9

326 26 21
                                    

I wanna run with you

I don't care what we do

Gotta get out of this place

Because it feels like yesterday

Gerard hakkında olan hislerimden emindim artık, onu seviyordum. İlk defa birisine karşı böyle şeyler hissediyordum, çok güzel bitmese de ilk öpücüğüm onunlaydı ve başka biriyle olmuş olmasını asla istemezdim, onu hissetmek çok güzeldi. Eve girip kapıyı kapattım, annem sofrayı toparlıyordu. Suratı biraz asıktı.

"Baban seninle konuşmak istiyor." İçimde büyüyen gerginliği anında hissetmiştim, yine ne olmuştu? "Odanda."

Odamın kapısını yavaşça açtım, babam elinde bir şişe birayla oturuyordu, bana uzatıp yatağımın üstüne elini vurdu, oturmamı istiyordu.

"Bira ister misin?" Bir süre vücuduma alkol sokmasam iyi olacaktı, en son içmemin üstüne hala başım ağrıyordu. Başımı hayır anlamında sallayıp yanına oturdum, sinirli gözükmüyordu, garipti. Birayı açıp bir yudum aldı, ofladı ve bana baktı.

"Neden Frank?"

"...ne neden?"

"Neden yaptın?" Bira şişesiyle kolumu gösterdi. "Aklımız çıktı, tanrı aşkına. Kimseyi böyle üzmeye hakkın yok-" babama iğrenerek baktım, sanki yeterince suçlu hissetmiyormuşum gibi bunları suratıma söylemesi iğrençti. Midem kasılıyordu, acaba neden yapmıştım? Yıllardır bana o kadar, o kadar kötü davranıyorsun ki bin tane problemim var ve ne yaparsam yapayım çözemiyorum, şimdi de gelip bana bunları hangi yüzle söylüyorsun?

"Odamdan çıkar mısın?" Ayağa kalkıp kapıyı açtım, yarın kliniğe yatıyordum ve uzuuun bir süre bu salakla uğraşmak zorunda kalmayacaktım, uğraşacak halim de kalmamıştı zaten.

"Ben-"

"Çık." Annem kapının önündeydi, sanırım babamın dediklerini duymuştu. Babam bıkkın bir şekilde ayağa kalktı, sabah onu uyandırmamı söyledi ve odasına gitti. O çıkınca annem yanıma oturdu.

"Sarhoş işte, boşver." Babam içtikten sonra "cila olsun" diye hep bira içerdi, doğru ya. Bu gün içmesine çok kızmamıştım, zor bir gündü, herkes için. "Hazır mısın Frank? Çok konuşamadık."

"Evet, belki iyi gelir."

"İyi gelecek. Gelmeli. Önünde kocaman bir hayat var Frank ve onu yönlendirecek olan sensin." Evet, izin verirseniz ben de kendi hayatıma biraz yön vermek isterim. Her şeyi gizlice yapmaktan o kadar bıkmıştım ki. "İçerideki insanların seni kötü etkilemesine izin verme." Kaşlarımı çatıp anneme baktım.

"Nasıl yani?"

"Kendine odaklansan daha iyi olur demeye çalışıyorum sadece. Oraya kendine arkadaş edinmeye gitmiyorsun."

"Bu Gerard hakkında mı?"

"Yani-"

"Anne." 

"Kimsenin seni kötü etkilemesini istemiyorum sadece Frank, orada her çeşit insan var."

"Evet, her yerde olduğu gibi."

"Frank onu kastetmiyorum-" annem içini çekip bana baktı. "Gerard senden büyük, ve, ve sorunlu Frank. Klinikte yatıyor yani-"

"Yarından itibaren ben de orada yatacağım bunun farkındasın değil mi?"

"Ama seninki farklı, senin bir şeyin yok." Gözlerim dolmuştu, gerçekten bu kadar kör olamazlardı değil mi? Bende bir şeylerin yanlış olduğunu, iyi olmadığımı anlamaları için daha ne yapmam gerekiyordu? Annem utanmış gözüküyordu, odamdan çıkıp kapıyı kapattı. Yatağıma uzanıp yastığıma sarıldım, Gerard çok kısa bir süre oturmuş olsa da kokusu sinmişti, içim biraz olsun rahatlamıştı. Acaba yarın beni neler bekliyordu? Gerard'la olacağım için çok heyecanlı ve mutluydum ama yine de biraz korkuyordum, beni nelerin beklediğine dair hiçbir fikrim yoktu çünkü. Gerard orada hiçbir zaman mutlu gözükmüyordu, umarım bunu değiştirebilirdim.

|| Burn Bright ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin