7

66 7 1
                                    

(Masalın elbisesi)
Ne?! Kadir Cerene mi aşıktı? Şaşkınlıktan ağızım açık kalmıştı. En yakın arkadaşım yine en yakın arkadaşına aşıktı.

- Birşey demicek misin?

- Kadir ben şuanda çok şaşkınım ne diyeceğimi bilemiyorum.

- Masal artık daha fazla içimde tutamayacaktım birine anlatmam lazımdı sende benim en yakın arkadaşım olunca sana anlatayım dedim.

- Tabikide bana anlatacaktın. Başkasından duysaydım çok bozulurdum sana.

- Masal ben çok aşığım.

- Yaaa ben kıyamam sana. Gel bi sarılayım sana.

Kadire sımsıkı sarıldıktan sonra yanağına da bir öpücük kondurmuştum.

- Ee ne yapmayı düşünüyorsun.

- Hiç bilmiyorum duygularımın Cerenle olan arkadaşlığımızı etkilemesini istemiyorum.

- Evet çok dikkatli olmalısın. Ve ben tabikide sana yardımcı olacağım sen hiç merak etme.

- Sana birşey söylim mi sen bu dünyada teksin.

- Öyle derler.

Biraz gülüştükten sonra Kadir yanağıma bir buse kondurup kafeden çıktı ben biraz daha oturmak istiyordum bilmiyorum niye ama Keremi o kadınla yalnız bırakmak istemiyordum.

KEREM'DEN

Masal gerçekten benim sınırlarımı çok zorluyordu. O oğlanla sarmaş dolaş olmasına katlanamıyordu. Sonunda ayrılmıştı yanından. Masalım tek başına oturuyordu masada. Leylaylada işimiz bitmişti o da kalkıyordu.

- Sen gelmiyormusun?

- Ben biraz daha kalcam.

- İyi peki öyle olsun.

Leylanın da gitmesiyle ben Masalın olduğu masaya doğru ilerliyordum.

MASAL'DAN

Napıyordu o ya?! Buraya gelme lütfen.

- Masal seninle konuşabilirmiyiz?.

- Daha ne konuşacaksın herşey ortada zaten benim seninle konuşacak tek bir lafım bile yok. Şimdi lütfen hayatımdan artık çıkarmısın.

- Masal bak sana herşeyi açıklayabilirim. O gün Leylayı oraya ben çağırmadım arkadaşlarımdan öğrenmiş nerde olduğumu.

- Ben gerçekten seni dinlemek istemiyorum.

- Masal-

Ben konuşmasına izin vermeyip ayağa kalkmıştım. O benim kolumdan tutup beni kendisine doğru çekerek gitmemi engellemişti.

- Sen ne yaptığını sanıyorsun?! bi gören olacak unuttuysan hatırlatayım sen benim ÖĞRETMENİMSİN. Yanlış anlaşılmaya yol açmak istemem Kerem hoca.

- Kimse benim umrumda değil beni burada ve şuan dinleyeceksin!

- Sen bana emir veremezsin. Kolumu bırak! Kerem kolum acıyor lütfen bırakırmısın?

Keremle konuşmak benim kalbimi gerçekten çok acıtıyordu gözlerimden akan gözyaşlarım kolumun mu acısı yoksa kalbimin mi bilemiyorum.

- Masal... bal dudağım lütfen artık benim yüzümden ağlamanı istemiyorum. Lütfen konuşalım.

- Kerem sana istemiyorum dedim lütfen artık yolumdan çekilirmisin? Zaten seni hergüm okulda görmemin acısı bana yetiyor.

- Masal-

Konuşmasına izin vermeyip kafeden çıkmıştım. Eve vardıktan sonra temiz bir duş alıp annemin bana aldığı yeni kıyafetlere bakıyordum.

- Kızım yarın bunu giysene okulda.

- Anne bu okul için fazla kısa değil mi?

- Aa hangi çağda yaşıyoruz ama Masal duymamış olayım senden bunu. Ayrıca giymezsen çok kırılırım.

- Sen yeter ki üzülme annelerin sultanı. Tamam giyerim yarın bunu.

