27

21 5 3
                                    

- Ne demek istiyorsun sen?

- Git buradan Masal!

- Kerem benim bu dünyada tanıdığım en düşünceli en yardımsever en iyi kalpli insan. Ona neden bu kadar öfkelisin bilmiyorum ama eminim ki o bu öfkeni hakedecek hiçbir şey yapmamıştır!

- Masal seni daha fazla dinlemek istemiyorun git buradan!

Savaşa cevap vermeden kulübü terk etmişti. Kerem ne yapmış olabilir ki bu kadar öfkelenmesini sağlayacak?! Oysa ki Kerem kimseyi kırmamak için çok özen gösterir. Kulübten sonra Keremin evine gittim tam zile basacaktım ki kapı açıldı. Karşımda Buse duruyordu.. ben ne diyecektim şimdi?!

- Masal? Sende mi özel ders alıyorsun... bir dakika ya senin özel derse ihtiyacın yok ki sen neden buradasın?!

Ben tam ne diyeceğimi düşünürken Kerem lafa atladı.

- Masal bana okumam için ödevini vermişti. Onu teslim almaya geldi. Senin taksin gelmiş galiba istersen daha fazla bekletme Buse.

- Tamam hocam.

Çok teşekkür ederim mavi göz. Busenin taksiye binip gittiğinden emin olduktan sonra bende Keremin evine girdim. Keremin yanağına bir buse kondurduktan sonra salona geçtik.

- Beni daha demin kurtardığın için teşekkür ederim mavi göz.

- Rica ederim bal dudağım. Aç mısın bir şeyler hazırlayalım mı?

Bal dudağım mı? Uzun zaman sonra ilk defa Kerem bana bal dudak demişti.

- Masal hanım burdamısınız?:)

- Ay pardon dalmışım. Ne yapalım?

- Pizzaya ne dersin?

- Geçen sefer ki gibi yakmada.

- Kim ben mi yakmışım?! Acaba kendinden bahsediyor olabilirmisin?

- Hadi ama Kerem ikimizde biliyoruz kimin yaktığını.

- Tamam belki ben yakmış olabilirim ama çok iyi bir mazeretim vardı.

- Neymiş o mazeretin bakalım?

- Sen... çünkü ben;

" Yarı uyanık, yarı uykuda
bazen sevinç bazen kederle
hep sana ait yaşıyorum"

- Nazım Hikmet

- Sen neden bu kadar tatlı olmak zorundasın?

- Bilmem:)

- Ama böyle giderse aç kalacağız.

- Tamam tamam hadi gel mutfağa geçelim.

Pizzamızı yedikten sonra Kerem bana çocukluk fotoğraflarını göstermeye başladı.

- Kereem. Çok tatlısıııııın. Bu Annen mi?

- Evet. Bak burdaki de anneannem.

- Ne kadar güzelmiş annen.

- Sende birdahaki sefere getirsene çocukluk fotoğraflarını. Bakalım küçük Masalım nasıl gözüküyormuş.

- Senin kadar tatlı olmadığım kesin.

- Ee yani benim kadar kim tatlı olabilir ki?

- Hemende havalara gir. Egon tavan yaptı.

- Şaka yapıyorum tabikide bal dudak karşımda dünyanın en tatlı en güzel kadını duruyor.

- Seni çok seviyorum mavi göz.

- Bende seni.

Aradan bir kaç saat geçtikten sonra uyuya kalmış olmalıyım ki gözlerimi açtığım da Keremin kolları arasında buldum kendimi kokusu o kadar güzeldi ki. Her ne kadar hiç ayrılmak istemesemde Keremin kolları arasından saat iyice geç olmuştu annem beni kesin şimdiye kadar 100 kere aramıştır.

- Uyandın mı uyuyan güzel.

- Kerem saat çok geç olmuş neden uyandırmadın beni?

- Uyandırmaya kıyamadım seni.

- Çok tatlısınız bay mavi göz ama benim şimdi gitmem gerek annemgil çok merak etmişlerdir.

- Peki.

- Kerem sana bir şey sormak istiyorum ama kızmayacaksın.

- Tabikide istediğini sorabilirsin.

- Sen Savaş'la önceden tanışıyormuydun?

- Yok hayır ama bir sene hazırlık okuduğunu biliyorum. Neden sordun?

- Hiçç öylesine merak ettimde.

- Neden-

- Yarın okulda görüşürüz ozaman.

- Görüşürüz.

Keremle vedalaştıktan sonra bir taksiye binip eve gittim.

- Masal kızım nerdesin sen?! Çok merak ettim seni.

- Çok özür dilerim annelerin sultanı arkadaşlarımla birlikteydim zamanın nasıl geçtiğinin hiç farkına bile varmamışım.

- Hangi arkadaşlarmış bunlar? Ben Cerenle Kadiri aradım onlarla değilmişsin.

- Üniversiteden. Yeni tanıştım onlarla.

- Bir gün eve davet et de bizde tanışalım bu arkadaşlarınla.

- Tabikide ederim.

- Babam nerede?

- Onun şirkette işleri bitmemiş daha.

- Tamam ozaman ben odama geçiyorum.

- İyi geceler kızım.

- İyi geceler.

Odama geçtikten sonra fotoğraf albümümü heryerde aramaya başladım. Ama hiç bir yerde bulamıyordum. Bende Emine ablaya sormaya karar verdim.

- Emine abla?

- Efendim Masalcım?

- Benim fotoğraf albümüm nerede?

- Bütün albümler çatı katında olacaktı ama.

- Tamam ben ozaman orayada bir bakayım.

- Sen istiyorsan zahmet etme ben sana getiririm.

- Yok Emine ablacım ben bakarım sen yorma kendine.

Çatı katında uzun bir arayışın sonunda bulmuştum bütün albümleri. Kendi albümümü aldıktan sonra tam çıkacaktım ki gözüme bir albüm takıldı. Daha önce görmediğim bir albümdü. Onuda alıp odama geçtim. Kendi albümümü dolabıma koyduktan sonra diğer albüme bakmaya başladım. Bunlar annemin gençlik fotoğraflarıydı. Tam albümü kapatacaktım ki gözüme bir fotoğraf çarptı. Fotoğrafta annem vardı yanında da bir kadın daha. Çok tanıdık geliyordu bu kadın bana. Kim olabilirdi ki?! Hatırladım! Bu .... bu Keremin annesiydi!

PâyidarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin