12. BÖLÜM

22.9K 675 136
                                    

Yüksek sesli şarkı,
Yoğun alkol kokusu,
Çılgınca eğlenen insanlar...
Bilin bakalım nerdeyiz?
Ateş Bar!

Yağız'ın Aras'ı arayıp bizi bara çağırmasıyla işten çıktıktan sonra bara gelmiştik. Yağız, Mert, Adem ve İdil çoktan gelmiş bizi bekliyordu.

İdil'le sarılıp özlem giderdikten sonra deri kanepelere oturmuştuk. Herkes alkollü içecekler alırken Aras benim alkollü almama izin vermemişti. Bünyem alkole dayanıklı değildi. Yine de bugün değişiklik yapıp biraz içmek istiyordum. Bunun üzerine Aras benim için hafif alkollü bir şeyler getirtmişti. Adını bile anlamadığım aromalı içecek oldukça lezzetliydi.

Saat ilerlemiş, bar iyice kalabalıklaşmıştı. Masada hoş bir sohbet dönüyordu. Yağız gerçekten çok eğlenceli bir kişiliğe sahipti. Mert, görünümünün aksine yumuşacık bir kalbe sahip olduğunu belli ediyordu. Aralarından sadece Adem'i çözemiyordum. Ama onun da kötü biri olmadığına emindim.

Midemin bulanmasıyla elimi karnıma bastırdım. İstemsizce yüzümü buruşturdum. İdil'le göz göze gelince endişeyle bana baktı. Gözlerimi kırparak iyi olduğumu söylemek istediğim esnade ağzıma kadar yükselen safra tadıyla elimi hızla dudaklarıma bastırıp Aras'ın kolları arasından çıktım. Ayağa kalkmamla başımın dönmesi bir oldu. Aras da benimle birlikte ayağa kalkıp kolumdan tutarak bana destek oldu.

"İyi misin, ne oldu?"

Aras'ın sorusuyla elimi yavaşça ağzımdan çektim.

"İyiyim." dedim.

Masadaki sohbet kesilmiş, herkes endişeyle bana bakıyordu. Zorla tebessüm edip masadakilere baktım.

"İyiyim, sorun yok." diyerek zoraki tebessümümü sürdürdüm. İdil ayağa kalkarak koluma girdi.

"Gel bi lavaboya gidelim, elini yüzünü yıka."

Kafamı onaylarcasına salladım. Aras tereddütlü olsa da bir şey demedi ve geçmemiz için yol verdi. İdil'le beraber ağır adımlarla lavaboya ilerledik.

Kapıyı ittirip içeri girer girmez musluğu açıp bol suyla yüzümü yıkadım. Midem hala çok kötüydü.

Yüzümü yıkadıktan sonra musluğu kapatıp elime peçete aldım. Yüzümü kurularken kafamı kaldırıp aynaya bakmamla tek kaşı havada beni izleyen İdil'i gördüm. Ne var dercesine kafamı salladım.

İdil kollarını göğsünde kavuşturarak bama doğru iki adım attı. Aynadan gözlerime bakarken "ne oldu sana? Neden miden bulandı?" dedi şüpheci bir sesle.

Bu tavrına anlam veremeyerek kaşlarımı çattım.

"Niye olacak, alkol çarptı heralde. Pek alışık değilim biliyorsun ki."

İdil tatmin olmuş gibi durmuyordu. Arkamı dönerek İdil'in tam karşısında durdum. İdil konuşmaya başladı.

"Cidden bu bir tek benim mi ilgimi çekti?"

Şaşkınca İdil'e baktım. "İdil, neyden bahsettiğini gerçekten anlamıyorum."

"En son ne zaman adet oldun?"

Gözlerim şokla açıldı. "N-ne?"

İdil gülümseyerek bir elini koluma koydu.

"Derin anlasana, bu mide bulantıların, baş dönmelerin... hamile olabilirsin."

Şaşkınlıktan nefes alamıyordum. Bu gerçek olabilir miydi? Hamile miydim? Aras'ın çocuğunu karnımda mı taşıyordum.

İdil yüzümdeki ifadeden kafamın karışıklığını anlamış olacak ki "yarın şirkete geleceğim. Gelirken hamilelik testi alırım, öğreniriz." dedi.

AVUKAT HANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin