Medya Nilüfer & Hayko Cepkin - Aşk Kitabı
Ne olur söyleyin sevenler bana
Ayrılmak kanun mu aşk kitabında?
Elele tutuşup gülmeden daha
Terk etmek kanun mu aşk kitabında?Ne olur söyleyin sevenler bana
Ayrılmak kanun mu aşk kitabında?
Elele tutuşup gülmeden daha
Terk etmek kanun mu aşk kitabında?Ümitlerim kırıldı bitti
Hayallerim yıkıldı gitti
Bu dert beni benden etti
Sevdim, sevdim, bak ne hale geldim
Sevdim, sevdim, bak ne hale geldimHer seven sonunda düşüyor derde.
Bu aşk kitabının yazanı nerde?
Bir aşık inandı, çok sevdi diye
Terk etmek kanun mu aşk kitabında?.
.
.
Bulut
Yola çıktıktan sonra arabadaki sistemi telefonuma bağlayıp hoparlörü açtım. 'Papatyam.' dediğimde Burak'ın ağlamaklı sesi kulağımı doldurdu. 'Neden konuşmadın... Gittin sandım.' diyerek iç çekti.
Aklım yerinde değildi ki sadece hızla yanına ulaşmaya çalışıyordum. Yutkunduktan sonra 'Özür dilerim papatyam, buradayım seni bırakmıyorum tamam mı?' dediğimde kısa bir duraksamdan sonra 'Ta-tamam.' dedi.
Kafasını dağıtmak için 'Bugün Avatar'ı izledim.' dedim. Burnunu çektikten sonra 'Gerçekten mi ? Ben Avatar'ı çok severim. Sevdin mi sende?' dedi. Düşündüm... Sevdim mi ? Evet sevdim. 'Sevdim, güzeldi.' dedim. Aramızda son on dakika kaldığını gördüğümde azıcık da olsa rahatlamıştım.
'Damga mühürlerini sever misin ?' dediğimde mumları eritip zemine döktükten sonra mühürü basarak şekil oluşturmayı kastetsemde papatyam çok yanlış anlayıp 'Yoksa beni damgalamak mı istiyorsun ?!' diyerek sitem etmişti.
Kastettiğim şeyi anlattığımda 'Özür dilerim aklım yerinde değil, yanlış anladım.' diyerek ağlamaya başladı yeniden. 'Ağlamak yok.' dedikten sonra arabayı kenara çektim, papatyama varmıştım. Elektrik direğinin altındaki arabanın yanına ilerlerken zaman geçmedi sanki.
Telefona 'Geldim, hadi kapıyı aç.' dediğimde arabanın içinde çokça ağlamış, hala gözleri dolu dolu olan Burak kafasını kaldırdı ve göz göze geldik. Arabanın kapısını açtığında kapıyı biraz daha açıp üzerine eğildim.
Ağlamaktan harap olmuş haliyle bile öyle güzeldi ki... Kollarımı bedenine sarıp saçlarına öpücükler kondurmaya başladım. Birkaç dakikanın ardından geri çekilecektim ama papatyam izin vermedi. Kollarıma sıkı sıkı sarılmıştı.
'Hadi eve gidelim, kucağıma gel bakalım.' diyerek kucağıma aldım papatyamı. Tek elle zor olsa da ışığı kapatıp arabanın anahtarını ve Burak'ın telefonunu aldım. Arabayı kilitledikten sonra benim arabama ilerledim.
Papatyam kucağımda iyice mayışırken onu yan koltuğa bırakacaktım ama ayrılmak istemedi. Gözleri dolu doluyken bırakamadım. Zar zor sürücü koltuğunu geriye çekerek sığmamızı sağladım. Kafasını göğsüme yaslamış ve pijama üstümü sıkı sıkı tutan elleriyle öyle tatlıydı ki...
İç çekişleri geçtikten sonra düzenli nefeslerini hissetmeye başlamamla uyuyakaldığını anlamıştım. Yan koltuktaki battaniyeyi yavaşça üzerine örttüm. Geldiğimin aksine daha dikkatli ve yavaş bir şekilde arabayı kullandığım için eve varmamız neredeyse bir saat sürmüştü.
Arabayı park ettikten sonra anahtarları ve telefonları alıp dikkatlice kapıyı açtıktan sonra Burak'ın düşmeyeceğinden emin olacak şekilde sıkıca tutarak kapının önüne vardım. İşte asıl zorluk şimdi başlıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ebruli ~ bxb
General Fiction~ Tamamlandı ~ ⚠ boy x boy hikaye ⚠ Cause Love is Love uygulamasıyla hayatı tepetaklak olan yakın arkadaşlar Burak ve Erdem'in hayatına bir göz atalım. Peki bu uygulama ne için ? Yeni kişilerle tanışmak için mi ? Ya da şöyle mi demeliyiz: Bir uygu...