Elinizde bir bavul görüyorum. Ağır gözüküyor. Bu ağırlığın sebebi birkaç parça kıyafet olamaz. O bavul bunlardan ibaret değil, değil mi? Kim bilir ne çok şey var içinde... Bavulunuzda sevgi de var mı? Yoksa sizin sevginiz sadece kızıl gelinlikli Güneş'e mi?
| İşte Yeni Yuva, İşte Yeni Ev|
Güneşin ışıkları tam tepeden yeryüzünün haşin topraklarına vururken, ona mavinin en ilgi çekici tonuyla eşlik eden gökyüzü; bulutsuz ve bir o kadarda huzur vericiydi. Kuşlar ötüyor, bazı bahçelerden çiçek ve yeni pişirilmiş kurabiye kokusu yayılıyordu etrafa. Polene alerjisi olan bir kimse için epey sancılı geçen bu dönem polene alerjisi olmayan kimseler için, ağaçlardan yayılan hoş ve yapışkan koku ile oldukça keyifli geçer gibi görünüyordu. Zira gözlerimin gördüğü her görüntü, burnuma gelen her koku beni sarıp sarmalıyor ve adeta başka diyarlara götürüyordu.
Buraya daha önce iki kez gelmiş olmama rağmen tekrar tekrar, ilk kez gelmiş birinin merakıyla inceliyordum. Bunun sebebini ise buranın kalbimde ve içimde tarifsiz, adlandıramadığım, hislere tercüme ediyor olmasına yorsam da gerçek bu değildi. Birkaç ay önce ilk görev yerimin burası olduğunu öğrenmemden hemen sonra tuttuğum evim beni bekliyordu.
Rastgele odalara bırakılan kutular tek tek açılacak, ilk kez ailem olmadan bir eve yerleşecektim. Bu beni hem tedirgin ediyor hem de heyecanlandırıyordu.
Ara tayinle gönderildiğim bu şehrin sokaklarını hafızama kazımıştım. Şimdiyse bodrum katıyla beraber toplam dört kata sahip olan bina, evim yahut yeni yuvam, tam da karşımda duruyordu.
İçimdeki heyecanı bastırmanın mümkün olmadığını çoktan anlamıştım. Bu yüzden hemen yanımdaki valizi de arkamdan sürükleyerek binaya girdim. Girer girmez insanın burnunu meşgul eden bu hoş koku baba ocağındakinden daha farklı gelmişti sebepsizce. Yabancıydı ne de olsa.
Merdivenleri çıkmaya başlamışken valizin ne kadar ağır olduğunu anlamıştım. Birkaç basamak çıkardıktan sonra soluklanmak ve valizi nasıl daha kolay çıkartabileceğimi düşünmek üzere durdum. Merdiven basmaklarının kare boduruna bakarak birkaç saniyedir düşünüyordum ki merdivenin başında biri göründü.
Başımı kaldırıp baktığımda benimle yaşıt duran genç bir adam ile karşılaştım. Merdivenin tam ortasında durduğum için mahcupça gülümsemiş ve başımla küçük bir selam vermiştim.
Adamında aynı şekilde başıyla selam verdiğini gördüm. Ardından bir bana bir de merdiven basmaklarının ortasında yolu kesen büyük valizime baktı. Hemen ardından valize uzandı. Bu benim daha da mahcup olmama ve şaşırmama sebep oldu. Karşımdaki yabancıya teşekkür ettim.
Valizi üçüncü, bodrum katı saymazsak ikinci, katın kapısında gümüş renkli "3" rakamının gözüktüğü dairenin önüne bıraktı. Tekrardan ilettiğim teşekkürü belli belirsiz bir tebessüm ve baş selamıyla kabul ettikten sonra aşağıya indi. Bir dakika sonra da bina girişindeki kapının kapanış sesi duyuldu.
Ne olduğunu anlamasam da başımı merdivenlerden çekip daire kapısına çevirdim. Gümüş renkli daire numarasından yansımama baktım. Ne kadar heyecanlı olduğum kızarmış yanaklarım ve badem şeklindeki gözlerimden belli oluyordu adeta.
Cebimden anahtarlığı çıkarırken buldum kendimi. Yeni evimin anahtarını kapı kilidine yerleştirdikten sonra derin bir nefes çektim ciğerlerime. Nefesimi verir vermez de anahtarı sola çevirdim, ardından bir kez daha ve kapıdan gelen o minik ses ile yeni yuvamın kapısı açılmıştı.
Bugün yüzümden eksik etmediğim gülümsemem daha da büyüdü. Kapıyı ittirdim ve evimin holüyle karşı karşıya kaldım. Adettendir ya sağ ayakla girdim içeriye.
İşte evimdeydim. İşte yeni yuvamdaydım.
İşte, o zamanlar bilmesem de, her şeyin başladığı o evdeydim. Huzurun bahşettiği tebessümümün yüzümden hiç eksik olmayacağı ama bir gün ben istemesem de içimdeki kız çocuğunun bir şeylere küseceği, hayatın gerçek doyumuna ulaşacağım o evdeydim...
Bölüm Sonu.
💌🌅Kitap kapağı için yardımcı olabilecek olanlar bana wattpad üzerinden ulaşabilirler.
|Güneşiniz hiç batmasın ama gün batımı da hep sizinle olsun|
Kalbinizin içindeki şeyleri sevmeye devam etmeniz dileğiyle...
iElKA
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Balkon Mektupları [ Final ]
Lãng mạn" Eğer elimde olsaydı, sizin için günbatımını sonsuz kılardım. "