Kafede oturmuş Akın'ın gelmesini bekliyordum. Hastaneden sonra onunla çok nadir görüşebilmiştim ve bunu telafi etmek için buluşmayı teklif etmiştim. Sweatshirtümün kollarını elime kadar çekip tırnaklarımla masada ritim tutmaya başladım.
"Selam." Karşımdaki sandalyenin çekilmesiyle gözlerimi devirdim.
"Hiç gelmeseydin."
"Ben de seni çok özlemişim Gece." Eliyle garsona işaret verip yanımıza çağırdı. Siparişlerimizi verdikten sonra tekrar bana döndü.
"Nasılsın? Nasıl gidiyor? Hastaneden sonra pel konuşamadık."
"İyiyim."
"Sadece iyiyim demekle kurtulamazsın. Dökül bakalım. Doruk ile sen?"
"Sevgiliyiz."
"Gece ağzından cımbızla mı laf alacağım? Anlatsana kızım işte düzgünce."
"Sevgiliyiz işte. Güzel gidiyor, daha çok başında olduğu için her şey biraz canım cicim ayı gibi. Dün ablası ve annesiyle tanıştım."
"Şaka yapıyorsun?"
"Hayır. Ablası dışarı çıkamıyormuş bir süre hastalığından dolayı ama benimle tanışmak da istiyormuş. Ben gittim o yüzden. Eve gidince mecbur annesiyle de tanışmak zorunda kaldım. İkisi de mükemmel insanlar."
"Gelin olup gideceksin az kaldı."
"Aynen, Alp de öyle diyordu."
"Alp ile Su nasıl?"
"İyiler. Zaten dünyaya geldiklerinden beri beraberler. Aslında sevgili olmalarını çok beklemiyordum ama mutluyum onlar adına."
"Ateş nasıl? Tek başına kalınca ortalığı yakmadı mı?"
"Ben de yakmasını beklerdim ama hayır. Hatta bazen olgunlukla karşılıyor. Onu satmış gibi olmak hiç istemiyorum."
"Ama beni satıyorsun." Söylediği cümleden sonra dudaklarımı büzüp üzgünce bana baktım.
"Akın seninle arkadaş olmak cidden verdiğim iyi kararlardan biri ama çevremdeki kimse açıkçası senden pek haz etmiyor. Nerdeyse tüm zamanımda onlardan biri yanımda olunca sana zaman ayıramıyormuş gibi gözüküyorum biliyorum özür dilerim."
"Neden benimle olan arkadaşlığını desteklemiyorlar? Hepsine kendim de barış çubuğu uzattığımı düşünüyorum."
"Doğru düşünüyorsun. Sana önyargıyla yaklaşmaları bence kendi hataları."
"Sen de bana önyargıyla yaklaştın?"
"Ama sonuçta sana bir şans verdim ve şu an arkadaşız."
"Çocukken bir arkadaşım vardı, adı Güneş'ti." Derin bir nefes alıp konuşmaya devam etti.
"Ben kendimi bildim bileli yanımdaydı. Aynı apartmanda kapı komşusuyduk. Geçen yıla kadar hep yan yanaydık."
"Sonra noldu?" Beni umursamadan konuşmaya devam etti.
"Sana çok benziyordu. Sarı saçları, mavi gözleri vardı ama senden daha güzeldi." Gülerek söylediği şeyden sonra şakasına omzuna vurdum.
"Aramızda sandığın gibi şeyler yoktu böyle anlattığıma bakma. Ben tek çocuğum, o da öyleydi. Ben onu kardeşim bellemiştim. Sen ve Alp gibiydik, sizden farksızdık. Hatta sizin daha iyi anlaşan tarafınızdık." Başını ellerine çevirip elleriyle oynamaya başladı.
"Liseye geçince birine aşık oldu. Geldi yanıma heyecanlı heyecanlı anlattı. Aynı senin Doruk'u anlatırken gözlerinde parlayan ışıktan onda da vardı. İlk başta kıskandım, paylaşmak istemedim. Keşke öküzlük yapıp izin vermeseydim." Titreyen ellerini görünce ellerimi ellerine koyup sıkıca tuttum. Bunu görünce bana bakıp burukça gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zürafa|yarı texting [Tamamlandı]
Cerita PendekBilinmeyen Numara: Bu kız beni sever. Gece:Bu kız seni öldürür. Tamamlandı.