)

O an dışarıda olduğumu unutarak ana avrat sövüyordum (evet, hayal kırıklığı için üzgünüm ama küfür var) ve tüm komşular beni gördü (π_π)

Utanç diz boyu ah...

🔹️❕HAYALET❕🔹️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin