"Sevdiklerin de hayallerini seçmeni isterdi belki de..."(Arasın anlatımıyla)
Bizimkilerin yanından ayrılalı yarım saat olmuştu.Burcu ile eve doğru yürüyorduk.O da ben gibi kulaklıklarını takmış.Kendini müziğin ritmine kaptırmıştı.O an aslında onunla ne kadar benzediğimizi anladım.Onun tek farkı o bana göre daha dobra biriydi.Her şeyi rahatça söyleyebiliyor ve asla çekinmiyordu.Bu bazen iyi bir özellik olsa da bazen onu çok zor durumlara sokuyordu.Aslında sözleri bazen karşı tarafın kalbini kırabiliyordu.Ama en azından onun yalan söylemediğini kolay bir şekilde anlayabiliyorduk.
Burcu bir kaç adım önümde hızlı adımlarla yürüyordu.Hareketlerinden dinlediği şarkının hareketli olduğunu anladım.Çünkü baya kendini kaptırmıştı.Bende ona yetişmek için adımlarımı biraz hızlandırdım.Tam yanına yaklaştığımda kolumu omuzuna attım.Kafasını bana çevirip güldükten sonra benim kulaklığımı çıkarıp kendi kulaklığından birini benim kulağıma taktı.Manga-Yad Eller dinliyordu.Bende onun ile birlikte dinlemeye başladım.Eve yaklaşmıştık.Babam sabahın köründe bizi çağırmıştı.Büyük ihtimal benim ile İspanya mevzusunu konuşacaktı.Ama Burcuyu çağırması şaşırtmıştı.Biraz daha yürüdükten sonra eve vardığımızda Burcu hızlı bir şekilde kapıyı açtı.Salona girdiğimiz de Pamir'in de orada olduğunu gördük.Oturmuş babamla sohbet ediyordu.Daha doğrusu yarım yamalak Türkçesi ile babamı anlamaya çalışıyordu.Ama yüz ifadelerinden anlamadığı belliydi.Cidden bu şekilde saatlerce Pamir'i izleyebilirdim.Komik duruyordu.
Babam en sonunda bizi fark ederek,Pamire eli ile bizi gösterdi.
"Hoşgeldiniz çocuklar.Oturun bakalım."Babam sevecen bir tavır ile koltuğu işaret ederken.Önemli bir şeyler konuşacağı belliydi.Bir kaç dakika sonra Burcu'nun annesi Ayça abla da içeriye girmişti.O da babamın yanına oturmuştu.Bizde Burcu ile karşılarında ki koltuğa oturup ne anlatacaklarını dinlemeyi bekliyorduk.
"Çok uzatmadan konuya girelim bence Ayça"Babam sanki onay istermişcesine konuşuyordu.
"Tamam Murat sen anlat."
"Eeee çok uzatmadınız mı?Biriniz anlatsın."Burcu'nun en önemli özelliklerinden birisi ise sabırsız olmasıydı.Asla bekleyemiyordu.
"Şu şekilde yaklaşık bir hafta önce Aras'a yaptığım teklifi sana da yapmak istiyorum Burcu."Burcu anlamamıştı.Çünkü ona söylememiştim.Aslında diğerlerine söyler diye söylemekten vazgeçmiştim.
"Teklif derken,nasıl bir şeyden bahsediyoruz Murat abi?"
"Aras anlatmamış anladım.Bir iş teklifi aldım.İspanya da bulunan bir hasteneden.Aras'ın da orada yaşamak gibi bir hayali olduğunu biliyorum.Hem eğitim içinde önemli olanaklar sağlayabiliriz.Bugün annen ile de konuştuk.Eğer istersen sen de gelebilirsin.Ama önce abinin teklifini de dinle istersen."Burcu abisini de duymak istermişcesine kafasını Pamir'e çevirdi.
"Babamın yanına gidiyorum Burcu.Eğer istersen,bir kaç gün önce konuştuğumuz gibi yarın uçak var.Hemen hazırlanıp yarın benimle gelebilirsin.Ama eğer İspanyaya gitmek istersen Aras ile anlarım."Burcu şaşırmıştı.İki kişi birden ona yurt dışına taşınmaktan bahsediyordu.
"Anne peki sen?"
"Ben Murat abinlerle gitmeyi düşünüyorum güzel kızım.Ama sen eğer baban ile bir süre kalmak istersen bu tamamen senin kararın."İki teklif birden Burcuya zor gelmişti.İki tarafı da kabul etmek istiyordu sanki...Ben bile daha gidip gitmeyeceğime tam karar vermemişken,Burcu'nun İspanya teklifini kabul etmesi benimde gideceğim anlamına geliyordu.
"Anne,yaklaşık 2 yıldır seninle yaşıyorum.Babamı bayadır görmüyorum.Senin için cidden sorun olmayacak ise ben babama gitmek istiyorum.Hem abimle de biraz vakit geçiririm.Aras cidden kusura bakma.Beni anla"Haklıydı.Bana da böyle bir teklif olsa babam ve abim ile olmayı kabul ederdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
150 Sayfalık Hayatım
Roman pour AdolescentsBirbirine bu kadar benzemeyen insanların,bir arada olması ne kadar eşsiz olabiliyor ise bunun örneği onlardı. Aras ve Kaan ikisi de birer ölümlü ama umutlarını ve kaybedişlerini başka şeylere sığdıran ölümlüler. Kaan,denizlere aşık bir adam...Onlar...