2

326 30 32
                                    

she's the prettiest girl at the party, and she can prove it with a solid right hook

"Al sana, gerizekalı herif!" Hope tezgahın üstüne çıkmıştı ve çocuğun tekini tek yumrukta yere sermişti. Dan, ben, grup ve sahneyi izleyen herkes irkilerek arkasını dönmüştü. Dan ve ben bara doğru koşmaya başladık.

"Ne oldu?" Dan, Hope'un geçerli bir sebebi olmadığı sürece bir karıncayı bile incitmeyeceğini biliyordu, o yüzden yerdeki çocuğa ve onun çevresindeki arkadaşlarına kötü kötü bakıyordu. Yumruklarını ve dişlerini sıkıyordu, sakinleştirmek için yavaşça kolunu kavradım.

"Bu aptallar daha reşit bile değiller ve içmek istiyorlar! Kimlik sorunca da sırnaşmaya ve-"
"Bu kadar hoş giyinmeseydin sen de o za-"

Çocuk yattığı yerden dirsekleriyle doğruldu ama Hope çığlık atıp tezgahtan çocuğun üstüne atladı, onu yumruklamaya devam etti. Dan'le beraber Hope'un yanına gelince yerde yatan ve Hope'un yumrukladığı çocuğun Justin olduğunu farkettim. Okulda beni tartaklayan çocukların en irisi Justin'di ve Hope'un onu patakladığını görmek beni gerçekten iyi hissettiriyordu.

"Siktir.."

"Noldu!?" Dan bana baktı, bir yandan da Hope'u tutmaya çalışıyordu.

"Bu Justin, okuldaki-" derin bir iç çekip etrafıma baktım, Justin'in takım arkadaşları da buradaydı, belki de susmam daha iyi olurdu.

"Bu piç kurusu seni döven aptallardan biri mi?" Dan Hope'u tutmayı bıraktı, Hope Dan'in söylediklerini duymuştu, doğrulup bana baktı.

"Frankie bu doğru mu?" Hope bana bakıyordu, saçı başı dağılmış ve makyajı akmış haldeydi, bu duraksamadan Justin fırsat bulup Hope'un saçına parmaklarını geçirdi.

"Ona dokunursan seni lime lime doğrarım!" Dan Justin'in üzerine çullandı ve onu saçından ve tişörtünden kavrayıp duvara yasladı. Justin'in arkadaşlarından biri tam Dan'e doğru koşmaya başlamıştı ki adını bilmediğim bir adam Justin'in arkadaşının karnına bir yumruk geçirdi, tam bir kaos ortamı vardı ve burada bulunmayı hiç ama hiç istemiyordum. Dan Justin'e baya girişmişti, kahramanım diye içimden geçirdim. Hope bana doğru yürümeye başlamıştı, sanırım ne kadar gergin gözüktüğümü farketmişti. Dan ve Hope olmasaydı gerçekten ne yapardım bilmiyordum.

"Gel buraya." Koluma girip beni Dan'in olduğu tarafa sürüklemeye başladı.

"H-hey, dur-" Kolumu Hope'tan kurtarmaya çalıştım ama çok başarılı bir deneme değildi. "Hope n'apıyors-"

"O salağa bir yumruk atman için seni oraya götürüyorum."

"Deli misin sen?!" Hope durup bana baktı, biraz alınmış gözüküyordu bu yüzden berbat hissettim.

"Bu aptalların sana bir daha bulaşmasını istemiyorum.

"Hope!" Kolumu çekip ona baktım.

"Tamam, burada onları dövmek harika bir fikir ama pazartesi günü okul başlayınca siz yanımda olmayacaksınız, ve her şey daha kötü olacak ve-"

"Onları yeterince korkutursak böyle bir şey olmayacak!" Hope kollarını kavuşturup bana üzgün bir şekilde baktı.
"Artık yeter, Frank. Sence de yetmez mi?"

"Hope haklısın ama anlamıyorsun, bu çocuklar ruh hastası. Deneme tahtası kullanır gibi her akıllarına yeni bir şey geldiğinde benim üzerimde deniyorlar, geçen hafta-"

"Frank!" Hope suratıma çığlık atıp beni omuzlarımdan tuttu, kendisine çekti. Arkamı döndüğümde Justin'in takım arkadaşlarından birini, elinde bıçakla bana bakıp gülerken gördüm. Hope beni arkasına alıp çocuğa yaklaştı, yardım istemek için Dan'e, ya da herhangi birine seslenmeyi düşündüm ama herkes birbirine girmiş durumdaydı. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki boynumdaki damarların cildimin yüzeyine baskı yaptığını hissedebiliyordum.

|| Burn Bright ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin