27《Mücadele》

259 37 5
                                    

Shura oturur oturmaz kucağına aslan yerleşip herkese bakarak Shura'yı sahiplendi.

Herkes "..."

O sırada Xusa "Lordum yanağınız" dedi. Shura 'yanağımda ne var' diyemeden Xusa yanağından öpüp utançla kaçtı.

Herkes "..."

"Ah bekleyin, birkaç atıştırmalık daha olacaktı, ben onları getireyim" Shura Xusa'nın hareketini umursamadı, her zamanki mesleydi, tekrar ayrıldı.

Bu sefer Ye Qin ve Ayuan bakıştı. Ayuan "Geçiçi ateşkes yapalım, ben aslanı sen Xusa denilen kadını ortadan kaldır" dedi.

Hem aslan hem de Xusa'nın hareketlerinden gıcık olan ikili hayatında ilk defa ortak bir karar kılıyordu.

"Sakin olun bir" Leina tekrar konuştu.

Kija artık dayabamadan konuşmaya başladı "Bu konuyu bir an önce çözüme kavuşturmalıyız"

"Geri çekilmem"

Ayuan hemen konuştu.

"Asla vazgeçmem" Ye Qin de kararını belirtti.

"Öyleyse" Nuwa kabilesinin lideri konuştu. Bütün dikkatleri üzerine alınca devam etti. "Neden ikiniz birden şansınızı denemiyorsunuz? Bundan ona bahsetmeden Shura'nın gönlünü almaya çalışın. Bir nevi yarış gibi. Hanginiz ile olacağı ise kendi kararı"

Ortam tekrar sessizleşti.

"Kabul ediyorum" Ayuan yeteneklerine güveniyordu.

"Tamam" Ye Qin de tereddüt etmeden kabul edince mesele böylece sonlandı.

Shura içeriden tatlı ve benzeri yiyeceklerle geldi. Hizmetçiler çoktan içecekleri dağıtmıştı.

Shura tekrar oturur oturmaz tüm gözlerin üzerinde olduğunu hissetti.

Tabii ki de yokluğunda yapılan konuşmanın içeriğinden habersiz olduğundan bundan bir anlam çıkarmadan tatlıya girişti.

Ağzına tıkıştırıp görgü kurallarını bir köşeye fırlatarak yedi.

Herkes atıştırırken sadece tabak ve çatalların sesi duyuldu.

Tatlı bittiğinde Ye Qin bir mendil ile ağzının köşelerini sildi, Shura da yapmaya erindiginden onun yapmasına izin verdi.

Bu ikisi için normal bir hareketti. Sonuçta alışılmış, her zamanki olaydı.

Lakin diğerlerinin gözünde öyle değildi.

İlk olarak şaşıran Kija, Helian ve Sarian oldu. Ye Qin böyle bir şeyi yapmaya insiyatif alacak biri hele ki hiç değildi.

Vain, Raizack ve Laina'nın şaşırmasınin nedeni Shura'nın çok içten ve yakın karakterli biri gibi görünmesine rağmen diğer kişilerle bu tür yakınlık kurmamasıydı. Shura her daim tembel ve uykulu gorünse de, aslında her anda tetikte ve dikkatli idi. Ailesine bile tam güvenmiyordu ve bu durum Leina ve diğerleri tarafınca elbette biliniyordu.

Lakin Qin'in yanında iken tüm tedbirlerini bırakıp rahatlamış idi. Kısaca Shura fark etmese de ona güveniyordu.

Bu sahnenin gözlerine yansıdığı Ayuan ise çatalı sinirle bükerken gözleri derinleşti.

Aniden nazikçe gülümseyip "Shura" dedi.

Shura ona dikkatini verdiğinde kar tanesi kolyesini göstererek "Bak, bana aldığın hediyeyi taktım" dedi.

Bu en şaşırtıcı olaydı.

Ortaya atom bombası atılmış gibi bir etki oldu.

Ölümcül sessizlik...

Normal gibi görünen bu cümle aslında Ye Qin'in kalbine vuran en zehirli hançerdi.

Tüm kişilerce Shura'nın bencil olduğu huyu yaygındı. Buna rağmen Shura birine hediye almıştı ve bu kolyenin görünümüne bakarsak gerçekten düşük fiyatlı bir kolye değildi.

Nefes darlığı çeken Ye Qin yumruğunu sıktı. Derin gözlerinde inatçılık ateşi parıldadı.

Kalbî ağrıyor.

Ama pes etmek istemiyor.

Bir erkeğin peşinde koşarak zaten olan yüzünü kaybetmişti bile.

Karşısındaki kişi ise kendini abisi olarak görüyor. Bu ilişkinin yürümeyeceği çok açıktı.

Hatta belki de 'kardeşi' ona olan hissini öğrendiğinde ondan iğrenerek kaçacaktı ?

Hayır belki de değil, açıkçası zaten ondan kaçıyordu ve kaçmasının sebebi onu sevmesiydi.

Shura buna zaten tepkisini vermişti.

Kabul etmeyecek.

Ondan hoşlansa da hala onun büyüğü ve ona yol gösterme hisleri var. Hala ona kardes gibi de davranıyor.

Belki de...

Onun hayatında bir tümördü?

O olmazsa güzel bir kadın ile evlenecek, çocuk sahibi olabilecek ve mutlu olacaktı.

Buna rağmen o, Shura'yı inatla bu çukura çekmeye çalışıyordu. Bu bataklığa, bu pisliğe...

Onunla olursa...

İkisi de erkek ve bu düşünce hala onun için bile kabul edilemezdi.

Shura'nın mutlu hayatını bozan bir tümör gibi...

Belki de hayatından çıkmalıydı.

Onu unutmalı.

Evlenmesine göz yummalı.

*gözü kararır*

Bu herkesçe pis ve iğrenç düşünceleri aklından atarak ondan uzak durmalı.

*duraksar*

Ama...

Peki ya onu baştan çıkarması ne olacak ?

En başında o da eşcinsel değildi. Onu baştan çıkarıp da eşcinsel yapan suçlu oydu.

Peki ya bu ne olacak ?

Bunun sorumluluğunu kim alacak ?

Hayır, onu bu çukura itip de kaçabileceğini mi sanıyordu?

O yaptığı büyük bir suçtan sonra hiçbir şey olmamış gibi bu işin içinden sıyrılamazdı.

Onu bu hale getiren oydu.

Onu baştan çıkaran oydu.

Ona acı çektiren oydu.

Sorumluluğunu almalıydı.

-Devam Edecek-

🔹️❕HAYALET❕🔹️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin