Odanın kapısı çalındığında Louis yatağında yüzüstü uzanmış, Yüzbaşı Niall'dan aldığı belgeleri inceliyordu. Bunlar kimsenin görmemesi gereken şeylerdi, bu yüzden tedbir amaçlı üstünkörü de olsa kağıtların üstünü yastığıyla kapattı. "Gel."
"Ben geldim, Sir Louis." dedi Pedro kapıyı açarken. Nefes nefese kalmış haldeydi, içeri girer girmez kapıyı arkasından kapattı. "Size ne getirdiğimi tahmin edin."
"Ne getirdin?"
"Mahkum kayıtları. Arşiv odasına girdim."
"Yemin et." dedi Louis heyecanla ayağa kalkarak. "Ciddi olamazsın."
Pedro ona cevap vermek yerine omzunda asılı olan heybesini çıkartıp şövalyeye uzattı. Louis ondan heybeyi aldı, heybenin içine konulmuş rulo kağıtları yatağının üstüne döktü. Eline geçen ilk kağıdı açtı ve üzerindeki yazılara baktı. Mahkumların isimleri, yer aldıkları zindanın adı ve suçun detaylı açıklamaları yazılıydı. "Sen harikasın! Kapıyı kilitleyip gel, beraber bakalım bunlara."
Şövalye, yatağının üzerine tekrar oturup az önce okuyor olduğu belgeleri bir kenara ittirirken Pedro kapıyı kilitledi, onun yanına geçip ayakta dikildi. Ellerini önünde birleştirmiş, selam verme duruşundaydı. "Otursana." deyip ona da yer açtı Louis. "Nasıl girdin arşiv odasına? Ben sana sadece işi yapacak güvenilir birini bul demiştim."
"Biliyorsunuz, bu sarayda kimseye güven olmuyor, kendim halletsem daha iyi olur diye düşündüm. Kapıdaki muhafızlara uyku ilaçlı şerbet ikram ettim, onlar uyurken de içeri girip belgeleri topladım."
Louis "Çok teşekkür ederim, ama bir daha yapma." dedi ve elini onun omzuna koydu. "Başına bela alma, sen benim için çok değerlisin. Harry'yi tahta geçirelim, seni bundan daha büyük, daha güzel işler bekliyor olacak. O zamana kadar kendine dikkat et, hiçbir iş senden önemli değil. Yapacak birilerini mutlaka buluruz."
"Anlaşıldı efendim."
"Ee, baktın mı hiç belgelere?"
"Bakmadım, alır almaz size getirdim. Neden mahkumların bilgilerini aldık ki?"
"İçlerinden suçsuz olan ya da ufak tefek suçları olanları Kral Harry'nin adıyla serbest bırakacağız ki; onlar da halkın arasına karışıp onlara yaşam hakkı veren kralı övsünler."
"Anladım..." dedi Pedro. "Peki onlara güvenebileceğimizi nereden bileceğiz? Ayrıca Kral Alexander öğrenmeden onları nasıl serbest bırakabiliriz ki?"
"Önce çıkartacağımız adamları seçelim, sonra güvenilir birini zindana yollayacağız. Suçlu gibi zindana girip bu adamları bulacak, onlarla anlaşacak. Zindandan çıkarma işini de onları teker teker kaçırarak yapacağız, geceleri gizlice tek tük çıkarılacaklar. Dediğim gibi, önce adamları seçelim."
"Efendim, bağışlayın ama birkaç mahkumla tüm halkı nasıl Kral Alexander'a karşı doldurabiliriz?"
"Sinek küçük, ama mide bulandırır. Küçücük sinek bir kazan çorbaya girsin, o kazandan kimse çorba içmez. " diye açıkladı Louis. Kağıtlardan birini açtı, yazılara göz attı. "Evet, başlıyorum. A1 zindanı, Dokumacı Richard; kızını kaçırmaya çalışan adamı bıçaklayarak yaralamış. İki yıldır zindanlarda. Bence artık cezası bitmiş, üstelik adam suçlu bile sayılmaz; çocuğunu koruyormuş."
"Esnaf arasında olumlu etkisi olacaktır, kimsenin onu suçlu gördüğünü sanmıyorum."
"Yani, göreceğiz bakalım." Louis o adama ait kağıdı kenara koydu, ardından diğerlerine göz atmaya başladı. Suçu ağır olan kişilerin kağıtlarını Pedro'ya uzattı, böylece artık işe yaramayacak, hapisten çıkarılmayacak olan mahkumların belgeleri o toplayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KNIGHT'S SECRET
FanfictionHer şövalyenin bir sırrı vardır. Ama Louis'nin sırrı diğerlerine kıyasla fazla büyük.