"Nesi var Ateş'in?" Masada dört kişi oturmuş, kahvelerimizi içiyorduk. Ortaya attığım soru ile sessizliği bölmüş ve dikkatleri üstüme çekebilmiştim.
"Bilmiyorum. Çok konuşmadık ki. Aramız bozuktu, sonra senin olayın oldu. Bana bir şey anlatmadı." Su'yun cevabına abim de kafa salladı.
"Bir şey anlatacak olsa sana anlatırdı. Sen de bilmiyorsan ne oluyorsa içinde yaşamayı tercih etmiş."
"Belki olan bir şey yoktur. Dışardan bir gözle söylemem gerekirse Ateş hep çok neşeli, enerjik. Sürekli herkesi mutlu etmeye çalışıyor. Belki bundan dolayı biraz içine atıp atıp dolmuştur, bu gece de patlamıştır. Sadece biraz üzgün hissetmek istemiş olabilir."
"O kendini hiç üzgün hissetmez ki."
"Size gösterdiği kadarıyla hissetmiyor olabilir. İçinde ne yaşadığını kimse bilemez ki."
"Haklısın sanırım." diyip kafamı Doruk'un omzuna yasladım. O da bunu bekliyormuş gibi kolunu hemen bana sarıp daha çok yanaştırdı beni kendine.
"Ben annemi arayıp bugün burda kalacağımızı söyleyeyim. Ateş uyanmaz artık, ben de tek dönmem. Sizin için sorun olmaz değil mi?"
"Olmaz tabi ki birtanem. Annemler aradı zaten, gelmeyeceklermiş. İş toplantısı için gitmişler şehir dışına, beklediklerinden uzun sürmüş. Bugün orda kalacaklarmış. Doruk içimden hiç bunu sormak geçmiyor şu an ama, sen de kal istersen. Ama istemezsen gidebilirsin."
"Abi neden böyle davranıyorsun ya? Kalsana Doruk sen de."
"Yok ya böyle şey olmasın?"
"Off uzatma Doruk. Kalmadığın ev sanki daha önce."
"Sen istiyorsan, kalayım madem."
"Gözlerimin önünde birbirlerini seviyorlar. Ölüyorum görmüyor musun?"
"Abi yeter sen de alış işte. Sevgiliyiz biz."
"Yarabbim sabır ver bana nolur."
"Sevgiliyiz." Doruk'un sırıtarak söylediği şeyle hepimiz ilgimizi Doruk'a yöneltmiştik. Doruk masaya bakıp gülümserken bir anda kaşlarını çatıp masaya vurmuştu.
"Sevgiliyiz lan biz. Delirtme adamı, Alp."
"Manyadı." Abimin kaşlarıyla Doruk'u işaret etmesiyle Doruk'u dürtmek zorunda kaldım.
"Ya birden sevgiliyiz diyince Gece, gaza geldim. Kusura bakmayın."
"Gece gel biz yatakları ayarlayalım senle." Su ayağa kalkıp elini bana uzatınca bu saçma muhabbetten sıyrılıp Su ile birlikte mutfaktan çıktık.
"Ya Ateş benim odamda uyudu. Abimle Doruk abimin odasında kalsınlar, biz de annemlerin yatağına yatalım iki kişi ne dersin?"
"Olur aşkım. Fark etmez. Hem uzun zamandır kız gecesi yapmıyorduk. Mutfaktaki zulayı patlatalım da sabaha kadar dedikoduuu!!" Su kollarını havaya kaldırarak dans etmeye başladı. Ben de bu sırada yeni çarşaflar ve yorganlar çıkarıyordum.
Yatakları yaptıktan sonra iki kişi tekrar mutfağa girmiş ve direkt abur cuburların olduğu dolaba yönelmiştik.
"Neden o dolaba gittiniz?" Dehşetle soruyu soran abime bakıp göz kırptım.
"Zulanın patlama zamanı geldi."
Birkaç cips ve çikolata aldıktan sonra tekrar mutfak çıkışına doğru yöneldik.
"Biz annemlerin odasındayız. Siz de senin odanda yatarsınız, her şey hazır zaten. İyi geceleeeer."
"İyi geceler güzelim." Sırıtarak baktığım Doruk'a bakmamı engelleyen şey abimin gözlerime kapanan elleriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zürafa|yarı texting [Tamamlandı]
Short StoryBilinmeyen Numara: Bu kız beni sever. Gece:Bu kız seni öldürür. Tamamlandı.