"Beklenmedik anda gelen tekliflere hayat deniyordu aslında..."
Gözümü açtığımda saat 11:32 olmuştu.Kaan ve Masal çoktan uyanmış.Kaan evi terk etmiş,eniştem halam ve Masal ise kahvaltı yapıyorlardı.Çok fazla sabahları canım bir şey yemek istemediği için Berke'nin her sabah yaptığı gibi kendime bir kahve yapma kararı aldım.Mutfağa geldiğimde eniştem ile karşılaştım.
"Günaydın Arascım."
"Günaydın enişte."Efsane bir diyalog,umarım herkesin böyle bir iletişimi olur.
"Aras baban aradı,bir şey konuşmak için seni bekliyormuş."Yine nasıl azarlayacaktı beni acaba?
"Tamam enişte üstümü değiştireyim çıkarım.Kaan'ın kıyafetleri duruyor mu?"Umarım duruyordur.
"Duruyor yukarıda sen kafana göre takıl."
Eniştem çıktıktan sonra bende kahvemi içip yukarı doğru çıktım.Üstüme Kaan'ın bana olabileceğini düşündüğüm bir kaç kıyafetini aldım.Kaan bana göre biraz daha iri kalıyordu.En küçük tişörtü bile bana bol olmasından bunu anlamak kolay olmuştu.Üstüme kıyafetleri geçirdikten sonra odadan ayrıldım.Aşağı inerken Masal da evden ayrılmak için hazırlanıyordu.
"Nereye kaçıyorsun ufaklık?"Masal'ın en sevmediği sıfatı kullanmıştım.Her zaman yaptığı gibi yine gözlerini devirmişti.
"Abimin yanına gideceğim Aro.Sen nereye kaçıyorsun?"
"Dayıcığın beni çağırmış.Şimdi gitmezsem iki sene söylenir."Masal sanki komik bir şey demişim gibi büyük bir kahkaha atmıştı.
"Hadi sana kolay gelsin Aro!"Yanağımdan hızlıca öptükten sonra evi benden önce terk etmeyi başarmıştı.Bende biraz daha evde durmaya dayanamayıp,hızlıca ayakkabılarımı giyip evden çıktım.Yürümek istemediğimi anladığımda yoldan bir taksi çevirip gitmeye karar vermiştim.Taksiye bindikten 10 dakika sonra eve varmıştım.Daha kapıdan girer girmez babam benim geldiğimi fark etmişti.Sanki kapıda nöbet tutuyordu.
"Gelmezsin diye düşünmüştüm."
"Bende gelmemeyi düşünmüştüm."
"Fikrinden çabuk vazgeçmen beni mutlu etti."Efsane bir baba oğul iletişimiydi. Birbirimize imalı sözler ederek bitecekti.
"Beni neden çağırdığın kısma gelebilir miyiz?"
"Otur bakalım Aras bey."Bey demesine çokta gerek yoktu.Hızlı bir şekilde tekli koltuklardan birine oturdum ve konuşmasını bekledim.Elinde tuttuğu kahve fincanını yavaş bir şekilde yanındaki sephanın üzerine bıraktı.Sanki saatlerce beni burada bekletmek istermiş gibi hareket ediyordu.
"Baba biraz acele mi etsek?"
"Bir şirket yönettiğini bilmiyordum.Bu kadar acelen olduğuna göre."Eğer cevap verirsem durumun daha çok uzayacağını bildiğim için hiç konuşmamayı tercih ettim.O sırada Burcu hızlı adımlarla merdivenlerden inip görüş alanımıza girmişti.Anlamsız bir şekilde bize bakarak mutfakta olan annesinin yanına gitmeye karar verdi.Bizimle hiç diyaloğa girmeden hızlıca ortamdan kaçmıştı.Tam da benim yapmak istediğimi yapmıştı.
"Bak Aras.Biliyorsun uzun süredir aynı hastanede çalışıyorum.Yaklaşık 1 ay önce bir iş teklifi aldım.İspanyada ki bir hastaneden,ilk başta pek sıcak yaklaşmadım.Ama şimdi,seninle beraber oraya gitmek istiyorum.Biliyorum seninde İspanya da yaşamak büyük hayalin,hem daha iyi imkanlarda okuyabilirsin."
İspanya da yaşamak,oraya gitmek benim değil,Tuğçe ile bizim hayalimizdi.Gezmek amacı ile bile olsa beraber oraya gitmek istiyorduk.O gittikten sonra hayallerimizi yapacağıma söz vermiştim.Ama şimdi,durum farklıydı.Arkamda herkesi bırakıp oraya gitmek,bir de şimdi İlayda hayatıma girmişken...Bu şekilde temelli bırakma düşüncesi kafamı karıştırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
150 Sayfalık Hayatım
Teen FictionBirbirine bu kadar benzemeyen insanların,bir arada olması ne kadar eşsiz olabiliyor ise bunun örneği onlardı. Aras ve Kaan ikisi de birer ölümlü ama umutlarını ve kaybedişlerini başka şeylere sığdıran ölümlüler. Kaan,denizlere aşık bir adam...Onlar...