28. BÖLÜM

14.5K 537 136
                                    

İyi okumalar...





■ ■ ■

Kapıda bir kıpırtı hissedince kafamı oraya çevirdim. Gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuş bir kız vardı. Direkt bana bakıyordu. Gözlerimin en içine.

Üstü başı kan içindeydi. Korkunç görünüyordu.

Daha da kötüsü, elinde kanlı bir bıçakla bana doğru geliyordu...

Yanıma gelince elindeki bıçağı lavaboya attı. Aras'ın elinde silahı görür gibi oldum. Kız ağlayarak bana baktı.

"Kimsin sen?"

İdil'in sorduğu soruya cevap vermeden bana bakıyordu.

"O-o öldü."

Kıza baktım. Kız konuşmaya devam etti.

"Öldürdüler onu." dedi fısıltıyla. Lavaboya attığı bıçağı gösterdi. "O bıçakla öldürdüler sevgilimi."

Gözlerini bıçaktan çekip bana baktı.

"Senin yüzünden..."

Kafamı iki yana salladım. Hayır, ben bir şey yapmamıştım. Ben masum birinin ölümüne sebep olmamıştım. Kız devam etti.

"Ama ona kızamıyorum. Doğru olanı yaptı... onunla gurur duyuyorum." Gözyaşlarını sildi. "Ama yine de ölmeseydi..."

Gözlerim dolu dolu kıza baktım. İçim açıyordu. Ne iğrenç bir geceydi...

Kız tekrar gözyaşlarını silip bana baktı.

"Merak etme, sen de bebeklerin de güvende. Çünkü benim sevgilim vicdanlıdır. Katil değil! Kadehine ilacı koymadı! Bu yüzden öldürdüler onu..."

Kız tekrar bıçağa doğru bakarken elinde kadehle dikilen Yağız'ı gördü. Yağız'ın elindeki kadehe dikti bakışlarını.

"O kadehte ilaç vardı. Ama etki etmeyecek kadar azdı. Çünkü... o katil olamazdı. İlacın tamamını koymadı."

Gözlerini havaya kaldırıp ağlamaya devam etti.

"Bu yüzden öldürdüler onu..."

Hepimiz donmuş bir şekilde kıza bakıyorduk. Bir süre kimseden ses çıkmadı. Abim kızın yanına gitti.

"Kim verdi bu emri? İntikamını alacağız, merak etme."

Kız kafasını iki yana salladı.

"İntikam falan umrumda değil. Kim olduğunu da bilmiyorum. Söyleyip size yardımcı olmayı çok isterdim, üzgünüm."

Lavaboya ilerleyip attığı kanlı bıçağı eline geri aldı. Aras hemen beni arkasına aldı. Kız aynadan bize baktı. Herkese tek tek baktıktan sonra gözleri bana döndü. Gözlerimin içine baktı.

Endişeyle kızı izliyorduk. Kız elindeki bıçağa baktı. Sonra kafasını kaldırıp abime baktı. Elindeki bıçağı yavaş yavaş kaldırdı. Gözlerini abimden çekmeden bıçağı boynuna dayadı. Boynundan akan kanları görmemle çığlık atıp gözlerimi kapattım.

Benimle birlikte İdil'in çığlığını da duymuştum. Kız, gözümüzün önünde boynunu kesmişti.

Aras beni kolları arasına alıp kulağıma sakinleştirici cümleler söylese de dediği hiçbir şeyi algılamıyordum. Bir anlım cesaretle gözümü açtım. Abim kızı kucağına almış lavabodan çıkıyordu.

"Y-yaşıyor mu?" diye sordum.

Aras kafasını salladı.

"Kesemeden Doruk engel oldu."

AVUKAT HANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin