105《Bin Yıllık Tabut》

166 22 0
                                    

"Shura artık dinlen" Yifan gökyüzünden sakince inerek konuştu.

"Hayır" Shura başını salladı ve "Bugün bitirmem gereken son bir şey kaldı" dedi.

Yifan'ın meraklı bakışlarına karşın iç çekerek söyledi.

"Bugün 1000. Yıl."

Yifan anlamayarak kaşlarını çattı.

Shura bir köşeye oturup dinlenerek açıklamaya başladı.

"Biliyorsun, benim sadece tek bir kan bağımın olduğu akrabam var"

Yifan bunun üzerine o kadını hatırladı. Aniden bedeni ürperdi, o kadın çok tehlikeliydi!

"Ablam ve ben gerçekten de üstün güçlerdendik. Her şeye sahip olmak güzel bir düşünce ama güzel bir yaşam değil"

İç çekerek devam etti.

"Bunun üzerine bir oyun oynama kararı kıldık. Ikimiz de güçsüzlüğü tatmak istedik. Hafızamız var ise gücümüzden haberdardık" iki elini yana açıp omuz silkerek "Hafızamızı sildik ve kendimizce kimlik oluşturduk"

Yifan tek kaşını kaldırarak yanına oturup dinledi.

"Ilk ablam oyuna başladı. Bir süre onun yanında durup yardımcı oldum, yol gösterdim denebilir" çenesini kaşıyarak devam etti.

"O zamanlar sen benim peşime zaten düşmüştün, sahi! Nasıl buldun beni, milyonlarca gezegenin arasından ?"

Shura aklına gelen soruyu şüpheyle sordu.

Yifan teslim olma işareti yaparak "Kızma" dedikten sonra "Ablandan haberdardım, onu tehdit ettim yerini söylemesi için" dedi. Shura güldü ve "Yürek yemişsin, peki o ne yaptı ?" Merakla sordu.

Yifan o anı tuhafça anlattı.

***

Ye Qin sinirle etrafında dolaşıyordu. Bulamıyordu!

Bunun üzerine ablasından haberdardı, bu nedenle hızla onun yanına geldi.

Kadını gördüğünde şaşırdı.

Tabuta yastık koyuyordu, yorganı da yanındaydı.

"Shura nerede ?"

Rose arkasına bile bakmadan eliyle git hareketi yaptı. Ye Qin o anın siniriyle kadına patladı.

"O nerede ? Söyle yoksa!"

"Yoksa ?" Rose tek kaşını kaldırdı. Uzun süredir tehdit edilmiyordu. Bu onu tuhaf ve ilginç hissettirdi.

"O tabutu yok ederim"

Rose tabuta uzanacakken "Sıkıyosa dene" dedi. Siyah göz bandını gözüne geçirip tabut kapağını kapatacakken Ye Qin eline topladığı güçlü aurayı tabuta saldı.

Tabut anında parçalara ayrıldı, moloz parçaları havada uçuşurken Rose bandajını çıkarttı ve Ye Qin'e baktı.

Ye Qin hhafif şaşırmıştı. Kızdığı apaçık belli olsa bile hafif bir gülümsemeyle "Gel buraya kardeşim" demişti nazikçe.

Sonrasını...

Hatırlamak bile istemiyordu!

***

"Pfffthahahahah!"

Rose önce onu bir güzel benzetmiş, ardından da yerini söylemişti.

"Ablam sen beni bulmaya geldikten sonra tabutta enerjisini toplamak adına 1000 yıllık uykuya dalmaya karar kıldı. O sırada ben de hafızamı silmiş, Aura klanının sıradan bir çocuğu olarak yaşamıma başlamıştım. "

Bu gezegende birkaç yıl geçse de bulunduğu ortamın zamanı çok hızlı geçiyor, kısaca onun uyanma süresi geldi.

"Kısacası kurduğumuz oyun sona erdi, yeni yaşamlarımıza başladık"

Gözlerinde bir özlem ifadesi belirdi.

"Oyun başlamadan önce ikimiz de yalnızdık, oyundan sonra ailelerimizin olacağını kim bilebilirdi"

"Ama o hala yanlız" Yifan söylemeden edemedi.

"Ablam çok sadık birisi Yifan" başını salladı ve ciddiyetle konuştu. "Onu serbest bıraktıktan sonra hatalarını kesinlikle telafi edecek"

Yifan sordu "Sonra ?"

"Heh" gülümseyerek gözlerini kapattı ve devam etti. "Nasıl ben şimdi ailemin yanındaysam o da ailesinin yanında duracak"

Yerden yavaşça kalkıp üstünü sirkeledi.

"Gidelim"

-Devam Edecek-

🔹️❕HAYALET❕🔹️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin