31. BÖLÜM

12.3K 513 65
                                    

İyi okumalar 🖤




■ ■ ■

"Burası çok güzel."

İdil büyülenmiş gibi etrafa bakıyordu. Yemyeşil orman yıllar önce terk edilmiş gibiydi. Sanki daha önce kimse buraya gelmemişti. Bu ıssızlık beni tedirgin etse de burada olmaktan mutluydum. Bu tatil bize huzur getirecekti.

Herkes eve doğru ilerlerken ben ve Aras arkadan kalmıştık. Aras yanıma gelip elini belime koydu.

"Ağrın falan yok değil mi?"

Gülümseyerek Aras'a baktım. 

"Merak etme, iyiyim ben."

"Kötü hissedersen hemen söylüyorsun. Gizlersen ve ben bunu bir şekilde farkedersem hiç iyi olmaz haberin olsun."

Kafamı sallayarak Aras'ı onayladım. Beraber eve girdik. Girdiğimiz alan büyük bir salondu. Güzel bir koltuk takımı vardı. Kenarda duran şöminenin önünde oturmak için büyük yastıklar vardı. Sol tarafta bir kapı vardı.

Açık olan kapıdan baktığımda orasının geniş bir mutfak olduğunu gördüm. Mutfakla salon arasında yukarı çıkan bir merdiven vardı. Büyük bir ihtimalle üst katta yatak odaları  vardı. İdil eve büyülenmiş gibi bakıyordu.

 Arkadaşımın en büyük hayallerinden birisi bir dağ evi almaktı. O yüzden onun bu hayran haline şaşırmadım.

"Burası çok güzel!" 

İdil'in hayran hayran çıkan sesiyle gülümsedim. Yağız da gülümseyerek İdil'e baktı.

"Burası bize büyük büyük büyük dedemden kalmış."

"Belli, tarih kokuyor resmen."

İdil bir yandan evi inceliyor bir yandan yorum yapıyordu. 

"İsterseniz odalara yerleşelim. Sonra da size parmaklarınızı yiyeceğiniz bir yemek yapacağım."

Hepimiz şaşkınlıkla Yağız'a baktım. Yağız bakışlarımıza dayanamayıp bakışlarını kaçırdı.

"Tamam, ben yapmıyor olabilirim ama benim de bir desteğim var."

Değişmeyen bakışlarla Yağız'a bakmaya devam edince Yağız ofladı. 

"Tamam ya, yemek falan yapamıyorum ben. Doruk gelirken bir şeyler alacak."

Kafamı iki yana sallarken güldüm. Herkes Yağız'ın bu tavrına göz devirip merdivene doğru ilerledi. Merdivenden çıkarken Yağız'ın bağıran sesini duydum.

"Yağmur sen nereye gidiyorsun!?" 

"Odaya yerleşmeyi düşünmüyorsun galiba?"

Yağız 'hee' gibi bir ses çıkarınca onun bu şapşal haline gülümseyip merdivenleri çıkmaya devam ettim. Aras belimden yönlendirerek beni bir odaya soktu. Odaya girdiğimde rafta bazı eşyalarımı görmemle kaşlarımı çattım. Dolaba gidip kapaklarını açtığımda içinin bizim kıyafetlerimizle dolu olduğunu gördüm. Kaşlarımı şaşkınlıkla kaldırarak Aras'a baktım.

Kollarını  göğsünde birleştirmiş, tek omzu kapıya yaslı bir şekilde beni izliyordu. Bakışlarımım görünce konuşmaya başladı.

"Ne? Bir de kıyafetlerle mi uğraşacaktın?"

Yanıma gelip kollarını arkamda belime sarıp ellerini karnımda birleştirdi.

"Gelmeden önce kıyafetleri yerleştirtmiştim. Yani şu an da boşsun. Kocanla ilgilenebilirsin."

AVUKAT HANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin