(Arasın anlatımıyla)
"Bütün kaybettiklerim gökyüzünde saklıydı sanki,iyileştiriyordu beni gökyüzü"Kaan sofradan sinirlenip kalktıktan sonra büyük bir sessizlik oldu.Eniştem bile hiç konuşmamıştı.Masada ki uzun sessizlik sonrasında Kerem birden ayağıma vurdu.Büyük bir ihtimalle artık gitsek mi hareketiydi bu,Kerem gözleriyle de kapıyı işaret edince birden masadan kalktım.
"Şey ya benim yarın okulda çok işim var.Ben kalkayım.Kerem sen beni bırakır mısın?"diyince Kerem mutlu oldu.Ardından o da hemen ayağa kalktı.O an bir şey unuttuğumu anladım.Berkeyi unutmuştum.Onu burada bırakırsam büyük ihtimalle bütün geceyi eniştemle geçirmek zorunda kalacaktı.Berke bana masum gözlerle bakarken aslında o an onu orada bırakmak istemiştim.Ama sonrasını düşünerek.
"Berke sende benle gel de biraz ders çalışırız."o an Berke'nin gözlerindeki mutluluğu görmüştüm."Hemen geliyorum.Arasın dersleri çok kötü de ben onu bir matematik çalıştırayım."Tek sorun benim sözelci olmamdı...
"Evet evet hadi çok konuşmadan biz kalkalım."O an herkes sofradan kalkarken Ayazla vedalaşmadığımı hatırladım bir süre büyük bir ihtimalle onu görmeye gelemezdim.
"Gel bakıyım sarı kafam!"Ayaz ona sarı kafa dememi çok anlamasa da bence kesinlikle çok seviyordu.Onu öptükten sonra yavaşça evden ayrıldık.
Evden ayrıldıktan sonra uzun bir süre konuşmadık.Bu sessizliği bölen Kerem olmuştu.
"Abi siz eve gitmeyin.Ben Kaan'a güvenmiyorum.Siz bize gelin eğer bu gece gelmezse çıkıp bunu ararız.Büyük ihtimalle bara gider.Ama ne halde bulabiliriz onu tahmin edemiyorum."Kerem haklıydı.Büyük ihtimalle Kaan kafasını dağıtmaya gitmişti.Sabaha karşı gelecekti.Sonrasında Keremlerin evine doğru yöneldik.
Keremlerin evi sahilin karşısında olduğu için denizin kenarından gidiyorduk.O kadar fazla insan vardı ki sahilde birasını almış tek başını denizi izleyen.Herkesin bir derdi vardı.Hemde çok dertleri vardı.Burada 20 yaşında gençlerde vardı,40 yaşındakilerde...
Bazıları denizi izliyordu.Bazıları çimene uzanmış gökyüzünü izliyorlardı.Çoğunun kulağında kulaklıklar vardı.İnsanlar acılarını şarkılara sığdırıyorlardı.Her şarkının ardında pek çok dert vardı,bir çok ayrılık vardı.O an oradaki gençler gitarlarla şarkı söylüyorlardı.İçlerinden biri Kaan Boşnak'ın şarkısını söylüyordu.Sesinde huzur vardı söyleyen kişinin ama şarkıda da bir o kadar acı saklıydı.
"Değişmem gülüşünü tüm dünya benim olsa da"diyordu şarkı,cidden öyleydi.Bir insanın gülüşü bütün her şeyi unutturabilirdi size...
"Abi ben size bir şey diyeceğim."Berke bütün sessizliğin içine sıçmıştı.Neden böyleydi bu çocuk neden susamıyordu?"Allah aşkına de de sus!"Kerem Berke'nin konuşmasını çekemiyordu.
"Şimdi Kaan denizde ölmek isterdim diyor ya.Şimdi sinirlenip çıktı.İntihar falan etmiş olmasın.Deniz kenarındayken baksak mı?"Bir insan düşünün ne kadar gerizekalı olursa Berke de o kadar gerizekalıydı.Kerem beni beklemeden Berke'nin kafasına şaplağı yerleştirmişti.
"Berke nolur mal mal fikirlerini bu gece kendine saklar mısın?"Lafımdan sonra sanki çok ciddiymişim gibi bir de kafasını evet manasında sallamıştı.Eve vardığımız gibi Kaan'ın kıyafetlerinden bir şeyler geçirdim üzerime,Kerem direkt bize kahve yapmayı önerip mutfağa geçmişti.
"Böyle işleri normalde Kaan yapar umarım becerebilmişimdir."
"Bir kahve yapamıyorsan da git kendini camdan aşağı at Kerem.Yapmışsındır alt tarafı kahve!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
150 Sayfalık Hayatım
Teen FictionBirbirine bu kadar benzemeyen insanların,bir arada olması ne kadar eşsiz olabiliyor ise bunun örneği onlardı. Aras ve Kaan ikisi de birer ölümlü ama umutlarını ve kaybedişlerini başka şeylere sığdıran ölümlüler. Kaan,denizlere aşık bir adam...Onlar...