🔹️❕HAYALET❕🔹️

43《İntikam Zamanı!》

Anlaşılan o ki öğrenci iken çirkin makyajım ile okula gittiğimde öğrenciler beni epey bir sevmişti (!). Hatta öyle ki hayran (tiksinç) gözlerle bakıyorlardı bana resmen.

Madem öyle öğrencilerimi mutlu etmek amacıyla bu makyaj ile gidecektim okula eheheh!

Bir de işin en iyi tarafı, bir zamanlar en sevdikleri (!) kişinin kendi öğretmenleri olduğunu duyduklarında ne tepki vereceklerdi ?

Surat ifadelerini görmek için sabırsızlanıyordum.

***

Öte yandan Yifan Shura'dan aşırdığı tatlıyı duvara dayanmış yerken başını sallayıp onaylarcasına "Shura'nın damak zevki cidden iyi" dedi.

***

Shura her zamanki gibi hazırlandıktan sonra aynada kendini incelerken başını sallayıp "mükemmel" diye mırıldandı.

Beyaz lekesiz kıyafeti, solunda asılmış her zamanki gibi ikiz kılıçları, uzun siyah saçları toplanmış ve özenle taranmıştı.

Lakin o surat...

O surata diyecek laf yoktu açıkçası.

Eğer benzetme yapılacak olsaydı "suratsız" denecek en iyi tanımlama olurdu. Dalga amaçlı değil, cidden suratı olmayan bir bireydi.

Parçalanmış ve kanlı bir surat, kişiye doğrudan bakamamalarına sebep olurken Shura bu yüzden epey bir memnun kalmıştı.

Kapıdan çıkıp ıslık çalarak halinden memnun bir şekilde okula ilerledi. Sabahki tatlı meselesini unutmuştu. Bu nedenle şuan ruh hali epey bir iyiydi.

Okula geldiğinde yol boyunca herkes ondan uzak dururken o gülümseme ile sınıfa ilerledi.

Sınıfın kapısını açması ile sınıf sessizliğe boğuldu.

Birkaç sene önceki o nefret edilen surat yine sınıfın karşısındaydı. Hem de bu sefer maske bile takıp saklama gereği görmeden!

Herkesin suratı değişip düşmanca gelen kişiye bakarken, Shura gözüne bile almadan öğretmen masasına ilerleyip oturdu.

"Oturun yerinize"

Shura konuşmasına rağmen kimse takmamış, ona dik dik bakıyordu.

"Eh çocuklar, yeni öğretmeniniz benim ehehe..." elini sallayarak neşeyle konuştu.

Gülümsemesi ile suratı daha da korkutucu olmasaydı gerçekten sıcak ve nazik bir gülümseme olabilirdi.

Bu sırada içeriye müdür girdi. Sınıf itiraz edemeden "Yeni öğretmeniniz" dedi. Shura sınıfın onu takmayacağını bilerekten önceden buraya gelmedi için müdürü tehdit etti.

Müdür ecel terleri dökerken "Lütfen öğrenciler bir bela etmeyin. Karşınızda sizden daha bela biri duruyor. Başıma musallat olur sonra" diye dua ediyordu içinden.

Öte yandan öğrenciler şaşılacak derecede itiraz etmedi. Tabii ki bu onların uslu duracağı manasına gelmiyordu. Akıllarında bu öğretmeni "uğurlamak" adına onlarca senaryo dolaşırken aynı şekilde Shura'nın da aklında binlerce öğrenci eziyet senaryosu uçuşuyordu.

Müdürün elindekileri alarak "Sen git artık" dedi Shura. Alayla sınıfa baktı, ardından da müfredata.

"Tck tch tch çocuklar"

"Açıkçası bu sınıfı oyun diye aldım ele ama bu kadar seviyesiz olduğunuzu hiç düşünmedim doğrusu" elindeki müfredata iğrenmeyle baktı.

"Firiko? Bu adamın tarihini mi öğretiyorlar? Bu adam kim gerçekte bilmiyorlar ki! Bu adam hırsızın teki. Hem de en acemisi. Bir ara benden bir şey çalmaya çalışıp da hayatını son buldurduğum salak"

" Tüh tüh tüh bu nee ? Bilmem ne adamının ilkeleri mi? Bu adam cehennemde tuvalet temizleyicisiydi be!"

"Arison?" Elindeki kağıdı parçalayıp "Çöpçünün hayatını deha diye öğretiyorlar ya yuh ola!" diye surat buruşturdu. Elindeki her şeyi çöpe atıp "Şu ana kadar öğrendiğiniz her  şeyi unutun. Beyninize çöp sokmuşlar salaklar" derken elini çırpıp masasına oturdu.

"Bu işi ciddiye almayı düşünmüyordum ama şu anda içimde  feci bir öğretmenlik hissi tutuştu." Alaycı ifadesi son buldu, ciddileşti.

"Dersimiz ne ?" diye sordu.

"Tarih" diye cevap verdiler.

Öğrenciler açıkçası bu kişiyi öğretmen olarak görmüyordu ama daha demin Shura'nın söylenmesi dikkatlerini çekti.

Çöpçü?

Tuvalet temizleyicisi ?

Acemi hırsız?

Zaten bu derslerden nefret ediyorlardı. Hayatlarında ilk defa bir öğretmen onlar ile aynı düşünceye sahip olmuş ve "unutun" demişti. Ne işlerine yarayacaktı ezberledikleri bu kişilerin hayatları?

Hiçbir!

Shura geçmişi anımsadı. Bunlar ırk yok diye ona gülmemişler miydi ya ?

Sırıttı.

Ellerini birbirine sürtüp "Eheheh, intikam zamanı" diye mırıldandı.

-Devam Edecek-