MRSC Venezia'dan gelenlerin başı, kır saçlarıyla fit bir adam, Müdür Basilio ile konuşurlarken Cheney ve ben de oradaydım. Adam, acil emirle yola çıktıklarını, normalde kendi bölgelerinden ayrılmadıklarını söyleyerek söze başladı. Acil yola çıkmalarının sebebi olarak da Sondrio civarına düşen bir yolcu uçağını aramaktı. Bu, normal bir yolcu uçağı değildi, içinde sıradan yolcuların yanı sıra bilim dünyasından önemli şahısları da barındırıyordu. Uçağın tam rotası henüz haber edilmemişti onlara, bu yüzden ancak Fransız uçağı olduğunu ve muhtemelen İsviçre üzerinden Roma'ya ineceğini biliyorlardı
Bu rota bana biraz tanıdık geldi, Bay Nash. Mektubumun başında size dostum Arthur Mushen'den bahsettiğimi hatırlıyor musunuz? İşte, bu olayla ilgilenmemi sağlayan şey buydu. Ya o uçak, dostum Mushen'in bindiği uçak ise? Öyle olmaması için dua etmiş olsam da, daha sonradan gerçeği öğrenecektim.
Henüz bunu öğrenmemden öncesine geri dönelim. Uçak rotasını söylediği anda aklım bulanmıştı, içerisinde dostumun olabileceği fikri çoktan ürkütmeye başlamıştı beni. Birkaç gün arayla iki ölüm yaşamayı nasıl kaldırabilecektim ki? Ama emin olmam gerekirdi, boşuna evham yapmamın faydası olmayacaktı.
Adam, yanında getirdiği topografik bir haritayı Basilio'nun masasına serdi. Haritada Alp Dağları vardı. İtalya ve İsviçre olarak ikiye bölünmüştü ve İsviçre kısmı karalanmıştı. İtalyan kısmında ise üç büyük daire vardı. Eliyle birini gösterdi.
"Burası, Keskin Dikitler denilen bölgedir. Uçak buraya düştüyse, onu bulma şansımız neredeyse sıfırdır ve yolcularıyla birlikte tarihe karışmış demektir."
Sonra eliyle bir diğer daireyi işaret etti.
"Burası da İsviçre sınırına en yakın olandır. Buranın araştırılması için İsviçre'den iş birliği sağlandı."
Üçüncü ve son daireye geldi. Diğerlerine göre daha küçüktü ve Langre ismini görebiliyordum.
"Bu da sizin merkezinizin içinde bulunduğu yer. MRSC Venezia olarak, Sondrio ekibi ile bu bölgeyi tarayacağız. Sizden istediğimiz şey, çevre arazi ile ilgili bilgilerinizi bize sunmanızdır."
Bay Basilio, haritaya birkaç dakika baktıktan sonra "Aradığınız kişi, şu!" diyerek başını çevirip gözlerini bana dikti.
"Profesör Ozario, merkezimizin saygı değer bir coğrafyacısıdır, beyefendi. Kendisi daha önce araziye çıktı ve çevrede neler var biliyor."
Beklenmedik bu görevlendirilmeye ilk başta anlam veremesem de sonradan anladım ki Basilio, bana iş vererek beni merkezde tutmaya çalışıyordu. Sahiden öyle miydi, yoksa paranoyalarımdan biri miydi? Sebep her ne olursa olsun yardım edecektim. Hatta aramaya onlarla birlikte katılacaktım. Eğer dostum Mushen o enkazda ise, son arkadaşlık görevimi yapıp onu oradan çıkartmak istiyordum. Öte yandan, burada kalırsam, durup dururken başıma iş açtığı için Basilio'ya sinirlenip kafasını kırmaya çalışacağımdan da korktum diyebilirim.
Adam, biraz şaşkın bir ifadeyle "Pekala, o zaman hazırlanın," dedi ve oturduğu sandalyeden kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tepenin Gözleri
Mystery / ThrillerJeolog profesör Luca Ozario, yapılan bir keşfi fırsat bilip kendini öne çıkarınca yeni kurulan bir araştırma merkezine davet edilir. Alp Dağları'nın kıyısında bulunan bu merkeze geldiği günden itibaren işler hiç de beklediği gibi gitmez. Bir yandan...