6.Bölüm | Geriye Kalan Hatalar

573 62 152
                                    

6.Bölüm | Geriye Kalan Hatalar

Uraz, boynumu yemek ile meşgul olduğundan yataktan kalkmama izin vermiyordu. "Yeter artık Uraz, restorana gitmem gerek. Hem sen ne hakla benim yanımda yatıyorsun ki? Ben seni kesin olarak affettiğimi hatırlamıyorum." kolunu ısırıp onu üzerimden ittim. Yüksek ihtimalle bana küfür etmişti ama bu umurumda değildi. Yataktan kalkıp banyoya girdim, elimi yüzümü yıkadıktan sonra tekrar odaya geri döndüm. Uraz hâlâ yatmaya devam ediyordu. Bana tembel diyordu ama kendisi benden daha tembeldi. "Patron olan sensin diye hatırlıyorum. Hatta bugün toplantının olması gerektiğini de hatırlıyorum."

"Çok huysuz olduğunu hatırlıyorum." ona daha fazla bir şey demeyip dolabın içinden giyeceğim etek ve kazağı çıkarttım. Bugün mini bir etek ve kısa bir kazak giymeye karar vermiştim. Uraz buna ""Hasta olmak istiyorum" kombini diyecekti muhtemelen ama o modadan anlamıyordu. "Senin için bir takım çıkarmamı ister misin?" Uraz'a seslenmiştim ama ben dolabın başında kıyafetlerimi seçmekle uğraşırken o çoktan duşa girmişti. Büyüklüğün bende kalması adına onun için bir takım ve gömlek çıkarıp koltuğun üzerine koydum. Üzerimi giydikten sonra saçımı toplayıp aşağı indim.

Uraz'ı tabii ki de affetmemiştim ama...

Ama onun yanında olması sana iyi geliyor.

Öyle de denilebilirdi. İyi gelmenin yanı sıra bana güven ve huzur veriyordu. Bunun nedenini hâlâ çözemesem bile onsuz olmayı düşünemiyordum Uraz konusunu düşünmeyi bir kenara bırakıp kahvaltı hazırlamaya başladım. Uzun süre sonra ona hazırladığım ilk kahvaltı olacağı için heyecanlanmıştım. Ona ne kadar kırgın olsam bile bu-

Anladık Sina. Kırgınsın ama değilsin de.

İç ses çok konuşuyordu, acilen susması lazımdı. Kendi kendime konuşmayı bir kenara bırakıp kahvaltı hazırlamaya devam ettim. 

Bizim için menemen ve sucuklu yumurta yapmaya karar vermiştim. Uraz menemeni çok severdi, aslında böreği daha çok severdi ama sabah sabah onunla uğraşamazdım. Çok istiyorsa kendisi yapabilirdi. Ben mutlu mutlu kahvaltı hazırlarken Uraz'ın bağırmasıyla bütün dengem şaştı. "Bu adam neden sabahın köründe seni arıyor? Özgür neden bizim evliliğimizin bir gününde bile bizden uzak olamıyor acaba?" elinde telefonum, belinde ise benim havlum vardı. Evin içinde havlu ile dolaşmak ne mantıktı orasını gerçekten bilmiyordum ama Uraz'ın çalan telefonlara karşı olan bu huysuz tavırları son vermesi gerekiyordu.

"Sen uzaksın zaten, Özgür bari yakınımda olsun." yanına gidip çalan telefonu elinden aldım.

Sina vurdu gol oldu.

"Efendim Özgür'cüm." ben Özgür'le konuşurken Uraz havlusu ile sandalyeye oturup beklemeye başladı. Özgür bana ne zaman geleceğimi soruyordu. "En fazla bir saate gelirim." dediğimde fark ettim ki, Uraz'ın her kelimemle daha da siniri bozuluyordu. Eğer Özgür'ü kıskanıyorsa ölebilirdi. "Tamam prensim, görüşürüz." telefonu kapatıp tezgahın üzerine koydum.

"Ne dedi? Neden aramış? Rüyasında seni mi görmüş? Ayrıca ne demek prensim? Niye ona prensim diyorsun? Özgür'ün beyaz bir atı yok. Benim beyaz bir atım var. Eğer bir prens varsa o prens bir tek ben olabilirim."

Siz ikiniz o kadar hızlı konuşuyorsunuz ki algılayamıyorum Sina.

"Gerçekten bir daha benim hızlı konuşmama laf edersen seni kapı dışarı ederim Uraz. Lütfen konuşurken bana dediğin gibi sende nefes almayı unutma olur mu? Ayrıca Özgür'ü de kıskanmazsın. O benim ortağım, kardeşim yani kısaca her şeyim."

Çift Kişilik [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin