I'll Be Good - Jaymes Young17.Bölüm | Çatlaklar
⚓| 🍽️
Ne zaman uyuduğumu net bir şekilde hatırlamasam bile gözlerimi açtığımda Aras'ın da koltuğun diğer köşesinde uyuyakaldığını görmüştüm. Aras asla gündüz saatlerinde uyumayan biri olduğundan bu bana garip gelmişti, öyle ki ikimiz de üzerimiz açık bir şekilde uyumuştuk. Aras benden önce uyumuş olamazdı, eğer öyle olsaydı hatırlardım. Benden sonra uyumuş olmasına rağmen üzerimi örtmemesi ise garipti. Her şeyi garip bulma nedenim yeni uyandığım için miydi ondan tam olarak emin değildim.
Sende sesi duydun mu Sina?
Bir telefon melodisi ısrarla susmuyordu ama benimki değildi. Kafam hiç yerinde değildi belki ama telefon melodimi hatırlayacak kadar uyanıktım. Kısa eteğimi umursamadan koltukta emekleyerek Aras'ın pantolonunun cebinde olduğunu gördüğüm telefonu oradan çıkardım. Kimin aradığı yazıyordu ama okuyamıyordum, telefonu susturmak adına açtığımda duyduğum ses gayet tanıdık bir sesti.
"Neredesin sen gerizekalı? Seni kaç kere aradım farkında mısın? Sina telefonunu açmıyor ve sen de açmıyorsun, siz ikiniz yine ne haltlar karıştırıyorsunuz? Ikinizin ayn-"
Telefondaki ses bariz bir biçimde Uraz'a aitti ama çok yüksek sesle konuşuyordu, sesi resmen kulaklarımı tırmalıyordu. "Uraz, biraz daha yavaş konuşur musun?" dedikten hemen sonra neredeyse kapanmak üzere olan gözlerimi açmaya çalıştım.
"Sina? Seni kaç kere aradım haberin var mı?" bundan haberim yoktu çünkü kafamı taşıyamıyordum, "Uraz, ben iyi-" gözlerim artık kapanıyordu ve konuşmaya devam edemiyordum, Uraz sesimi duyduğuna göre uyuyabilirdim ki o konuşmaya devam etse bile benim tek istediğim şey uyumaktı.
Öyle de yaptım.
Telefonu bir kenara koyup kafamı Aras'ın dizlerinin üzerine koydum ve gözlerimi kapadım. Artık uykumla arama kimse giremezdi, zaten istediğim tek şey buydu.
⚓| 🍽️
Gözlerimi tekrar açtığımda en son hatırladığım gibi kendimi koltukta, Aras'ın dizlerine yatmış bir şekilde bulmayı umuyordum ancak öyle bir manzarayla karşılaşmadım. Uyandığımda, yanımda beni izleyen bir Uraz Sağyaşar görmekse son derece beklenmedik bir durumdu. "Günaydın?" dediğimde bana göz devirdi. Durup dururken bana göz devirmesi hoş değildi. Ben ona hiç böyle bir şey yapmıyordum, yani çoğunlukla yapmıyordum.
Emin misin Sina?
Tamam, ona durduk yere de göz deviriyordum. "Ne? Yine ne yaptım?" diye sordum, hiçbir şey yapmamış olmak dışında bir şeyler yapmış mıydım acaba diye düşündüm? Ama bulamadım. Ona, gözlerimi açar açmaz ona günaydın dememi saymazsak gerçekten de hiçbir şey yapmamıştım.
Gerçekten de beynini kullanamıyorsun Sina.
"Dün, seninle konuştuğumdan beridir uyuyorsun Sina. Benim seni saat on bir civarında aramamı ve şu an saatin yaklaşık on iki olduğunu var sayarsak dünden beri aralıksız bir şekilde uyuyorsun."
"Yuh!" bu mümkün müydü yani?
"Bence de yuh, senin için ne kadar endişelendiğimi biliyor musun? Üstelik ilgilenmem gereken bir hırsızlık sorunu varken."
"Her şeyi tane tane anlatır mısın? Çünkü gerçek anlamda beynimi hissetmiyorum."
Biz onu zaten az önce anladık Sina.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çift Kişilik [Tamamlandı]
Roman d'amour[1. Kitap Tamamlandı] Ben, Sina Dağhan Sağyaşar. Bu size uzun geldiyse bana kısaca Sina diyebilirsiniz. Ancak "Siğna" şeklinde uzatarak okumazsanız gerçekten sevinirim. Bu konuda biraz takıntılıyım. Sina, Arap Yarımadasının Mısır ile birleştiği yer...