(2 Hafta Sonra)
"Koğuş kalk!"Eniştemin efsane uyandırma stili ile yeni bir sabaha merhaba!Okulların kapanmasının üzerinden 1 hafta geçmesine rağmen ben hala İstanbul'u terk edememiştim.Çünkü hep birlikte gitme kararı almştık.Bunun içinde Kerem'in okul işini halletmesini beklemek zorunda kalmıştık.
"Kaan biri babana şuan evde olduğumuzu söyleyebilir mi?"Eniştem bizi askerleri kaldırıyormuş gibi kaldırmasında en büyük şikayetçi Berkeydi.İzmir'e gitmeyince hep birlikte Masallara gelmiştik.
"Götün yiyorsa kendin der misin?Bak kendisi kapının önünde ya!"Kaan Berkeyi yastıkla öldürmeye çalışırken,beni de uyandırmayı başarmıştı.
"Allah aşkına susun lan bi!5 dakika uyumam için kaç lira istiyorsanız vereceğim ama susun."Para belki onları sustururdu.
"Uyandınız mı lan?"Masal mal mal kapıya vururken bir yandan da bağırıyordu.
"Yok reis uyuyoruz da sen sonra gel!"Kaan Masal ile dalga geçecek enerjiyi bulduğuna göre sıkıcı bir gün başlamış demekti.
"Günaydınlar efendim!"Burcu da odaya dalınca bütün herkes toplandı demektir.
"Bugün napıyoruz?"Ne yapacağımızı bilmiyordum.Aslında ilgilenmiyordum.Tek istediğim uyumaktı.
"Bence alışverişe gidelim!"Burcu'nun teklifi kimsenin hoşuna gitmemişti.Bunu anlayınca o da susmayı tercih etti.
"İllaha bir şey yapmak mı zorundayız?"Kaan'ın lafı bugün duyduğum en mantıklı şeydi,bir şey yapmak zorunda değildik.
"Abi bizim seninle bugün babaanneme gitmemiz lazım,bizimle işi varmış.Sonra bir şeyler yaparız."Yırtmışlardı.
"Eee Kerem yok bugün mekana kim bakacak?"Berke bir an öne atılmayı düşünse de Kaan'ın bunu kabul etmeyeceğini anlayıp susmayı tercih etmişti.Kimseden ses çıkmayınca biraz mekanda oyalanabileceğimi düşünüp öne atıldım.
"Tamam lan nereye gidiyorsanız gidin ben giderim.Hem sizden uzak her yere varım ben."En mantıklı şeydi bugün ki
"Aro bugün böyle doğum günü gibi bir şey var.Senlik bir şey yok sen bar tarafında durursun.Garsonlar halleder."Kafamı sallayıp,başımı yastığa geri koydum.Belki bir umut azıcık daha uyuyabilirim diye,ama olmadı.Herkes bir anda odadan çıkınca bende üstümü giyinmeye koyuldum.
Evden çıkarken Burcu ve Berke bir şeyler yemeye çalışıyorlardı.Kaan ve Masal çoktan çıkmışlardı.Bende mutfaktan kendime yiyecek bir şeyler bulduktan sonra hemen yola koyuldum.Masalların evi ile mekan arası 10 dakikalık bir yol olması çok yorulmayacağım anlamına geliyordu.Kulaklığımı takıp,dış dünyayla olan bütün iletişimimi kesmiştim.Bu durum çok hoşuma gidiyordu.Kimsenin sesi yoktu.Sadece çalan şarkı ve kafamın içindekiler.
Mekana vardığımda önce kendime bir kahve yapmaya karar vermiştim.Saat erken olduğundan dolayı bar kısmına çok fazla kişi uğramıyordu.Kendi kendime oyalanırken,kapıdan içeriye birinin girdiğini gördüm.Onu daha önce gördüğüme yemin edebilirdim.Başta kim olduğunu anlamasam da bu o kızdı!Sahilde tek başına otururken yanına gittiğim kızdı,denizler uğuruna ağlamayı bırakan kız...Yavaşça ilerledikten sonra barın önündeki sandalyeye oturdu.
"Bir bira alabilir miyim?"Gözleri sanki birini arıyordu.İstediği gibi birasını ona yavaşça uzattım.
"Birini mi arıyorsun?"Sesimi tanımış olmalıydı ki kafasını bana çevirip şaşkın bir şekilde bana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
150 Sayfalık Hayatım
Novela JuvenilBirbirine bu kadar benzemeyen insanların,bir arada olması ne kadar eşsiz olabiliyor ise bunun örneği onlardı. Aras ve Kaan ikisi de birer ölümlü ama umutlarını ve kaybedişlerini başka şeylere sığdıran ölümlüler. Kaan,denizlere aşık bir adam...Onlar...