*19* ( M )

395 6 12
                                    

Medya Hande Yener - Hasta

Biri benden (biri benden), bi şey çaldı
Geri alıcam az kaldı
Sana doğru (sana doğru), bir yol vardı
Bulucam söz az kaldı

Tuhaf geçen bi gün daha
Umutlarım yarında
Yanında olamazsam
Savaş çıkar kolayca

İkimize karşı bi rüzgar var
Ama bize aşktan esiyorlar
Eminim sende duyuyorsun
Bitmez asla diyorlar

İkimize karşı bi rüzgar var
Ama bize aşktan esiyorlar
Gücümüze karşı yenilenler
Bize hasta diyorlar

Hasta

Biri aşkı (biri aşkı), çok zor sandı
Bize sorsa kolaydı
Bana yalnız (bana yalnız), bi şans kaldı
Harcamak mı? hayat mı?

.

.

.

Toprak

Erdem'i iş yerinden aldıktan sonra sahil yolundan devam ettim ve eve gitme yolunu biraz daha uzattım. Miniklerle birlikte çok mutlu oluyordu Erdem, işini severek yaptığını gözlerinden anlamak mümkündü.

Bana gün boyu yaptıklarını anlattırken öyle heyecanlı öyle tatlıydı ki arabayı durdurup dudaklarına yapışmamak için kendimi zor tutuyordum.

Sahile varınca park etmek için uygun bir alan buldum ve arabayı Erdem'in şaşkın bakışları arasında park ettim. 'Hadi gel seninle dondurma yiyelim burada.' diyerek arabadan çıktım. Erdem de arabadan inince birlikte kafeye doğru ilerledik.

Sakin, çok kişi olmayan kafede köşedeki masaya geçtik. Erdem bugün neler yaptığımı sorunca aklıma direk geçen sefer Bulut'la konuşamayıp bu sefer konuşmayı başardığımız 'yüzük' konusu aklıma geldi.

Tam konuşmaya başlayacakken siparişlerimizi almak için geldikleri için siparişlerimizi verdik. Ben limonlu ve damla çikolatalı dondurma isterken Erdem vanilyalı ve kakaolu dondurma istedi. Birkaç dakikaya dondurmalarımız geldi ve sevdiğim adamla ilk dondurmamızı yedik.

Bugün yaptıklarımı Erdem'e özetlerken; sabahki araba satışından, Suat'ın bebeği için hediye baktığımızdan, Bulut'un can sıkıntısından arabaları yıkadığından ve bugün çok agresif olduğundan, Kenan'ın iş yerimize uğradığından ve son olarak her an aklımın Erdem'de olduğunu söyledim.

Her dediğimi dikkatle dinlerken aklımın onda olduğunu söylememle yanakları pembeleşirken gamzeleri görünecek kadar gülümsedi. Uzanıp sağ elimle sol elini birbirine kenetledim. Avcunun içinde baş parmağımla çemberler çizerken Erdem titrek bir nefes aldı.

'Toprak' dediğinde gözlerimizi kenetledim ve söyleyeceği şeyi merakla bekledim. Biraz bekledikten sonra 'Şey... Burak kötüydü ve bizimde yarın için bir planımız yoktu seninle hem sen işe gideceksin zaten. Imm ben düşündüm ki...' dediğinde 'Ne düşünmüş benim prensim ?' diye sordum.

'Biz yarın Burak'la film günü yapsak güzel olur. Bulut işe giderken bana bırakacak Burak'ı. Yani biz öyle konuştuk Burak'la ama...' dedi telaşlı ve biraz da endişeli bir şekilde. Neden endişelendiğini tam olarak anlamamıştım. Tabi ki son cümlesine kadar. Benim için sorun olup olmadığını sordu prensim.

Arkadaşlarıyla hele de bu kişi Buraksa tabi ki onunla vakit geçirebilirdi ki dediği gibi bizim yarın için bir planımız yoktu. O yüzden bu kadar endişelenmesini anlayamamıştım. Neyse ki bu konu hakkında konuştuk ve bundan sonra böyle şeyler için endişelenmeyeceğini söyledi ve söz verdi.

Ebruli ~ bxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin