2

115 6 2
                                    

-Mavi nurdan bir ırmak
Gölgede bir salıncak
Bir de ikimiz kalsak yıldızların altında.

Şarkı söyleyişini hayranlıkla dinliyordum. Son söylediği satır tam olarak bizim ikimizin şuandaki halini ifade ediyordu ve ben bu durumdan hiç rahatsız değildim aksine tuhaf bir şekilde yanımda olması hoşuma gidiyordu.

- Sana eşlik etmeme izin verirmisin?

- Ee.. tabii..o..olur.

Nefesimi kontrol etmekte zorlanıyordum. Sakinleş! O kim ki dimi ama! Yani tamam deniz mavisi gözlere sahip olabilir, mükemmel bir vücuda da sahip olabilir, karizmatikte de olabilir, sesi de güzel olabilir ama o da senin benim gibi bir insan demek isterdim ama sen neymişsin be abi.

Biraz yürüyüşün ardından ayağımın iflas etmek üzere olduğunu anlayıp bir ağaca kendimi yasladım.

- İyi misin?

- Ayağım ağrıdı da devam edemicem kısa bir mola versek olur mu?

- Tabikide olur.

Gövdesi büyük olan bir ağaca yaslandım o da hemen benim yanı başıma oturdu. Yıldızlar geceyi o kadar güzel aydınlatıyordu ki bakmaya doyamıyordum. Ortamda bir sessizlik hakimdi ikimizde konuşmuyorduk sadece durup yıldızları izliyorduk. Bir zaman sonra uykuya dalmışım gözlerimi açtığımda güneş doğmak üzereydi. Ve ben.. ben kendimi onun o mavi gözlerin omzunda buldum. Hemen kendimi düzeltip ayağa kalktım tam çadırıma dönecektim ki içim onu orda öyle bırakmaya el vermedi ve ben üzerimdeki hırkayı onun üzerine bıraktım. Çadırıma ulaştığımda kendimi yeniden uykuya verdim. Uyandığımda artık sabah olmuştu herkes kahvaltı yapmak üzere toplanmıştı seslerini duyabiliyordum. Çadırımdan tam çıkacaktım ki çadırımın önünde hırkamı ve bir not buldum.

NOT: Beni orda öylece bırakmışsın:( bu yaptığın ayıp değil mi? Prenses.

Prenses mi?! Ay bi sıcak bastı beni. Ama mavi göz haklıydı yani yaptığım şey ayıptı ama napim nasıl davrancağımı bilemedim. Bi özrü hak etti mavi göz bende ona bi not yazim . Yanımda iyi ki karam çikolata getirmişim. Bu arada ben karamı çok severim:).

NOT: Söylediğinde haklısın ama nasıl davrancağımı bilemedim... Özür dilerim mavi göz:) ama bak üşüme diye sana hırkamı bıraktım o kadar da düşüncesiz değilmişim dimi ama ya:))).

Çikolata ile birlikte bende notumu onun çadırına bıraktım. Kahvaltıdan sonra biz katılımcılar bir araya toplandık.

- Evet arkadaşlar bugünkü programımızda mini golf var. İkişer grublar halinde bir turnuva düzenlenecek. Birbirimizi daha iyi tanıyalım diye grupları siz seçemiyorsunuz.

- Aaaaahhhhh

- Kura çekeceğiz. Daha kolay ve gentlemenlik olsun diye kızlarımız çekcek burada erkek katılımcıların isimleri yazıyor.

Heycanlanmıştım umarım iyi anlaşabileceğim bir partner gelirde şu oyunu kazanırız. Evet sıra bana gelmişti.

- Evet Masal hanım çektiğiniz ismi sesli bir şekilde söylermisiniz?

Ben çektiğim ismin o olmaması için dua ederken herkes dört gözle benim kimi çektiğimi söylememi bekliyordu. Off ya daha barışmamıştık bile.

- Kerem Ergün

İsmini söylediğim halde yüzüme bile bakmıyordu ama sanki gizli gizli napıyordu o gülüyormuydu. Ben bu adamı anlamıyorum abi:)

- Evet arkadaşlar 15 dakika hazırlık zamanınız var partnerlerinizle birleşip çalışabilirsiniz.

Aklım yanına gitme desede ayaklarım beni ona götürüyordu. Hiç birşey olmamış gibi davranacağım evet masal bu çok mantıklı.

- Evet Kerem seni çektim.. maalesef

- Efendim?

- Diyorum ki bu yarışmayı biz kazanmalıyız!

- Birisi çok hırslı galiba.

- Evet sende biraz enerjini yükseltirmisin.

- Emriniz başımın üzerine masal hanım.

Yaa delimidir nedir ya beni gülümsetti. İkimizde birer golf sopası ve  topunu aldık.

- Oynamasını biliyormusun?

- Yani çok değil ama-

- Gel ben sana gösterim.

Daha cümlemi bitirmemiştim ben ama.
Yanına gittim ve bana ilk önce golf sopasını nasıl tutacağımı gösterdi. Sonra arkama geçip iki kollarıyla benim bedenimi hapsetmişti. Tutuş şeklimi düzeltip nasıl topa vuracağımı gösterdi. Nefesini boynumda hissedebiliyordum. Benim kalbim pır pır atarken o kollarını daha da sıkılaştırmıştı sonra kulağıma eğilip.

- Özrünü kabul ediyorum bal dudak.

PâyidarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin