21. BÖLÜM

15.5K 503 58
                                    

Bir yandan sizinle sohbet edip bir yandan da içimden şeytani kahkahalar atarak bölümü yazmak çok keyifliydi :D



İyi okumalar....

■ ■ ■

Masaya varınca Levent herkesle selamlaşıp beni tanıştırdı. Herkes kendini tanıtırken ben onları dinlemiyordum bile.

Ta ki o sesi duyana kadar...

"Merhaba Avukat Hanım."

Gözlerim şokla sesin sahibine döndü. Olamaz!

Semih!

Yüzündeki iğrenç sırıtışla bana bakıyordu. Şaşkın halimden oldukça keyif almışa benziyordu.

"Uzun zaman oldu, değil mi?"

Levent ve Semih gülmeye başladılar. Masadan birinin "nerden tanışıyorsunuz?" diye sorduğunu duydum. Kim olduğunu algılayamıyordum. Şoktaydım.

Semih bana bakarak "Eskiden ikimizde Aras'ın esareti altındaydık. Neyseki ondan koptuk. Ondan ayrılan doğru yolu buluyor. Derin de bulmuş..." dedi.

Levent bana bakarak "Bunu söyleyen Aras'ın has adamı. O bile böyle diyorsa sen düşün onun nasıl bir canavar olduğunu." dedi.

Fısıltıyla "asıl canavar sizsiniz..." dedim. Oldukça kısık sesli söylemiş olsam da herkes duymuştu. Semih bana baktı.

"Zamanla göreceksin Derin. Ve ondan ayrıldığın, ondan vazgeçtiğin için şükredeceksin."

"Ben ondan ayrılmadım! Ben onu hala seviyorum!"

Semih kafasını iki yana salladı.

"Ama o senin ihanet ettiğini sanıyor. Sonuç her türlü aynı."

Levent konuşmanın daha fazla uzamaması için "tamam yeter" dedi ikimize bakarak. Bir şey demedim. Biraz sonra masada bir sohbet dönmeye başladı. Dinlemediğim için sohbetin konusunu bilmiyordum.

Sıkıntıyla etrafıma bakındım. İnsanları incelerken bir garson dikkatimi çekti. Elinde tepsiyle kenardan dik dik bana bakıyordu. Ürkütücüydü. Kafamı önüme çevirdim.

Birkaç dakika sonra dayanamayıp tekrar aynı yere baktığımda garsonu aynı şekilde buldum. Yine dik dik bana bakıyordu.

Silkenip kendime geldim ve tuvalete gitmek üzere arkamı döndüm.

Tam ilerleyecekken Levent kolumdan tutup "nereye?" diye sordu.

"Lavaboya." diye kısa bir cevap verip yürümeye başladım. WC yazısını görmemle hızla üzerinde kadın silüeti olan kapıdan içeri girdim. İçeride kimse yoktu. Lavaboya ilerleyip yüzümü makyajımı bozmadan ıslattım.

Islak elimi boynuma getirip aynaya baktım. Yorulmuştum. İstediğim tek şey aşık olduğum adamın kolları ve teskin edici kokusuydu.

Biraz kendime geldikten sonra lavabodan çıkmak için kapıyı açtım. Kapıyı açmamla karşı duvara yaslanmış o garsonu gördüm. Baka bakıyordu. Çıktığımı görünce hızla yanıma gelip beni ittirerek lavaboya geri soktu ve kapıyı kapattı. Korkuyla ona bakarken birkaç adım geriledim.

"Sen kimsin?" diye sordum.

Sert sesiyle konuşmaya başladı.

"İhanetinin bedelini ödeyeceksin."

"N-ne ihaneti?"

Adam birkaç adım daha atıp bana yaklaştı.

"Aras senden ve karnındaki piçlerden bunun hesabını sorar!"

AVUKAT HANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin