*16* ( M )

530 5 43
                                    

Medya Cem Adrian - Her Şey Seninle Güzel (Live)

Her şey seninle güzel yolda yürümek bile
Olmayacak düşlerin peşinde koşmak bile
Her şey seninle güzel bu toprak bu taş bile
İçimdeki bu korku gözümdeki yaş bile

Beklenmedik bir anda ayrılık gelip çatsa
Seninle paylaştığım tek bir gün yeter bana
Beklenmedik bir anda ayrılık gelip çatsa
Seninle paylaştığım tek bir gün yeter bana

Her şey seninle güzel duyduğum bu ses bile
Yalnız içtiğim su değil aldığım nefes bile
Her şey seninle güzel bu yağmur bu kar bile
Yüzümdeki gözyaşının izleri onlar bile

Beklenmedik bir anda ayrılık gelip çatsa
Seninle paylaştığım tek bir gün yeter bana
Beklenmedik bir anda ayrılık...

.

.

.

Bulut

Burak'la birlikte mutfağa geçtik. 'Hangi yemeği yapmak istersin papatyam ?' diye sorduğumda gözlerinin içi titremişti, papatyam dememden bu kadar etkilenmesi onu köşeye sıkıştırıp öpme isteğimi arttırıyordu.

'Papatyam? ' dediğimde irkilip yerinde sıçradı. 'Dalmışım, üzgünüm.' dedi kızarmış yanaklarıyla. Onu öpmeye başlarsam yemek yapamazdık ki sadece öpmekle yetinemeyeceğimi biliyordum.

'Dolaba bakalım ona göre karar veririz.' dediğinde onu onayladım. Aklıma gelen şeyle telefonumu alıp Yalçın'dan gelirken Burak'ın arabasını almalarını rica ettim. Yalçın en erken iki saate geleceklerini söyledi ve arabanın nerede olduğunu sordu bende arabanın konumunu attım ve teşekkür ettim.

Arabayı alıp gelmeleri iki buçuk saat kadar sürerdi tahmini. Bu işi hallettikten sonra buzdolabının yanına gidip Burak'ın beline kollarımı sarıp kafamı omzuna yasladım. Dudaklarımı boynuna temas ettirerek 'Karar verdin mi hangi yemeği yapacağımıza ?' dedim.

Kafasını çevirerek saçıma öpücük kondurunca minik bir tebessüm oluştu yüzümde. Burak ' Zeytinyağlı fasülyeyi severseniz onu yapabiliriz, yanına milföyden börek ve bisküvi-süt ikilisiyle de bisküvi tatlısı yapabiliriz. ' dediğinde saçlarına bir öpücük kondurdum.

Ellerim vücudunda gezerken 'Olur, bu dediklerini yapabiliriz.' dedim. Burak neşeyle 'Hadi başlayalım o zaman !' diyerek buzdolabından fasülyeyi, domatesleri, milföyleri ve sütle bisküviyi çıkarttı. Sahi bisküviler neden dolaptaydı ?

Ellerimi istemeyerek de olsa Burak'ın üzerinden çektim ve mutfak masasının oraya geçtim. Burak iki soğan aldıktan sonra soydu ve fasülyelerin olduğu torbayı ve büyükçe bir kabı getirerek fasülyeleri ayıklayıp kırmamı rica etti.

Fasülyelerin işi bitince levyeye giderek fasülyeleri yıkadım. Burak da domatesleri doğrayınca benden bir tencere rica etti. Tencereyi çıkarıp tezgaha koyduğumda teşekkür edip yanağımı öptü. Keşke her an beni öpse, ne güzel olurdu.

Tencereye sırayla soğanların bir kısmını, domateslerin bir kısmını ve fasülyelerin hepsini koydu ardından kalan soğanları ve domatesleri koydu. Üzerine tuz atıp yağ gezdirdikten sonra bir küp şeker istedi benden. Papatyam benden küp şekeri isteyene kadar ellerinin hareketlerini izliyordum. İşini tüm ciddiyetle yapması kendimi üzerine atmak istememe neden oluyordu.

Küp şekerde tenceredeki yerini alınca tencerenin kapağını kapatıp ocağa koyduk. Milföy hamurlarını nasıl yapalım diye sorduğunda 'Börek gibi yapalım mı ? Döşeyip arasına da peynir koyarız belki ? ' dememle kollarını belime sardı. 'Oluur.' dedikten sonra çenemi öptü. Onunla yemek yapmak harikaydı, her an beni öpebiliyordu bende onu.

Ebruli ~ bxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin