Bölüm 6

7.6K 400 38
                                    

Yarın maçlarımız başlıyordu. Bir hafta geçip gitmişti bile. Hepimiz maçlara hazır hissediyorduk ve bu sene çok daha hırslıydık.
Bilinmeyene yani zürafaya gelecek olursak onunla bir haftadır konuşmaya devam ediyordum. Onunla konuşurken eğleniyordum ama hala ona inandığım söylenemezdi tabiki de. Yine de devam ediyordum konuşmaya ve artık onu daha çok merak ediyordum.

Maçları yapacağımız salona gelmiştik. İlk kızlar sonra erkekler maç yapacaktı. Sahaya inip ısınmaya başladık. Erkek takımımız tribünlerde oturuyordu. Alp,Doruk ve bir iki yakın arkadaşı daha tribündekiler arasındaydı. Ateş ise erkek takım kaptanı olduğu için Hakan Hoca onu hep yanında tutuyordu.
Isınmamız bittikten sonra Hakan Hoca bizi yanına çağırıp bir iki taktik daha verdi. Ateş ise yanıma gelip güven verircesine kolumu sıktı.
"Göreyim seni hadi." dedi ve hafifçe sahaya doğru itti. At kuyruğumu biraz daha sıkıp maça odaklandım. Hava atışıyla maç başladı ve top karşı takıma geçti. Karşı takım oyuncusu hızla potaya doğru topu sektirmeye başladı. Daha bizim takım savunma pozisyonuna geçememişti. Ben de hızlıca koşup turnikesine blok koydum. Topu havadan öylesine ittirdim ama bizim takımdan İrem'in eline düştü top ve hızlıca sürmeye başladı. Ben İrem'den topu istedim çünkü oyun kurucu pozisyonunda oynayan bendim. Tüm takım kendi yerlerine dizilince herkesi kontrol edip üçlük çizgisinde önü boş olan Ayşe'ye pas attım. Ayşe'nin şutları çok iyiydi. Yani ilk sayı bizdeydi.

4. Periyodun son 12 saniyesiydi ve durum 56-54 tü ve gerideydik. Top bizdeydi. Karşı sahadan başlayıp topu bizim sahaya sürüp üçlük veya en kötü normal şut atmamız ve uzatmaya götürmemiz lazımdı. Topu sürmeye başladım. Karşı taraf sert savunmadaydı. Sayıyı attırmak istemiyorlardı doğal olarak. Üçlük çizgisinde boş olarak duran sadece ben vardım ama benim atışlarım özellikle burdan atışlarım çok iyi değildi. Bu riski almaya karar verdim ve topu potaya en iyi şekilde attım. Top elimden çıktığı ve yere tekrar basacağım anda havadayken biri beni ittirdi ve dengemi sağlayamayıp resmen sahada sürüklendim.

Maç bitiş düdüğü çaldı. Kafamı potaya çevirdim ve top girmişti. Maçı kazanmıştık ama ben yerden kalkamıyordum. Takımdan arkadaşım Gülşah yanıma koşup beni kaldırdı. Sol kolum parkede sürüklenmenin etkisiyle soyulmuştu. Kimseyle el sıkışmadan direkt Hakan Hoca'nın yanındaki sağlık ekibine doğru koştum. O sırada Ateş de benim yanıma doğru geliyordu.
"Gece, iyi misin? Koluna bakmama izin ver. Gece beni duyuyor musun? Gece cevap versene kızım!"
"İyiyim, yani kolum bayağı kötü oldu, acıyor ama en azından maçı aldık." diyip gülümsedim ve sağlıkçıların kolumu bandajla sarmasını izledim. Bu sırada sahada bizim kızların kutlaması vardı. Kolumu sarma işi biter bitmez spor salonuna gidip üstümü değiştirip duşa girip Hakan Hoca'nın yanına tekrar gelip oturdum. Erkekler ısınmalarını yapıyordu. Ben de takım kaptanı olduğum için maç boyunca burada oturabilirdim. Hakan Hoca nasıl olduğumu sorup beni tebrik ederken Alp yanıma geldi.
"Gece aklım çıktı kızım. Bir maç için hastanelik oluyordun. Gerizekalı bir daha dikkat et." diye beni azarlamaya başladı.
"Sorun yok abi. Sıra sizde. Siz de alın şu maçı da direkt final maçına çıkabilelim. Ben de iyiyim ayrıca merak etmene gerek yok. Hadi göreyim sizi." diyip onu sahaya geri yolladım.
Maç başlamıştı ve bizimkiler neredeyse hiç zorlanmadan oynuyorlardı. Bu maçı çok rahat alacakları belliydi.
Düdüğün çalmasıyla gözlerim skora kaydı 87-64 önde maçı bitirmişlerdi aslanlarım. Takımdan Burak yanımıza koşarak geldi ve "Ebelerini belledik ebelerini." diye bağırmaya başladı. Hakan Hoca uyarıcı bakışlarını ona gönderince susmak zorunda kaldı. Abim direkt benim yanıma gelip koluma baktı ve iyi olup olmadığımı kontrol etti.
"Abi iyiyim sorun yok." diye ona güven verici şekilde gülümsemeye çalıştım. Hakan Hoca tüm takımı soyunma odasına gönderdi giyinip duş alıp bahçede buluşucağımızı söyledi. Ben de kızların yanına gittim ve erkekleri beklerken maç kritiği yapmaya başladık.

Zürafa: Sen düştün ya,
Zürafa: Düşünce yüzünden belliydi canının ne kadar acıdığı.
Zürafa: Senin canından çok daha fazla,
Zürafa: Benim kalbim acıdı.
Zürafa: Umarım şu an iyidir kolun.
Gece: Teşekkür ederim. İyiyim şu an.
Gece: En azından kazandık ya.
Gece: Düşmem pek de sorun değil.
Zürafa: Hırslısın.
Zürafa: Ne olursa olsun kazanmak istiyorsun.
Gece: Sahaya kazanmak için çıkıyoruz.
Gece: Basketbol yeteneğimizi test etmek için değil.
Zürafa: Sevdim bu düşünceni.
Zürafa: Ve bir şey söyleyeyim mi?
Zürafa: Ben de çıktığım bu sahada kazanacağım.
Zürafa: Seni.

Zürafa|yarı texting [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin