₁₇i wanna see you

5.2K 477 430
                                    

♫Gözlerimdeki acıyı görmekten hoşlandığını düşünüyorum. O, beni öptü ve iyi olacağıma söz verdi. İkimizde bunun yalan olduğunu biliyoruz. 

Hızla gözlerimi araladım. Korkuyla titrerken karanlıkta gözlerimi etrafta gezdirdim. Daha yeni uyandığım için hiçbir şey net değildi. Gözlerimi defalarca kez açıp kapattım. Kafamı pencereye çevirdim. Odanın içine dolan ay ışığıyla etraf yavaşça belirginleşti. Otel odasındaydım. Kafamı komodine çevirdim. Su bardağına gözüm ilişti. Sonrasında koltukta asılı duran ceketimi gördüm. Hiçbir şey, tam olarak oturmuyordu. Gördüğüm şey, bir rüya mıydı? Rüya içinde rüya mı görmüştüm? Düşünmekten başıma ağrılar girmeye başlamıştı. Eğer gördüğüm her şey bir rüyadan ibaretse neden bu kadar net hatırlıyordum? 

Kafamı yavaşça iki yana salladım. Gözlerimi sımsıkı yumup derin bir nefes aldım. Belki de gördüğüm her şey saçma bir rüyadan ibaretti. Gerçekliğini sorgulamam bile saçmaydı. Jungkook, neden ormanda birini peşime takmak istesin ki? Bu çok saçmaydı. Ayrıca bana zarar vermek isteseydi çoktan yapardı, değil mi? 

Gözlerimi açıp tavanı izlemeye başladım. Ne düşünürsem düşüneyim olmuyordu. Bir yanım sürekli soru işaretleriyle doluydu. Hoseok'un söylediği şeyler, Jungkook'un ani değişimleri... Anlamlandıramıyordum. Gerçek neyse öğrenmek istiyordum. Fena halde yorulmuştum. Eğer Jungkook hayatımın bir parçası olacaksa onu tamamıyla, doğrularıyla, yanlışlarıyla tanımak istiyordum. O gerçekten kimdi? Gün içinde neler yapardı? En büyük korkusu neydi?

Birinin aniden kolunu belime atmasıyla saniyelik olarak titredim. Hiç beklemediğim için fena halde korkmuştum. Kafamı yavaşça sağa çevirdim. Kafam o kadar doluydu ki Jungkook'un hemen yanımda uyuduğunu fark etmemiştim bile. Ne kadar da masum uyuyordu öyle. Aynı bir bebek gibi. İnsanda saçlarını okşama isteği uyandırıyordu görünüşü. Uyurken bana öyle sert bakamıyordu. Çok tatlıydı. 

Jungkook'a delicesine aşıktım. Olumsuz hiçbir şeyi ona yakıştıramıyordum. Tek düşünmek istediğim onun masum olduğuydu. Şu anda onunla yan yana yatıyor olmak bile kalbimi tekletiyordu. Onu bırakmak istemiyordum, hemde hiç. Eğer bir yanlışı varsa düzeltmek istiyordum. Bütün sorunlarını çözmek istiyordum. Sadece onunla olmak istiyordum. 

En yalnız hissettiğim zaman yanımdaydı. En kötüsü de o benden önce, yalnızlığı iliklerine kadar tatmıştı. Eğer bana zarar vermek isteseydi, beni yapayalnız bırakırdı. Ama o, yanımda kalmayı seçmişti. Hafifçe gülümsedim. Elimi korkakça kaldırıp saçlarına götürdüm. Dokunduktan sonra biraz bekledim. Uykusunun bölünmesini istemezdim. Hiçbir hareketlilik göstermediğini fark ettiğimde saçlarını okşamaya başladım. Usulca, incitmeden. Yumuşacıktı ve güzel kokuyordu. Saçlarına her dokunduğumda etrafa hoş kokular yayılıyordu. 

"Cheol," diye fısıldadı.

Anında duraksadım. Uyandı diye düşünürken düzenli bir şekilde nefes alıp vermeye devam etti. Saçlarını okşamaya devam edip hafifçe gülümsedim. Jungkook, uykusunda sürekli konuşurdu. Acaba ona sorular sorsam bana cevap verir miydi? Merakla onu incelerken ellerimi saçlarından çektim.  Sessizce "Jungkook?" dedim.

Biraz kıpırdandı. Nefesimi tutup bekledim. Hala uyuduğuna emin olduğumda tuttuğum nefesimi saldım. Alt dudağımı dişledim. Sanırım tekrar denemek istiyordum. "Jungkook?"

"Hm."

Kocaman gülümsedim. "Şu an neredesin?"

Birkaç saniye cevap vermedi. Sonrasında yüzünde bir gülümseme belirdi. "Güzel bir yer. Sen varsın."

Bloody Roses | Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin