Bloody Roses | Jeon Jungkook

₂₄get caught

♫Senin yanında uyumak istiyorum. Seninle yakınlaşmak istiyorum. Şu an tek yapmak istediğim bu.

Şaşkınca ona bakarken dudaklarım hafifçe aralandı. Kalp atışlarım hızlandı. İstemsizce gülümsedim. Sonra ansızın dudaklarıma yapıştı. Gözlerimi kapatıp dudaklarını öpmeye başladım. Deli gibi öpüşürken yanaklarımda duran ellerinin üzerine ellerimi koydum. Nefes nefese dudaklarımdan ayrılıp alnını alnıma dayadı. Ellerini sıkıca tuttum. Gözleri kapalı birkaç saniye bekledikten sonra tekrar yapıştı dudaklarıma. Özlemle, arzuyla dudaklarımı öperken beni geri geri itip sırtımı duvara yasladı. Dudaklarımı öpmeyi bırakıp yavaşça boynumu öpmeye başladı. Kafamı yukarı kaldırıp nefes nefese, fısıltı şeklinde "Dur." dedim.

Beni umursamadan boynuma, omzuma öpücükler kondurdu. "Jungkook," Nefeslerimi yatıştırmaya çalışırcasına derince yutkundum. "Dur!"

Anında durup kafasını kaldırdı ve bana baktı. O da benim gibi nefes nefeseydi. "Sorun ne Cheol?"

Ellerimi yanaklarına koydum. Doyamadığım dudaklarına uzunca bir öpücük kondurdum. Ayrılıp aceleyle "Jin, aşağıda." dedim.

Kaşlarını çattı. "Jin? O da kim?"

"Bir arkadaşım. Bu gece burada kalacak."

Anlıyorum dercesine kafasını salladı. Benden uzaklaşıp "Ben gideyim o halde." dedi.

Sertçe bileğini yakalayıp onu durdurdum. "Hayır, gitmeni istemiyorum."

Kafasını çevirip bana baktı. "Bu iyi bir fikir değil. Arkadaşınla ilgilen. Sonra görüşürüz Cheol."

"Hayır, lütfen. Seni tekrar kaybetmek istemiyorum. Burada kal. Jin'le tanışmış olursun hem olmaz mı?"

Kafasını çevirip birkaç saniye düşündü. Derin bir nefes alıp verdi. "Pekala."

"Hadi aşağı inelim."

Bileğini bırakmadan odanın kapısını araladım. Merdivenlere doğru yürüyüp Jungkook'u sürükleyerek aşağı indim. Jin koltuklardan birine kendini atmış telefonuyla ilgileniyordu. Bizim geldiğimizi fark edince telefonunu kapatıp sehpaya bıraktı. Yanına kadar Jungkook'u sürükledim. Jungkook'u göstererek "Sizi tanıştırayım, bu Jungkook." dedim.

Jin de ayağa kalkarak elini uzattı. "Jin, memnun oldum."

Jungkook isteksizce elini kaldırıp Jin'in elini sıktı. "Memnun oldum."

Ortamda derin bir gerginlik vardı. Bunu bir an önce dağıtmam gerekiyordu. "Dışarıdan bir şeyler söylemeye ne dersiniz? Yemeğimizi yerken bir şeyler izleyebiliriz."

İkisi bir ağızdan "Olabilir." deyiverdi.

Şaşkınca ikisine bakarak güldüm. Umarım bu tanışma, iyi bir dostluğa vesile olurdu.

-o-

Kendimize söylediğimiz hamburgerleri yerken rastgele bir korku filmi açmıştık. Herkes afiyetle yemeğini yiyor, kimse birbiriyle iletişime geçmiyordu. Bu zinciri kırmanın bir yolunu bulmam gerekiyordu. "Bu kızda ne olursa olsun sesin olduğu yere gidiyor. Gitme işte. Kaç evden."

Jin bitirmiş olduğu hamburgerin kağıdını sehpaya bırakırken ekledi. "Kaçsaydı film biterdi Cheol."

Jungkook'ta sohbete katılmak istercesine "Bence korkutucu bir tarafı yok." dedi.

Jin, Jungkook'a dönerek güldü. "Ne yani şu an bir ses duysak korkmadan gidebilecek misin Jungkook?"

Son lokmasın çiğneyip yuttuktan sonra o da Jin gibi hamburger kağıdını sehpanın üzerine bıraktı. "Tabii, sonuçta film devam etmeli değil mi?"