Annemi kocaman öptükten sonra uykuya vermiştim kendimi. Sabah kalktığımda annemin bana aldığı elbiseyi giymiştim. Her ne kadar kendimi içinde rahat hissetmesemde annemi de kırmak istemiyordum. Okula vardığımda herkesin gözlerinin üstümde olduğunu görebiliyordum. Ve bu benim hiç hoşuma gitmiyordu. Sonunda sınıfıma ulaşabilmiştim. Hemen Cerenin yanına gittim.

- Masal kızım bu ne?

- Sanki senin üstündeki daha iyi. Ya Ceren annem almış bende onu kırmamak için mecburen giyindim. Ama kendimi hiç iyi hissetmiyorum.

- Yani şey manada dedim bende zaten senin tarzın değil diye böyle şeyler.

Ders başlamıştı ve ben yine hiç konsantre olamıyordum. Gözüm Savaşı aramıştı ama bulamamıştım. Acaba neden bugün derse katılmamıştı?!.

- Ceren şu kağıdı gidip atarmısın çöpe.

- Ya sen atsana senin çöpün.

Off Ceren ayağa kalkmamla herkesin benim bacaklarıma baktığını görebiliyordum. Keremle gözlerimiz buluştuğunda gözlerindeki siniri görebiliyordum. Ders bittikten sonra herkesin çıkmasını beklemiştim.

- Masaal gelmiyormusun?

- Sen git ben birazdan gelcem.

- Tamam.

Sınıf boşaldıktan sonra bende tam çıkacaktım ki Kerem ismimi bağırmıştı.

- MASAL.

- Efendim Hocam?

- Masal sen beni delirtmek mi istiyorsun. Masal bu giyindiğin ney.

- Ne varmış? Hem size ne hocam? Ne zamandan beri hocalar öğrencilerin tercihlerine karışıyor?

- Masal sen beni gerçekten bir gün delirteceksin. Elbisenin devamı nerede ha evde unuttuysan gidebilirsin.

- Tamam Kerem ya çekilde gidim.

Keremin çekilmesiyle bende okulun bahçesine çıktım. Ayağımın bir ağaç dalına takılmasıyla yere düşmüştüm. Ve dizim kanıyordu. Yere düşmemle tabiki elbisemin eteği daha çok açılmıştı. Ve herkes bana bakıyordu. Off Anne beni ne durumlara düşürdün.

- Bakmayın lan kıza. Sen arkanı dön çabuk! Ya burdan gidin ya da gözlerinizi kapatın!

Bu.. Savaşdı! Meteor taşı!

- Dizin kanıyor benimle gel!

Yürümekte zorluk çekiyordum.

- Ben yürüyemiyorum. Çok acıyor-

Daha cümlemi tamamlamadan beni kucaklamıştı meteor taşı kolları oldukça güçlüydü ve muhteşem bir parfüm kokusu gelmişti burnuma. Herkesin gözü üzerimizdeydi kızlar beni dövcekmiş gibi bakarken gözlerim mavi gözde takıldı. Mavi gözün çok öfkelendiğini görebiliyordum. Ama açıklayabilirdim.

- Daha dikkatli olmalısın. Ve bu kadar kısa giyme birdaha.

- Savaşdı deme galiba ismin. Okulda çok ünlüsün galiba. Herkes seni tanıyor.

- Evet adım Savaş.

- Bu kadar soğuk olmana gerek yok ki ama. Bugün neden derste yoktun?

- Birincisi İnsanlarla samimi olmayı sevmem. İkincisi derste neden olmadığım seni ilgilendirmez.

Bu ne ya böyle?! Tamam meteor taşı dedik de öküz olmana da gerek yok. Dizime pansuman yaptıktan sonra tam kalkacaktım ki örümcek görmemle havaya sıçrayıp Savaşın boynuna sarılmam bir olmuştu. Bizi biri görse çok yanlış anlayabilirdi.

- MASAL!

ismimi duymamla irkilmiştim. Bu.. bizi böyle gören.. Mavi gözdü!

PâyidarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin