78《Bırak bu ayakları/yalanları!》

217 26 0
                                    

Hazırlanıp banyoya ilerledim.

Suyun başımdan aşşağı  inerkenki hissi bana bir şeyleri çağrıştırıyordu.

Ah su bedenimi her zaman rahatlatıyor.

Birkaç  anı beynime hücum ederken donukça suyun altında durdum.

"Ne bilirsin ki sen ?! Hiçbir şeyim kalmadı artık!"

Beynimde yankılanan sese dikkat kesildim önce.

"Annem yok! Babam yok! Kimsem yok!"

Ah...

Güldüm hafifçe.

Olsa ne olacak, olmasa ne olacak ?

"Ben ailemden alamadığım sevgiyi başkalarında aradım!"

Bu sesi duymakla iyice bir kıkırdadım. Beynimdeki sesle konuşurcasına fısıldadım.

"Ah küçük kız, başkasının sevgisi ile ne elde ettin ?"

Beynimde kısa bir sürelik sessizlik oldu.

"Ben...ihtiyacım var" dedi tereddütle. Daha da gülümseyip "Tch tch tch, sevgi karın doyurmaz küçük kız. Barınma ihtiyacını karşılamaz, sana bakmaz. Bu sadece seni kendi köşende kısır bir döngü ile avutur" dedim dudaklarımdan silemediğim alaylı bir gülümseme ile.

Kafamdaki ses hıçkırıklar eşliğinde sarsılarak ağlamaya başladı. Bağırdı "Anlamazsın! Ne bilirsin sen ?! "

"Şiddet gördüm. Halbuki tek isteğim ilgi idi. Bir deney faresi gibi görüldüm! Hayvan kadar değerim yoktu! Ben mutluluk istedim, kader bana vermedi! Neden, neden herkes mutlu iken ben bunları yaşadım?!"

"Kapa çeneni!" Shura kafasında sinek gibi vızıldayıp duran şikayetleri dinleyemedi. Kaşları tamamiyle çatık bir şekilde bağırdı. "Kapa çeneni ve bırak bu ayakları!"

Kafasındaki sesler sustu.

Lakin bir süre sonra daha da şiddetli hale geldi.

"Sen nereden bileceksin?"

"Ben şunları çektim..."

"...ama..."

"Ben şunları yaşadım..."

Shura kulaklarını kapatarak tekrar bağırdı "Kapa çeneni! Bahane sunmayı kes!"
Öfkeden yanan gözleriyle tekrar bağırdı. "Büyü biraz! Olgun ol! Mutsuz musun ?! Tembelce oturup mutluluğu bekleyip dur sen her zamanki gibi!"

"Şiddet mi gördün? Hayvan kadar değerin yok muydu ? İlgi mi istedin ?"

"Saf!"

"Yerinde oturup her şeyin yoluna girmesini bekleyen bir safsın! Hayır bir salak!"

"Gördüğün şiddet ve değersizliğinin  sorumlusu sensin! Güçsüzlüğün kendi suçun, çünkü hep başkalarından bekledin! İleri adım atmadan armut piş ağzıma düş dedin! Şimdi de armudu yiyenlere bakıp yakınıyor musun ? Yeter! O bahanelerini de al siktir ol git kafamdan!"

"Ama!"

"Ne aması?!" Sinirle çıkışan Shura'ya suçlayıcı bir ton ile konuştu ses.

"Sen ve ben aynıyız! Sen anlamalısın derdimden!"

"Bırak bu ayakları, seninle uğraşamam." Shura hafifçe  sakinleşerek  konuştu. "Aynı mıyız? Üzgünüm küçük kız ama ben kimsenin sevgisine muhtaç olmadım. Ben kendime yeterim, kimsenin ilgisine ihtiyacım yok!"

"Ben hiç yakınmadım küçük kız. Hep güçlü oldum ve beni ezmeye çalışanları yok ettim. Ikimiz asla aynı olamayız. Aramızda Alem kadar fark var"

"Acı? Hicbir şeye acı çekecek kadar bağlanmadım ve arzulamadım"

"Hahaha, demiştim. Aynıyız"
"Ikimiz de kendisine yalan söyleyenlerden..."

"Shura"

Shura sarsıldı.

Kendisine yalan söyleyenlerden...

"Açık ol, onlara bağlandın. O sözde  ailene, sevgiline ve zavallı hislerine. Ah Shura, fark etmiyor musun ? Acınası bir halden kurtuldun. O eski hayatına sahip değilsin. Yalnızlığa mahkum değilsin artık. Asıl sen, bırak yalanları..."

-Devam Edecek-

🔹️❕HAYALET❕🔹️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin