*24*

61 5 7
                                    

Medya Ali Atay - Yalan

Düşerken duramazsın
Susarken anlatamazsın
Belki de
Ne bileyim ben
Uzaksan duyamazsın
Bıraksam bulamazsın
Nerdeyim
Biliyorum ben

Yalan ne diyorsam ne duyduysam hep yalan
Yalan kim ne dediyse ne duyduysan yalan

Duramaz ki yanan
Bulamaz ki arar
Duruyorum ben

Yalan ne diyorsam ne duyduysam hep yalan
Yalan kim ne dediyse ne duyduysan yalan

Bilirsen unutamazsın
Aşikarı saklayamazsın
Kimdeyim
Arıyorum ben
Solarsan açamazsın
Kurursan damlayamazsın
Belki de
Kuruyorum ben

Yalan ne diyorsam ne duyduysam hep yalan
Yalan kim ne dediyse ne duyduysan yalan

Duramaz ki yanan
Bulamaz ki arar
Duruyorum ben

Yalan ne diyorsam ne duyduysan hep yalan
Yalan kim ne dediyse ne duyduysan yalan

Toprak

Erdem'in göz yaşlarını silip elimle belini destekledim ve uçağa binmemizi sağladım. Ne ara Bulut'tan haber geldi ne ara Erdem'le bana bavul hazırladım da buraya geldik fark edememiştim.

Bir gün, bir saat hatta bir dakikada neler olacağını hiçbirimiz bilemiyorduk. Bulut ve Burak bugün yüzük bakmaya gidecekti, Erdem'le bende dağ evine.

Bulut'lar yüzük seçmeye gittiler gitmesine ama biz eşyaları ayarlayıp dağ evine gidene kadar olanlar olmuştu.

Uzun zamandır başımızın belası olan Mert hepimizin hayatını etkileyecek bir şey yapmıştı ve her şeyi bırakıp gitmemiz gerekiyordu, tamda şimdi.

Uçağa binip yerlerimize oturduktan sonra Erdem elimi sıkı sıkı tuttu ve kafasını omzuma yerleştirdi. Onu anlıyordum, olanlar hepimize ağır gelmişti ama o kendini bildi bileli yanında olan arkadaşını yaralı halde bırakıp ülkeyi kısmen terk ediyordu.

Uçak kalkarken Erdem biraz huzursuz olsa da onu sakinleştirmeyi başardım saçına kondurduğum öpücüklerle. Kısa süre sonra da uyuyakaldı prensim.

Uykusunda Burak'ın adını sayıklaması içimi parçalasa da elimden bir şey gelmiyordu. Mahvoluyordum... Sevdiğim adam yanımdaydı ama dostlarımızı, hayatımızın önemli parçalarını bırakıp gidiyorduk.

Bulut ne olacak, peki ya Yalçın veya Burak... Unutmadan Arda ne olacak ? Arda gerçekten kayıp olsa da diğerlerininde ruhu kayıplara karışabilirdi.

Prensimin uykuyla uyanıklık arasında geçirdiği beş saatin sonunda inmemize bir saat kalmıştı. Biraz toparladı diye düşünürken uykusunda ağlamaya başlamasıyla kalbim sıkıştı, canımdan can kopardılar sanki.

Prensimin göz yaşlarını teker teker sildikten sonra korkmaması için kısık sesle birkaç kez seslenerek uyandırmak istedim.

Üçüncü seslenmemde yavaşça gözlerini açtı ve bulunduğu yeri inceledikten sonra  bana döndü. Gözlerimiz buluşunca yüzündeki yorgun gülümseyişten benim  yüzümde de oluştu.

Saatler sonra 'Toprak' demesiyle duyabildim prensimin sesini. 'Efendim prensim ?' dediğimde yüzündeki gülümseme büyüdü ve 'Sen olmasan yapamazdım, iyi ki varsın ve iyi ki o uygulamayı yapmışsın da tanışmışız.' dedi. 'Sende iyi ki varsın, yaşama sevincim.' dedim.

Kanada'da ne yapacağımızı yani nerede kalıp ne işle uğraşacağımızı en önemlisi nasıl yaşacağımızı sordu bu konuşmanın hemen ardından Erdem.

Ebruli ~ bxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin