2.Bölüm | Asıl Sınırların Sahibi

1.2K 100 639
                                    

2.Bölüm | Asıl Sınırların Sahibi

Sina Dağhan Sağyaşar

Sürekli deniyorum. Bir çıkış yolu bulmayı deniyorum. Neyin nereye varacağını bilmeden, sadece içinde bulunduğum bu çıkmazdan kurtulmayı deniyorum. Neden olmuyor? Neden bir türlü mutluluk bana kollarını açmıyor? Belki de mutluluğun beni kabul etmeme nedeni günahlarımın bedelini çekiyor olmamdır. Ödemem gereken bedeli ödemek içindir tüm o mutluluk ve güzellikten uzakta çırpınışım. Zihnimle verdiğim savaş her gün beni daha da dibe çekerken, ışığım olabilecek misin sevgilim? Beni o karanlıktan kurtarmaya gücün yeter mi?

🍽️⚓

Yüzsüz olduğu kadar odun da olan çok sevgili kocam yine çok konuşuyordu. Her zamanki gibiydi, sürekli haklı olmaya çalışıyordu. "Uraz, benden ne istediğini bilmiyorum ama ben senden gitmeni istiyorum. Aylardır olduğu gibi benden uzak durmanı istiyorum." günlerdir ortalardı yoktu ve geri döner dönmez bana yine sınırlar çizmeye başlıyordu. Ancak bu sefer bana o sınırları çizmesine izin vermeyecektim. Eğer biri sınır belirlenecekse bunu yapan kişi ben olmalıydım.

Abartma Sina, sadece yirmi dört gündür birbirinizi görmediniz. Yirmi dört günün bir ay ettiğini sanmıyorum.

Yanıma gelip elini belime sardı. Yine beni etkisi altına almak istiyordu, ona boyun eğmemi istiyordu. Öyle bir amacı yoksa bile tek bir dokunuşu bile her şeyi unutmama yetiyordu. Burnunu boynuma sürtüp kokumu içine çektiğinde bıkkınca iç geçirdim. İşte yine başlıyorduk. "Parfümünü değiştirmişsin, yine." artık bu ilişki beni yıpratmaktan başka bir şeye yaramıyordu ama onsuz olmak... Hayatımın Uraz olmadan geçirdiğim dönemi her anlamda kabus gibiydi. O anlara geri dönmektense içinde bulunduğum bu karmaşayı sürdürmeye seve seve devam ederdim.

"Uraz lütfen yine başlama, bu durum senin için de yeterince gereksiz değil mi zaten?" bunları söylerken yine ağlamak üzereydim. İnsan birini bu kadar yıktıktan sonra hâlâ karşısına geçecek yüzü nereden buluyordu? Uraz önce beni en küçük hücrelerime kadar yıkıyor, sonra ise tekrar inşa ediyordu. Bunu artık kaldıramıyordum.

Ortada bir sorun yok Sina, öyle olduğunu düşünen sensin.

Benden ayrılıp pencerenin önüne doğru yürüdü. "Artık her şey olması gerektiği gibi olacak Sina. Bizde olmamız gerektiği gibi bir çift olacağız. Bunu sağlamak için buradayım ve hiçbir yere gitmiyorum." bu sefer gerçekten başarabilir miydik bilmiyordum. "Artık hep senin yanında olacağım, seni hiç bırakmayacağım." sırtını izledim. Sırtındaki kaslar gerilmişti. Gömleğinin kolunda mürekkep damlaları vardı. Bunca zamandır çizim yapmış olmalıydı. Ancak kendimi kandırmak istemiyordum. "Artık beni özgür bırak Uraz. Hayatıma karışma, benimle oynama. Sürekli beni yakıp yıkmaktan vazgeç artık." bıkmıştım, yorulmuş ve sıkılmıştım. Her şeyin sorumlusu o olmasına rağmen acı çekip üzülen kişi bendim.

Ama onsuz yapamıyorsun.

Uraz pencerenin önünden ayrılarak yanıma geldi. Sol elini saçlarıma dolayarak beni kendine çekti. Dudaklarını boynumda gezdirmeye başladığında derince iç çektim. "Bu sefer farklı Sina. Artık tek kalmış bir Sina yok. Sadece biz varız. Sadece Sina ve Uraz." bunu söylerken bir kolunu da belime dolayıp beni yatağa bastırdı. "Beni yine kandırıyorsun. Artık sana inanmıyorum." kolunu belimden ayırmaya çalıştım çünkü ona güvenmiyordum. Aslında ne yapacağımı bilmiyorum. Bir yanım Uraz'a fazlasıyla güvenirken diğer yanım Uraz'a karşı hala şüpheciydi. Sanki Uraz'a aşık olan tarafımla savaşıyor gibi hissediyordum.

Çift Kişilik [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin