-KAAN DEMİREL-
"Denizde saklı gökyüzüne hoşgeldiniz..."
Aras cama kafasını yaslamış gökyüzünü izliyordu bir yandan da kulaklığında çalan şarkıya kaptırmıştı kendisini,Alys ise yan koltuğumda uyumaya çalışıyordu.Ara ara gözünü açıyor.Gelip gelmediğimizi kontrol ediyordu.Kendisinin uçak korkusu olduğunu öğrendiğimizden beri habire ona bakıp gülüyorduk.Tam uçak havalanırken tırnaklarını koluma geçirmişti.Hala da tırnak izleri duruyordu.Sonrasında yaklaşık 10 dakika özür dilemişti.
Bende Aras gibi kulağımda çalan şarkıya bırakmıştım kendimi,daha dün bu uçağa binmiştim.Geldiğimde Arası alıp geleceğime emindim.Ama bu kadar çabuk olacağını düşünmüyordum.Garipti.Ne düşüncelerle geldiğim bu ülkeden hemen bir gün sonra geri dönüyorduk.Hem de bir kişi fazla...Merak ediyordum.Arası görünce ne diyeceklerdi.Acaba benim onu bulduğumu öğrenmişler miydi?Umarım hala bilmiyorlardır...Telefonum geldiğimden beri kapalıydı.Neler olduğu ile ilgili ne ufak bir fikirim yoktu.
Uçak inişe geçtiğinde Alys uyuya kalmıştı.Aras da onu uyandırmaya çalışıyordu.
"Kızım kalksana!Seni maalesef taşıyamam.Alyssss"
"Ne bağırıyorsun be gerizekalı!"Alys gözleri kapalı bir şekilde Arasa söylenirken uçak çoktan iniş yapmıştı.
"Hadi bakalım!"
"Allahım çok heyecanlı."Alys ellerini habire hareket ettiriyor.Mutluluğunu bu şekilde belli ediyordu.
"Kızım neden bu kadar mutlusun?"Soruma karşılık bana gözlerini devirmişti.
"Ay sizinkilerle tanışcam!Efsane bir tayfa olduğunuzu düşünüyorum birde."Yani hemen hemen efsane sayılabilirdik.
"Hadi acele edin!Önce mekan bakacağız"Dediğime karşılık Aras bir kahkaha patlatmıştı.
"Kuzen yalnız mekan hazır!Ben o işi hallettim.Ben sana konum atacağım oraya geleceksin."Ne ara halletmişti?Sorsaydım ama dalga geçerek cevap verecekti bu yüzden susmayı seçtim.
"Ha Bubu nerdesiniz.Ben size konumu attım.Bizde geliyoruz oraya."Aras Burcu ile konuştukdan sonra yolda ayrılmıştık.Ben bizimkilerin yanına gitmiştim.Aras ve Alys de mekana doğru yola çıkmışlardı.
Taksi Berke'nin evinin önünde durduğunda camların sonuna kadar açık olmasından ve ayakkabı sayısından hepsinin burada olduğunu anlamıştım.
Kapıyı çaldığımda içeride koşuşturma sesleri gelmişti.Kapıyı açan kişinin Berke olacağını düşünürken kapıyı Ada açmıştı.Göz göze geldiğimiz an yüzündeki kırgın ifadeden öğrendiğini anlamıştım.
"Hoşgeldin Kaan"Soğuk bir karışılama...
"Biliyorsun."
"Evet."
"Kızgın mısın?"
"Hayır sadece söylemeni isterdim.Ama çok takma.Hadi gel içeri."
İçeri girer girmez hepsi koltuklara dağınık dağınık oturmuş.Sohbet ediyor ve bir şeyler yiyorlardı.Direkt içeri girer girmez İlayda ile göz göze geldik.Sonra kapıya baktı.Kimsenin olmadığını görünce yüzü düşmüştü.Arası görmek istediğini anladım.Onu getirdiğimi düşünmüştü.
"Eee Aras yok"İlaydanın içindekileri Buse demişti.
"Gelmedi."Hepsinin yüzü düştü.Berke'nin bile yüzü asılmıştı.Masal ise İlaydayı mutlu etmek için ona çikolatalı süt götürüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
150 Sayfalık Hayatım
Teen FictionBirbirine bu kadar benzemeyen insanların,bir arada olması ne kadar eşsiz olabiliyor ise bunun örneği onlardı. Aras ve Kaan ikisi de birer ölümlü ama umutlarını ve kaybedişlerini başka şeylere sığdıran ölümlüler. Kaan,denizlere aşık bir adam...Onlar...