20

29 4 1
                                    

KEREM'DEN

Masalın bu sözleri karşısında ne söyleceğimi bilemiyordum. Kalbini galiba çok kırmıştım ama ben ne yapabilirdim ki sadece iyiylik yapmak istemiştim Buseye.

- Neden susuyorsun Kerem?!

- Ders başlayacak şimdi.

- Bu kadar mı gerçekten ya?! Bende seni diğerlerinden farklı sanmıştım.

Tam cevap verecektim ki Savaş geldi yanımıza.

- Sevgilim hadi gel sınıfa girelim.

- Tamam Savaş geliyorum ben sen gir.

Savaş sınıfa girmişti ve zilde çoktan çalmıştı.

- Bende seni diğerlerinden farklı sanmıştım Masal.

MASAL'DAN

Keremin sözleri kalbime bi hançer gibi saplanmıştı. Artık Keremin umrunda değildim. Zaten baştan beri istediğin bu değilmiydi Masal? İstediğin oldu işte! Ama benim canım çok yanıyor canımın yanmaması lazımdı. Her ne kadar Keremi sevdiğimi herkese karşı haykırmak istesemde ağzımdan tek kelime dahi dışarıya çıkmıyordu. Ders bittikten sonra eve gittim.

- Masal hoşgeldin kızım.

- Hoşbulduk.

- Sen iyi misin?

- Gayet iyiyim.

- Bana baksana seni kim üzdü?

Annem bana sımsıkı sarılmıştı ve gözlerimdeki damlaları daha fazla tutmaya gücüm yetmedi.

- Noldu kızım?

- Anne canım çok yanıyor.

- Kim ne yaptı?!

- Şimdi konuşmasak olur mu?

- Geçen konsere gittiğin çocuk mu üzdü uoksa seni?

- Yok anne onunla bir ilgisi yok.

- Peki ya o kim?

- Savaş Karahan. Babamın projesine ortak olan adam var ya onun oğlu.

- Ne dedin sen?!

- Ne oldu ki tanıyormusun sen onu?

- Yok kızım nerden tanıyayım. Birden öyle söyleyince şaşırdım sadece.

- Ben odama geçiyorum.

- Tamam kızım. Masal bu hayatta hiçbir şeyi kafana takma.. sonunda deymiyor.

Keşke o söylediğin o kadar kolay olsa. Sabah kalktığım da kendimi daha iyi hissediyordum. Kahvaltıdan sonra okula gitmek için hazırlandım. Okulun bahçesinde yine Keremle Buseyi görmüştüm. Artık onları beraber görmeye katlanamıyordum. Kararımı vermiştim bende bugün Kereme gidecektim. Dersler bittikten sonra Keremin evine doğru yola çıktım. Evine vardığım da zile bastım. Ama açan olmadı bir kaç kez daha zile bastıktan sonra yine açan olmamıştı.

- Kerem aç şu kapıyı evde olduğunu biliyorum.

- Kerem herkes gibi benim de bu derse hakkım var.

- Kerem!

Tam ümidimi kesmiştim ki kapının ardından Keremin sesini duydum.

- Masal git burdan.

- Bende özel ders istiyorum.

- Senin özel derse ihtiyacın yok!

- Ona sen karar veremezsin. Eğer kapıyı açıp bana da özel ders vermezsen seni okul müdürüne şikayet ederim.

- İstediğini yapabilirsin Masal. Şimdi git burdan.

- Kerem bu sen değilsin. Benim tanıdığım Kerem böyle birisi değil. Ne oldu sana böyle?!

- Masal en baştan beri istediğin şey bu değilmiydi. Senden uzak duruyorum işte. Artık beni ilgilendirmiyorsun.

- İnanmiyorum sana! Yalan söylüyorsun, bana deli gibi aşık olduğunu biliyorum.

- Neye inanmak istiyorsan ona inan Masal ve lütfen git şimdi burdan.

"Git şimdi buradan" Keremden böyle bir cümleyi duyacağımı 100 yıl düşünsem tahayyül edemezdim. Arabama geri dönüp eve doğru gittim. Sabah olmuştu ve ben okula hiç gitmek istemiyordum ama geleceğim için gitmek zorundaydım. Okula vardığımda Savaşı okulun kapısında gördüm elinde de portakal suyu vardı.

- Prenses bu senin için.

- Çok teşekkür ederim Savaş o kadar çok ihtiyacım vardı ki.

- Biri senin canını mı sıktı yoksa?

- Yok öyle bir şey değilde. Neyse ya.

Derse başlamıştı Kerem bir kez olsun bile benim olduğum tarafa bakmıyordu. Dersin yarısında okul müdürü içeriye girdi.

- Kusura bakmayın Kerem hocam dersinizi böldüm. Masal Özel burada mı?

- Evet burdayım.

- Masal benimle dışarıya gelirmisin? Kerem hocam sizde lütfen.

Acaba ne söyleyecekti okul müdürü bize?

- Kısa keseceğim İtalya da bir etkinlik düzenleniyor üniversiteler en başarılı öğrencilerini yolluyor hocalarıyla birlikte.

- Peki ne etkinliği?

- Mimarlık üzerine tabiki. Bir proje çizmenizi isteyecekler en iyi projeye hazırlayan ve çizene uluslar arası bir ödül verilecekler. Masal sana güveniyorum o ödülü bizim okula kazandıracağına inanıyorum.

- Çok sağolun da ne zaman gitmemiz gerek?

- Yarın. Yani eve gidince hemen hazırlanmaya başlayın.

Keremle yalnız kalma fırsatı yakalamıştım. Ama Kerem bu durumdan hiç memnun kalmamıştı.

- Bir dakika müdürüm ben gitmesem olmaz mı? Benim yerime Burak hoca gitsin.

- Olmaz hocam şimdi doğruya doğru okulun en başarılı hocası sizsiniz.

- Müdürüm ben gerçekten gidemem. Benim yerime başkasını bulun. Ya da Masal yalnız gitsin zaten reşit.

- Olmaz hocam kurallar böyle.

Yalnız mı gitsin dedi o?! Gerçekten duyduklarıma inanamıyordum.

- Size güveniyorum. Alın şu kartları da burada detaylı bilgiler yazıyor.

Okul müdürü yanımızdan ayrılmıştı.

- Ozaman ben ikimize de uçak bileti alıyorum.

- Sadece kendine al Masal.

- Ama-

- Derse giriyorum ben.

Resmen sözümü kesmişti ya. Durumu aileme ve Savaşa anlattıktan sonra hazırlanmaya başlamıştım. Uçağa binmeden önce son kez telefonuma bakmıştım bir tane mesaj bile atmamıştı. Aradan bir kaç saat geçtikten sonra kalacağımız otele gelmiştim. Kapıda Keremi gördüm. Beni beklemeden içeriye girmişti. Sabah kahvaltı için aşağıya inmiştim ama hiçbir yerde Keremi göremiyordum. En son odasına çıkıp bakmaya karar verdim. Kapıyı tıklattıktan sonra Kerem kapıyı açtı.

- Efendim?

- Kahvaltıya gelmeyince bir şey oldu zannettim.

- Masal lütfen Proje dışında bir şey yoksa rahatsız etme beni.

- Kerem-

- Kerem geliyormusun?

Arkadan bağıran bir kadındı.

- Geliyorum. Bir sorun olmadığı sürece beni rahatsız etme.

Bu Kerem olamazdı. Hayır.. kabul etmiyorum. Beni unutamaz Kerem.. beni unutamazsın.

PâyidarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin