I Won't Let You Go ✓SVSSS [ғᴀɴғɪᴄᴛɪᴏɴ]

Bölüm 9: Aşık Bir Çift

Billie Eilish - everything i wanted

Keyifli okumalar diliyorum.^^

----------

Güneş gökyüzüne yarı yükselmiş, Cang Qiong Dağı'nda hayat tekrar başlamıştı. Müritler, Tepe Lordları ve diğer insanlar oradan oraya ilerliyordu, herkes kendi meşgalesindeydi. Shen Qingqiu, Ming Fan'ın getirdiği kahvaltıyı yeme çabasında, masasında canı sıkılır bir halde oturuyordu. Gerçekten Luo Binghe'nın yemeklerine o kadar alışmıştı ki, başka hiçbir yiyecek artık ona güzel gelmez, tat vermez olmuştu. Onun yapmadığı herhangi bir yemeği yiyememesinin yanı sıra, kusur bularak insanın burnun getiriyordu. "Bu congee neden bu kadar sulu? Keza oldukça da tuzlu."

Ming Fan alnında soğuk terler akıtarak, "S-shizun... bu mürit ne yapmalı? Yenisini getirmeli miyim?" diye kekelemişti.

Shen Qingqiu şöyle bir düşündükten sonra insafa gelmeye karar verdi. Her zaman Luo Binghe'yı bulacak ve onun yemeklerini yiyecek hali yoktu ya. Bunlara katlanmalıydı, her ne kadar başka şeylerde hiçbir güzel tat alamasa da en azından karnını doyurmak için yemeliydi. "Boş ver, bir şey yapmana gerek yok, gidebilirsin." Deyip congee'sini yemeğe devam etti. Böylece Ming Fan ellerini birleştirip, "Bir şeye ihtiyacın olursa, bana seslenmen yeterli Shizun." demiş ve odadan çıkmıştı.

Shen Qingqiu üfleyip püfleyerek kahvaltısını yaparken, gerçekten sıkılmaya başladığını hissediyordu. Bir an önce işlerini bitirip geri dönmek için can atıyor olduğunu, hayretle fark ediyordu. Hakikaten de Luo Binghe'yı özlemiş olduğunu hissediyordu. Onun güzel gülümseyişi, 'Shizun!' diye kendisine seslenişi, büyülü kokusu ve cezbedici ses tonu... Her şeyi ciddi anlamda burnunda tütüyordu.

Gözlerini bayarak, aheste aheste kahvaltısını yaptı. Bitirdikten sonra, Sekt Lideri'ne gidip konuşmayı düşündü. Luo Binghe'ya söylediği şey -iblislerin istilası nedeniyle onun yanında uzunca bir süre kalıp Cang Qiong Dağı'na gelmeyeceğini bildirmesi- yalan değildi. Bu sefer ne kadar süre gelmeyeceğini bilmiyordu. Bu isyanın boyutu ve daha ne zamana kadar devam edeceği bilinmiyordu, bundan dolayı hazır şu anda belirli bir tehdit veya savaş olmadığından, Sekt Lideri'ne rapor vermek için oldukça uygun bir zamandı. Sonrasında müritlerle ilgili meseleleri ve evrak işlerini halletikten sonra nihayet geri dönebilirdi.

O bu düşünceler içinde aynanın karşısına geçmiş boynundaki kumaşı düzeltirken, kapı çalındı ve dışarından, "Qingqiu, müsaitsen bu Kıdemli girebilir mi?" diye bir soru geldi.

Gerçekten de, iyi insan lafın üstüne gelirmiş. ƪ(˘⌣˘)ʃ

Shen Qingqiu içinden sevinmeden edememişti. O, Sekt Lideri'ne gitmek için zahmete girmeye kalmadan kendisi zaten ayağına gelmişti. Hemen kumaşı asla düşmeyecek bir şekilde sabitledi ve şahsen gidip kapıyı açtı. "Zhangmen-shixiong, lütfen içeri gir." Dedi eliyle içeriye buyur ederken nazikçe gülümseyerek.

Yue Qingyuan gülümsemesine aynı şekilde içten bir tebessümle karşılık verip odaya girerken, Shen Qingqiu kapının önünden, "Ming Fan." diye seslendi. Çok bekletmeden oraya varan Ming Fan, "Evet Shizun?" diye sordu merakla. "Masanın üzerindeki fazlalıkları al ve Kıdemli Askeri Amcan ile bana çay getir." diye talimat verdi. Sonrasında o içeriye geri dönüp masasına, Yue Qingyuan'ın karşısına otururken, Ming Fan söylediklerini yerine getirerek masayı temizleyip oradan ayrıldı.

"Tekrar hoşgeldin, Qingqiu. İstediğin zaman gidip gelebilirsin, lakin arayı fazla açma, olur mu? Üç aydır görüşemedik, bugünlerde nasılsın?" Diye konuşmaya başladı Yue Qingyuan, nazik ve cana yakın bir tonda konuşmuştu.

Shen Qingqiu şimdi söyleyeceklerinin, Yue Qingyuan'ın arzularının tam tersi olacağı gerçeğiyle birazcık gerilmişti. "Bu Qinqiu iyidir. Haklısın bu seferki pek bir uzun sürdü... Ahm peki, sen bugünlerde nasılsın? Yeni bir haber var mı?" Diye sordu. Liu Qingge iblislerin isyanı hakkında bir şey bilmiyor olabilirdi, ancak Yue Qingyuan Sekt Lideri olduğundan bilmemesi zor olurdu. Eğer onun da bu konuda bir bilgisi yoksa, muhtemelen bu 'iblislerin İnsan Diyarı'na gizlice kaçmaları' hadisesi, henüz o kadar büyük bir sorun haline gelmemişti.