3. BÖLÜM

40.6K 1.2K 561
                                    

Çekilen saçımın acısıyla gözlerimin yaşardığını hissettim. Semih bu halimden zevk alırcasına sırıtıyordu.
Etrafım baktığımda odada 5 adam daha olduğunu farkettim. Aralarından sadece Adem'i biliyordum. Bu sabah Aras'ın yanında odadaydı ve o da diğerleriyle birlikte olayı anlatmıştı.

Hiç beklemediğim bir anda Semih tekrar saçlarıma asıldı ve acıyla inledim.

"Ne istiyorsunuz benden?" diye sordum acıyla. Semih sırıtmaya devam ediyordu.

"Sana patronumuzu kurtarmazsan neler olur, küçük bir fragmanla gösterelim istedik." Sinirle Semih'e baktım.

"Kurtaracağımı söyledim! Hala ne saçmalıyorsun sen?"

Semih sırıtarak suratını suratıma yakınlaştırdı. İğrenç kokuyordu. Aras'ın aksine kokusu beni büyülemiyordu. Neden aklıma birden Aras'ın kokusu geldi ya da neden şu an o kokuya deli gibi muhtaç olduğumu hissediyorum bilmiyorum ama gelmişti işte.

Kendime hakim olamayarak Semih'in yüzüne tükürdüm. Tükürmemle eş zamanlı olarak yanağımda şiddetli bir tokat hissettim ve kendimi yerde buldum. Bir elim yerde, yüzümü yere çarpmaktan korumuş, diğer elim ise sızlayan yanağımdaydı. Canım çok yanmıştı. Aklıma geçmiş geldiğinde bu sefer bu acıya bir de kalp ağrısı eklenmişti. Gözlerimin dolmasına engel olamadım. Neydi gözlerimi dolduran? Yanağımdaki acı mı, geçmişteki yara mı?

Kafamı yerden kaldırınca Adem'in bana doğru birkaç adım attığını gördüm. Kararsızca yerinde durdu.

Ne olduğunu anlamadan tekrar saçımdan çekilerek dizlerimin üstünde durduruldum. Semih yüzüme bağırmaya başladı.

"Seni küçük sürtük! Sen kimsin de bana tükürüyorsun lan?!"

Semih bağırarak rahatlayacağını anlamış olacak ki kolumdan tutup beni hızla ayağa kaldırdı. Beni çekiştirerek odama soktu. Adem arkamızdan bize sesleniyordu.

"Semih ne yapıyorsun? Yeter bu kadar korktu işte hadi gidelim."

Semih sinirle söylenmeye başladı.

"Bu sürtüğe o tükürüğün hesabını sormadan gitmeyeceğim!"

Odama girince Semih yanına korumalardan iki tanesini çağırdı. Biri beni tutarken diğeri ağzımı bantlamıştı. Ardından nerden çıktığını anlamadığım bir kelepçeyi bileğimden geçirdi. Engel olmaya çalıştım fakat gücüm yetmiyordu. Diğer kelepçeyi de yatağımın başlığına taktı. Ardından Semih iki korumayı odadan kovdu.

Yatakta kelepçelenmiş bir halde çırpınıyordum. Ağzımdaki bant yüzünden konuşamıyordum ve şu an gerçekten çok korkuyordum.

Korumaların çıkmasıyla Adem'in girmesi bir oldu. Beni görünce gözleri şaşkınca açıldı. Semih'e kızgın bir tavırla baktı.

"Semih sen ne yaptığını sanıyorsun, çöz hemen kızı. Böyle bir şey yapamazsın."

Semih sinirle Adem'i odanın dışına ittirdi ve hızla kapıyı kilitledi.

"Bana karışma Adem! Bu sürtük cezasını kesecek dedim!"

Adem kapıya sertçe vuruyor bir yandan da bağırıyordu.

"Semih Aras seni öldürür! Aç şu kapıyı yanlış bir şey yapma!"

Semih'in gözlerindeki intikam ateşini gördükçe daha da korkmaya başlamıştım fakat ağlamayacaktım. Bu şerefsizin karşısında ağlamayacaktım. Semih Adem'i duymazlıktan gelerek bana sırıttı ve konuşmaya başladı.

"Evet bakalım bebeğim. Şimdi senin cezanı keselim. Ama sakin ol, çok acımasız olmayacağım sana."

Semih ceketini çıkarıp üzerime doğru yürümeye başladı. Yapacağı şeyi anlayınca çığlık atmaya çalıştım ama bant yüzünden sesim boğuk çıkıyordu. Yerimde çırpınmaya başladım. Kelepçe bileğimi acıtmaya başlamıştı ama durmayacaktım. Buradan kurtulmam lazımdı.

AVUKAT HANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin