Ebruli ~ bxb

*10*

Medya Ceylan Ertem - Gel Sevelim Sevileni Seveni

Neşet Ertaş

Gel Sevelim Sevileni Seveni
Sevgisiz Suratlar Gülmüyor Canım
Nice Gördüm Dizlerini Döveni
Giden Ömür Geri Gelmiyor Canım

Özü Gülmeyenin Yüzü Güler Mi
Sevgisiz Muhabbet Hakka Değer Mi
Seven İnsan Kaşlarını Eğer Mi
Zorunan Güzellik Olmuyor Canım

Sevgi Haktır Seven Alır Bu Hakkı
İçi Güler Dıştan Görünür Farkı
Sevmeyene Akmaz Sevginin Arkı
Boş Lafla Oluklar Dolmuyor Canım

Bir Zaman Aşıkken Sen De Sevmiştin
O Anda Dünyayı Nasıl Görmüştün
Sanki Cennetin Bağına Girmiştin
Çokları Bu Hakkı Bilmiyor Canım

.

.

.

Erdem

Toprak ve Bulut bizi kafeye bıraktıklarında Burak'la rahat edebileceğimiz, çok ortalarda olmayan bir tarafı cam bir tarafı kolon olan bir masaya geçtik. Burak'ı uzun zaman sonra gülümserken görmek benim moralimi de kat ve kat arttırmıştı.

Siparişlerimiz alınana kadar 'Sadece Seviyoruz' mağazasında satılan şeylerin ne kadar güzel olduğundan, en çok hangi parçaları sevdiğimizden, hangi parçaları aldığımızdan bahsettik. 

Tabi ki Burak'ın parmağındaki yüzüğü fark etmiştim ama onun anlatmasını bekliyordum. Eğer anlatmazsa o zaman soracaktım. Ki Burak yüzük takmazdı, takamazdı.

Hatta o kadar ki yüzük taktığında daha arabayla veya yürüyerek gideceğimiz yere varmadan yüzüğü çıkarırdı, bunalırdı, yüzüğü nasıl çıkaracağını bilemezdi.

İşte bu yüzden Burak'ın  parmağındaki yüzük dikkatimi çekmese garip olurdu.

Ben Elmalı Pay ve Papatya Çayı isterken Burak Limonlu Cheescake ve Çay sipariş etti. Aksilikler Burak'ın çayının geldiğinde bir kısmının üzerine dökülmesiyle başladı. Hızla lavaboyu öğrenip lavaboya gittik. Burak canının acımadığını, muhtemelen hiçbir yerinin yanmadığını söylese de çayın koluna ve bacaklarına döküldüğünü görmüştüm.

O yüzden Zeytinyağlı mini kremimi verip kabine girmesini ve çayın döküldüğü yerlere sürmesini rica ettim. Burak kremi alıp kabine girince bende elimi yüzümü yıkadım. Ellerimi kurularken Burak kabinden çıktı ve kremi bana uzatarak teşekkür etti. 

Lavabodan çıkıp tekrar masamıza döndük ve Burak'a limonata sipariş ettik. Burak'a bakınca cheescake'ini yediği gördüm. Ardından bende Elmalı Pay'ımı yemeye başladım.

Cidden çok güzeldi, tam istediğim gibiydi. Toprak olmasa Elmalı Pay'la aşk yaşayabilirdim yine de Toprak olsun lütfen. Belki Toprak'ın yaptığı Elmalı Pay daha güzel olurdu ? Yemek ve Toprak sevgimin birleşiminden çıkan sonuç buydu.

Tatlımı bitirmek üzereyken Papatya Çayı'ndan içim bayıldığı için soğuk su rica ettim. Suyum geldiğinde teşekkür edip hemen suyumu içtim. Dünya varmış ! Burak'ta bende tatlılarımızı bitirince 'Birer kahve içelim mi karşılıklı ?' diye sordum. 

Burak kaşlarını hafifçe çatıp birkaç saniye sonra kaşlarını eski haline getirdikten sonra 'Olur içelim.' dedi ve iki orta şekerli kahve sipariş ettik.

Kahvelerimizi içerken tam kendimi hazırlayıp Burak'a Bulut'la olanları soracaktım ki o benden önce davrandı ve Toprak'la beni sordu. Birden bu soruyu sormasını beklemiyordum desem yalan olur. İki gündür birbirimizi görmemişken bir anda ben Toprak'la o Bulut'la aynı mekanda birbirimizi görüyorduk.