32. BÖLÜM

11.6K 587 130
                                    

İyi okumalar 🖤



■ ■ ■

3 gündür buradaydık. Her şey o kadar güzeldi ki...

Şehirin gürültüsünden uzak, sessiz ve huzurlu...

Omzuma konan şalla arkamı döndüm. İdil'di. Karşıma oturup diğer elinde tuttuğu şalı da kendine sardı. Kafasını ormana çevirdi. Ben de aynı şekilde ormanı izlemeye başladım. Bu evin terasi gerçekten çok güzeldi.

"Gelmelerine daha çok var. O zamana kadar dedikodumuzu yapabiliriz "

Kafamı İdil'e çevirdiğimde gülerek bana bakıyordu. Tebessüm edip kafamı iki yana salladım.

"Var senin bir derdin anlat bakalım."

İdil hızla doğruldu ve bana baktı. Onun bu heyecanlı haline güldüm.

"Ya böyle güldüğüme falan bakma, çok üzgünüm."

Kaşlarımı çattım.

"Ne oldu?"

İdil'in yüzündeki tebessüm soldu.

"Mert beni sevmiyor."

Şaşkınlıkla kaşlarım havaya kalktı.

"Nereden çıktı şimdi bu?" diye sordum.

İdil kararsızca "Ya ne bileyim. Hiç evlilik konusunu açmıyor, sanki evlenmek istemiyor." dedi.

"Sana öyle gelmiştır. Mert seni gerçekten seviyor, inan bana."

İdil kaşlarını kaldırıp kirpiklerinin arasından bana baktı.

"İnanayım mı?"

Gülerek "İnan." dedim. Aramızda gülüşürken telefonuma mesaj geldi.

Elime alıp baktığımda Aras'yan olduğunu gördüm.

Gönderen: Sevgilim

İstediğin bir şey var mı?

"Kimdenmiş?"

Kafamı kaldırıp İdil'e baktım.

"Aras. İstediğim bir şey var mı diye soruyor."

İdil kaşlarını çatıp bana baktı.

"Ya bir şey diyecem, sen niye hiç aşermedin?"

Dudaklarımı bilmiyorum der gibi büktüm.

"Bilmem, demek ki her hamilelikte olacak diye bir şart yok."

Aras'a istediğim bir şey olmadığını yazdıktan sonra İdil'le bir süre daha sohbet ettik.

Evin erkekleri şehrin merkezine gitmişlerdi. Eksik malzemeleri alıp geleceklerdi. Ne olur ne olmaz diye Adem'i ve birkaç korumayı başımızda bırakmayı ihmal etmemişlerdi.

Kasıklarıma ufak bir sancı saplanınca elimi tedirginlikle karnıma koydum. İdil anında farketti.

"Sancın mı var?"

Kafamı olumlu anlamda salladım. "Çok hafif." Tekrar ufak bir sancı saplandı. "Ama çok sık olmaya başladı."

İdil endişeyle bana baktı.

"Hastaneye gitmek ister misin?"

Kafamı iki yana salladım.

"Doğum öncesi sancılar çok normal. Ben iyiyim merak etme. Hem geçti bile."

Ormanın içinden gelen araba sesiyle İdil'le olan konuşmamız yarıda kesildi. Hava neredeyse kararmıştı, bu yüzden orman ürkütücü görünüyordu.

AVUKAT HANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin