*29*

53 5 18
                                    

Medya Zakkum - Gülü Susuz Seni Aşksız Bırakmam

Seninle tattım ben her mutluluğu
Bırakıp gidersen bil ki yaşamam
Ömrümden canımdan ne istersen al
Gülü susuz seni aşksız bırakmam

Seninle tattım ben her mutluluğu
Bırakıp gidersen bil ki yaşamam
Ömrümden canımdan ne istersen al
Gülü susuz seni aşksız bırakmam

Üşüdüm diyorsan güneş olurum
Yanarım sevginle, ateş olurum
Dolarım havaya, nefes olurum
Gülü susuz seni aşksız bırakmam

Üşüdüm diyorsan güneş olurum
Yanarım sevginle, ateş olurum
Dolarım havaya, nefes olurum
Gülü susuz seni aşksız bırakmam

Gönlündeki derdi siler atarım
Ümit pınarıyla coşar akarım
Kış göstermem sana ben hep baharım
Gülü susuz seni aşksız bırakmam

Gönlündeki derdi siler atarım
Ümit pınarıyla coşar akarım
Kış göstermem sana ben hep baharım
Gülü susuz seni aşksız bırakmam

Üşüdüm diyorsan güneş olurum
Yanarım sevginle, ateş olurum
Dolarım havaya, nefes olurum
Gülü susuz seni aşksız bırakmam

Üşüdüm diyorsan güneş olurum
Yanarım sevginle, ateş olurum
Dolarım havaya, nefes olurum
Gülü susuz seni aşksız bırakmam
Gülü susuz seni aşksız bırakmam
Gülü susuz seni aşksız bırakmam

Burak

Üç haftayı aşkın süredir kaldığım odaya, yattığım yatağa ve uyurken, otururken veya her fırsatta sarıldığım Bay Ayı'ya - ona çoktan alışmıştım zaten - , Onurla Deniz'e, İlker ve Berkay'a; kısaca buradaki her şeye alışmıştım iyice.

Onur'un telefonla konuşma sesi gelirken yataktan çıkarttım bedenimi ve doğum günümde bana aldıkları renkli tişörtlerden bir tanesi ile şortlardan birini giyerek aşağıya indim.

Mutfağa geçerken Onur'a selam verdim, o da kafasıyla selam verirken 'Unutmadan Hazar'ın sana selamı var Burak.' dedi. Gülümseyerek bende selam söyledim ve mutfaktan içeri girdim.

.
.
.

Bir klasik olarak Onurla Deniz işe giderken ben de onlarla birlikte evden çıktım. Beni yol üzerinde bırakmalarını istedikten sonra ilk önce terminale doğru ağır ağır yürüdüm, hava aldım sonra da bilet almak için gelirken bindiğim otobüs firmasından üç gün sonraya bilet aldım.

Her ne kadar buradaki her şeye alışsam da gidip evimdeki, şehrimdeki düzeni yeniden kurup yeniden başlamam gerekiyordu.

Terminalden çıkarken hemen ilerdeki pastaneden mini bir pasta alarak ikizlerin çalıştığı ofise doğru ilerledim. Dışarı çıkmışken onları ziyaret etmezsem olmazdı hem ziyaret etmeyince küsüyorlardı da.

Hangisini arayacağımı bilemeyince direk ofisin zilini çalıp açmalarını bekledim ki çok beklememe de gerek kalmadan birkaç dakikaya kapı açıldı.

İlkerle Berkay'ın odalarına ilerlerken daha önce görüp kısaca sohbet ettiğim birkaç kişiye selam verip bizimkilerin odasına ulaştım.

Kapıyı çaldığımda beklemeden 'Gel !' sesi geldi içerden, ben de beklemeden içeriye geçtim elimdeki pastayla.

Beni gören ikizler hızla ayağa kalkarak 'Hoş geldin Burak.' diyerek yanıma adımladı ve sarıldılar bana iki yandan.

Kardeşim gibi benimsemiştim bu ikiliyi, gidince onları da özleyecektim. Bunu söylememle ilkten İlker 'Biz hep seninleyiz ki, kurtulamazsın öyle kolay.' derken Berkay 'Yoksa... Hayır hayır ! Bilet almadım de Burak.' dedi.

Ebruli ~ bxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin