Bölüm 63

3.2K 190 46
                                    

Okuldan çıkıp Su ile Ateş ve abimi ekip eve doğru yürümeye başlamıştık.

"Giderken markete uğrayıp bir şeyler alalım mı?"

"Olur."

"Gece senin canın mı sıkkın? Dünden beri biraz modun düşük sanki."

"Eve gidince konuşalım mı?"

"Olur tabi kuzum. Hadi gel gidelim hemen."

Su ile ilk önce markete girip cips ve çikolataları doldurup sonra da eve geçmiştik. Odama gidip altıma tayt üstüme de bir kazak geçirip saçlarımı da topuz yapıp mutfağa gitmiş ve aldığımız şeyleri tabaklara boşaltmaya başlamıştım.

"Anlat bakalım." Su mutfağa girip karşımdaki tezgaha oturunca ben de arkamdaki masaya yaslanıp konuşmaya başladım.

"Doruk'a engel oluyormuş gibi hissediyorum."

"Nasıl yani?"

"Önünde büyük bir sınav var, hayalleri var. Doruk benle konuşmaya başladığından beri adam akıllı çalışmıyor. Onun gelecekteki hayatını engellemek istemiyorum."

Gözlerimden akan yaşı silip konuşmaya devam ettim.

"Su ne yapacağımı bilmiyorum." Su yerinden kalkıp yanıma gelip bana sarıldı.

"Bulunur bir çaresi canım. Düşüncelerini Doruk'a da söylemelisin ama bence." Çalan kapıyla ayrılıp birlikte kapıya ilerledik. Kapıyı açınca sırıtan Defne ve Doruk'u görmemizle Su hemen Defne'nin elinden tutup içeri çekti.

"Defne sen mutfakta bana biraz yardımcı olur musun?" Onlar gittikten sonra Doruk bir elini kapıya yaslayıp gülerek bana baktı. Gittikçe gülüşü silindi ve kaşlarını çattı.

"Sen ağladın mı?" Bu benim için bardağı taşıran son damla oldu ve birden hüngür hüngür ağlamaya başladım. Doruk ilk önce şaşırsa da sonra hemen bana sarılıp konuşmaya başladı.

"Şş noldu birtanem?" Ben konuşmadıkça o konuşmaya devam etti.

"Bir şey mi oldu? Gel dışarda konuşalım istersen." Kafamı olumsuz anlamda sallayıp beline doladığım ellerimi biraz daha sıktım.

"Akşam yazarım konuşuruz. Kızların yanına gitsem şimdi iyi olacak."

"Seni böyle bırakmak hiç içime sinmiyor."

"Sorun yok. Akşam yazarım." Kollarımı bedeninden çözüp parmak ucuna kalkıp yanağından öptüm ardından kapı kolunu tutup onu da evden çıkardım.

"Görüşürüz." diyip gülümsedim ve kapıyı bir şey demesine izin vermeden kapattım. Mutfaktan önce tuvalete gidip elimi yüzümü yıkadım sonra da kızların yanına geçtim.

"SHOW MUST GO ON KIZLAR!"

Kızlarla yiyip içip dans ettikten sonra yorulup kendimizi koltuğa atmıştık.

"Ee Defne sen anlat biraz da. Deniz ile nasıl oldu da birlikte oldunuz?"

"Evet, Defne. Deniz, Doruk'tan daha süredir abimin arkadaşı ama hiç sizin ikinizi duymamıştım."

"Biz hastanede tanıştık. Benim o zamanlarda tedavim hastanede sürüyordu. Bir gün çok sıkılıp bahçede gezerken yorulup bir banka oturmuştum. Deniz de gelip yanıma oturdu işte o gün. Sonra nasıl olduysa o hasta halimle sevdi beni. Bana çok destek oldu iyileşmem için. Ben Doruk ile arkadaş olduklarını bilmiyordum. O da Doruk'un kardeşi olduğumu sonradan öğrendi zaten. Hastalık yüzünden kötü zamanlar geçirdim ama bu hastalık Deniz gibi birini karşıma çıkardı işte."

"Yaa duygusal biriyim şu an."

"Ee Gece biraz da sen mi anlatsan." Defne'nin gülerek söylediği şeyden sonra gerilerek ona baktım.

"Neyi?"

"Doğumunu. Neyi olacak ya Doruk'u."

"Yani aslında biliyorsun her şeyi. Doruk kesin anlatmıştır sana da."

"Anlattı anlattı."

"Bunca zamandır hayatımdaydı aslında. Bu sene nolduysa oldu işte. Aşık oldum birden. Bazen beni o kadar çok sevdiğini hissettiriyor ki o sevginin altında kalacağım diye korkuyorum."

"Korkma. Doruk seni çok uzun zamandır seviyor. O da seni kaybetmekten, seni incitmekten çok korkuyor ama ikiniz de birbirinize iyi geliyorsunuz."

"Umarım öyledir. Onu kaybetmeyi istemem."


Saat geç olunca Alp ikisini de eve bırakmak için çıkmıştı. Ben de odama gidip pijamalarımı giyip yatağa yatmış ve elime telefonumu alıp Doruk'un saatlerdir attığı mesajları okumaya başlamıştım.

Zürafa: Gece çok endişeleniyorum.
Zürafa: Ağladığın an aklımdan çıkmıyor.
Zürafa: Kötü hissetmeni istemiyorum.
Zürafa: Hadi anlat artık güzelim, sorun ne?
Zürafa: Tanıdığımız biri mi?
Zürafa: Ben miyim veya sorun?
Zürafa: İstemeden kırdım mı seni?
Zürafa: Of bak artık şu mesajlara, korkuyorum.
Zürafa: Tamam ablama yazdım, keyfin iyiymiş.
Zürafa: Mesajları görünce dön bana hemen lütfen tamam mı?
Zürafa: Seni seviyorum.
Gece: Doruk.
Zürafa: Güzelim.
Zürafa: İstersen arayayım?
Gece: Özür dilerim endişelendirdiğim için.
Gece: Bir şey konuşmak istiyorum seninle.
Zürafa: Dinliyorum.
Gece: Bölme ama tamam mı?
Zürafa: Tamam.
Gece: Doruk ben seni engellediğimi düşünüyorum.
Gece: Hedefleri olan birisin.
Gece: Kazanmak istediğin bölüm ve okul var.
Gece: Benle konuşmaya başladığından beri adam akıllı 2-3 kere ders çalışmışsındır.
Gece: Ben senin gelecekteki hayatını etkilemek istemiyorum.
Zürafa: Gece böyle bir şey nasıl düşünebilirsin?
Zürafa: Evimde kamera mı var, çalışıp çalışmadığımı nerden bileceksin?
Zürafa: Gelecekteki hayatına engel olmak istemiyorummuş.
Zürafa: Benim geçmişim, geleceğim hepsi sensin.
Zürafa: Ayrılmak için farklı bahaneler üretseydin keşke.
Zürafa: Senin gibi zeki bir kıza yakışmadı bu.
Gece: Ne ayrılması Doruk?
Gece: Senden ayrılmak istediğim falan yok.
Gece: Seni geç kazandım, kaybetmeye de niyetim yok.
Zürafa: Onun için mi böyle şeyler düşünüyorsun?
Gece: Doruk, arıyorum aç.
Zürafa: Yorgun ve sinirliyim.
Zürafa: Şimdi konuşmayalım.
Zürafa: İyi geceler.

Ortalık biraz kızışsın hadi bakalım.

Zürafa|yarı texting [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin