"Ben özlemem hasret çekerim... Sana hasret çekmeme izin verme"
(Adanın anlatımıyla)
Gözümü açar açmaz hemen karşımda uyuyan Kaan'ı gördüm.Yatağın karşısında duran koltukta oturur vaziyette uyuya kalmış ya da rahatsız etmemek için koltukta yatmayı tercih etmişti.Dün akşamdan sonra aşırı derecede başım ağırıyordu.Sanki daha yeni yatmışım gibi hissediyordum.Ama saatte baktığımda saat 11:23 ü gösteriyordu.Baya uyuduğumu anlayıp yüzümü yıkamak için tuvalete doğru ilerledim.
Tuvalete girdiğimde ilk iş aynada kendime bakmak oldu.Saçım çok fazla dağılmıştı.Hemen saçımı bileğimdeki siyah toka ile basit bir topuz yaptım.İlk haline göre daha iyi duruyordu.Yüzümü de soğuk su ile yıkadıktan sonra kendime gelmek için içeriye geçip bir kahve yapmaya karar verdim.Ev de mutfak amerikan tipiydi.Bu yüzden salona doğru ilerledim.Salon boştu.Zaten kimse uyanmamıştı.Balkondan gelen şarkıyı duyduğumda oraya doğru baktığımda Arasın orada olduğunu anladım.Belki o da kahve ister diye iki tane fincan çıkarıp ikimize de kahve yaptım.Hazırladıktan sonra balkonda iyice gökyüzünü izlemeye dalmış olan Arasın yanına gittim.Balkonda oturduğumda ilk fark etmedi.Sonra kahveyi ona uzatınca hafif bir tebessüm ile kahveyi aldı.
Aras değişik biriydi.Sanki hem mutlu ama bir o kadar da mutsuzdu.Aralarında en umutsuzu oydu.Onları tanıyalı çok kısa bir zaman olsa da onları biraz da olsa çözmüştüm.Hepsinin yüzünde yaşam umutlarına dair bir ifade vardı.Güldüklerinde belli oluyordu.Ama Arasta o ifade olmuyordu.Hiç bir zaman içten gülmüyordu.Hep bir tarafı eksikti.Belki de aralarında çözülmesi en zor oydu.Çünkü kendine dair ,iç dünyasına dair hiçbir şey belli etmiyordu.Saklı bir kutu gibiydi.Aslında Kaan ile benziyorlardı.Hareketleri değil,konuşma tarzları veya dış görünüşleri değildi benzeyen şey,onların yüzlerinde ki ifade aynıydı.Ama hep birbirlerine bir adım uzakta duruyorlardı.Ezeli bir düşman gibi değillerdi.Ama birbirlerine bakışları birbirlerini sevmediklerini belli ediyordu.Ama şuna emindim.İkisinden birine bir şey olsa,yardıma ilk koşacak olanlar yine o ikisi olacaktı.
Ben kahvemden yudumlar alırken Aras gökyüzünü izleyip,arkada hafif bir şekilde çalan şarkıyı dinlemekten başka bir şey yapmıyordu.Kahve den en fazla iki yudum almıştı.O bunları yapmaya devam ederken kapı çalmıştı.
"Ben açarım"Aras zaten hiç açmak için hareket etmemişti.Daha fazla çalmasınlar diye kapıyı açmak için ben ayağa kalktım.İçeri geçtiğimde Burcu'nun da uyandığını gördüm.O da kendine atıştırmalık bir şeyler hazırlıyordu.
"Günaydın Ada"Bana samimi bir gülüşle bakmıştı.Ben de ona gülerek kapıyı açtım.Karşımda iki tane yaklaşık iki katım olan kız vardı.Biri kumral,diğeri ise sarışındı.Fazla güzellerdi!
"Buyrun."Kızlar hiç beni önemsemeyerek hatta yok sayarak içeri girmişledi.
"Kaan ve Kerem yok mu?"O an yok demek istemiştim.Ama Kaan çoktan yarı uyur halde içeri girmişti.Bu halde bile tatlı duruyordu.Kızları görmezden gelerek o da mutfağa yönelmişti.Sanki evde herkesin ilk durağı mutfaktı!Kızlar hala Kaan'a bakarak gülüyorlardı.Kaan elinde bir su bardağı ile gelip koltuğa oturduktan sonra kızları fark etmişti.Ben ise hala kapıda salak gibi duruyordum.Kapıyı sertçe yani aslında bana göre sertçe kapattım.Sonrasında kızlar beni görsün diye Kaan'ın yanına oturdum.Oturur oturmaz.Kolunu benim arkama atmıştı.Cidden uyuyordu!En sonunda kızlara cevap vermek için konuşmaya başlamıştı.
"Hosgeldiniz kızlar!Bizi rüyanızda mı gördünüz?"Haklıydı.Bu saatte ne işleri vardı?Birde sabah sabah bu kadar makyajı nasıl yapmayı başarmışlardı.
"Yok ya Kerem yok mu?"Sarışın olan kız konuşmuştu.Diğerine göre biraz daha güler yüzlü ve cana yakın gibi duruyordu.Diğeri ise sadece Kaan'a bakıyordu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
150 Sayfalık Hayatım
Подростковая литератураBirbirine bu kadar benzemeyen insanların,bir arada olması ne kadar eşsiz olabiliyor ise bunun örneği onlardı. Aras ve Kaan ikisi de birer ölümlü ama umutlarını ve kaybedişlerini başka şeylere sığdıran ölümlüler. Kaan,denizlere aşık bir adam...Onlar...