"Akan her göz yaşı denizden bir damla azaltıyor.Denizleri azaltmaya hakkın yok..."
(Kaan'ın anlatımıyla)
Evden sinirlenip çıkalı 10 dakika olmuştu.Burcu ve Masal da gelmek istemişlerdi.Ama Berke ve Aras durumu anlayıp onları durdurmuşlardı.Babam her zamanki gibi üstümde baskı oluşturmak istiyordu.Ama buna izin vermeyecektim.Siz de vermeyin bence,bu hayat sizin ve bir kere yaşıyorsunuz.Birdaha aynı şeyleri yaşayamayacaksınız .Biz ailelerimizin eserleri gibi gözüküyoruz bazen ama neden böyle?
Neden onların istediği gibi olmak zorundayız.Babam arkadaşlarına benim oğlum üniversite okuyor diyecek diye hayatımın en güzel zamanların orada harcayamam.Harcamak istemiyorum.Kendi ayaklarım üzerinde durabiliyorken buna karışması benim sinirimi bozuyordu.
Kafamı dağıtmanın en güzel yolu bara gitmekti.Kimse fark etmese de orda da insanları dinliyorum.Bara gelen insanların çoğunun dertleri var.İçip kafalarını dağıtmaya geliyorlar.Ama kimse bunu bilmiyor.İnsanların dertlerini çözmek için bir odaya ve masa sandalyeye ihtiyacanız yok.Sokağın ortasında da bir insanın derdini dinleyebilirsiniz.Her gece onlarca insan geliyor buraya,hepsinin kafasında soru işaretleri,belki de o soru işaretlerini silmek için geliyorlar.Bende dinliyorum.Bazen ağlıyorlar,bütün gece susmuyorlar.Ama sabah kalktıklarında olanları hatırlamıyorlar.Hayatlarına hiç yaşamamış gibi devam ediyorlar.En güzeli de bu aslında dün olmamış gibi yaşamak...
Mekan bu gece o kadar kalabalık değildi.Dolu olan 3 5 masa vardı.Böyle sakin olması daha çok hoşuma gidiyordu.Kafa dinlemek için müsaitti.Kerem olmayınca daha rahat oluyordum.Beni izleyen gözler yoktu en azından, Kerem olduğu zaman her saniye gözü üzerimdeydi.
Tam bardakları yerleştirirken kapıdan içeriye 18 yaşlarında büyük bir ihtimalde 18 yaşına daha yeni girmiş bir kız kapıdan içeri girdi.İlk defa böyle bir ortama girdiği belliydi.Çevresine o kadar korkak bakıyordu ki,alışık olmadığı belliydi.Bana doğru yaklaştığında gözlerinden akan yaşları gördüm.Her zaman olduğu gibi bir kırıp kalp daha yolun sonunda buraya gelmişti.Yaklaştıkça yüzündeki masumluğu daha net görebiliyordum.
Önümde duran sandalyelerin birine oturdu ve sakince etrafını izlemeye devam etti.Ama gözünden akan yaşlar durmuyordu.Ne yaşamıştı onu bu kadar zorlayacak?Yavaşca dudakları hareket etti ve"Şey bir bira alabilir miyim?"
"Tamamdır.Hemen getiriyorum."hızlıca birasını hazırlayıp kıza götürdüm."Buyurun"dediğimde kafasını hiç masadan kaldırmadan"Teşekkür ederim."dedi ama sanki böyle fısıldamıştı.
Kız çok yalnız duruyordu.Bazı insanlar vardır tek başlarına bile olsalar sanki yanlarında çok insan varmış gibi dururlar ama bu kız yapayalnız duruyordu.İncitilmiş biri gibiydi.
Belki de öyle değildi.Rahatlamak için ağlıyordu.Ama ağlamak insanları her zaman daha çok zora sokuyordu.
O an kıza dönüp baktım.Birasından büyük bir yudum almıştı.O an karşısında ki sandalyeye oturduğumda şaşırmış bir ifadeyle yüzüme baktı.Sonra yüzünü masaya geri eğdi.Ne yaşarsa yaşasın yüzündeki küçük kız sıfatı hiç gitmeyecek gibiydi."Ağlama"diyebildim o an sadece,daha fazla şey demek istedim.Ama dudaklarımın arasından sadece o kelime çıkmıştı."Öyle diyince olduğunu bilmiyordum."diyince cevap vermesine şaşırdım.Sanki hep susacakmış gibi bakıyordu.
"Ne yaşadığını bilmiyorum.Sana o göz yaşları için değmez falan da demeyeceğim küçük hanım.Ama yüzündeki masumluğa bu göz yaşları yakışmıyor.Bir kaç saniye sadece birbirimize baktık.
"Bu konuda çok bilgin var galiba,baya ilgilisin"Benimle dalga geçiyormuş gibi konuşuyordu.
"Bilgim falan yok ama buradaki herkesin bir derdi var ve birbirinden büyük dertler.Bak arkandaki adamın karısı 2 yıl önce kanserden öldü.Çocukları adamla konuşmuyor.Anlayacağın adamın kimsesi yok.Ama kendi için yaşama tutunuyor.Bir kere ağlarken görmedim.Unutma ağlayınca geçmiş silinmiyor.2 yılda silinmiyor,3 saniye de silinmiyor"Birasından bir büyük yudum daha almıştı.
"Ben Ada psikolog barmen dediklerini de senide unutmayacağım."
"Zaten unutulmayı sevmem Ada, bir daha karşılaşacağımıza eminim.Ama şunu da unutma Ada her gözünden akan yaş denizden bir damla azaltıyor.Denizleri azatlamaya hakkın yok..."
"Tamam bunu asla unutmayacağım."
Dediklerinden sonra hızlıca kalkıp gitti.Bende sonrasında bardan eve doğru yola çıktım.Eve geldiğimde herkes bizim evdeydi.Kerem hepsini bizim eve getirmişti.Üçü de uyuyordu.Benim içinde yorucu bir gündü o yüzden kafamı direkt yastığa koydum.Uyumak hedefim olsa da uyuyamamıştım. Sonrasında kalkıp kendime bir kahve yaptım.
Bugün barda ki kız aklıma takılmıştı. Acaba bana kızmış mıydı?Ona karıştığı için,normalde ağlayan kimsenin yanına gitmem.Ama o kız da farklı bir şeyler vardı.Belki birdaha görmeyecektim.Ama birdaha da asla unutamayacaktı.
İnsanlar garipti.Ağlamayı kendilerine kaçış yolu olarak seçmişlerdi.Ama bilmiyorlar ki ağlamak bir son...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
150 Sayfalık Hayatım
Teen FictionBirbirine bu kadar benzemeyen insanların,bir arada olması ne kadar eşsiz olabiliyor ise bunun örneği onlardı. Aras ve Kaan ikisi de birer ölümlü ama umutlarını ve kaybedişlerini başka şeylere sığdıran ölümlüler. Kaan,denizlere aşık bir adam...Onlar...