Sonrasında, bu yaşadıklarımı tek sohbet arkadaşım Cheney'e anlattım. Aslında konuya girebilmem biraz zaman aldı. Çünkü gördüğüm şey ile ufak çaplı bir şok yaşadım. Yanına gittiğimde Cheney, odasındaydı ve yine şu makinesi ile uğraşıyordu. Beni içeriye aldığı zaman iyi ki geldiğimi, yoksa projesi içinde kaybolup gideceğini söyleyerek memnuniyetini belirtti. O tuhaflık, ancak aradan birkaç dakika geçtikten sonra dikkatimi çekti. Cheney'in gözlerinde bir acayiplik vardı. Sağ gözünün çevresi, dayak yemiş gibi kırmızılaşmıştı. Daha da acayip olan şey, her iki gözünde de renkler oluşmuş olmasıydı. Kırmızı çerçeveli gözünde, mavi ve kırmızı noktacıklar oluşmuştu. Diğerinde ise yoğun olarak mavi ve mor lekeler vardı. O an için bu renkcikler, gözlerinin tamamına göre ufak kalıyordu ama dikkatli bakınca belli oluyordu. Fark eder etmez gözlerine ne olduğunu sordum. Hüzünlü bir şekilde nefes alıp verdikten sonra, gözlerini kaşırken kazara tırnaklarını batırdığını ve bu yüzden bu hale geldiklerini söyledi.
Ben tıptan anlayan biri değilim, Bay Nash. Ama bunun tırnak batmasıyla alakalı olmadığını biliyorum, zamanında benzer bir durumu ben de yaşadım. Bu olayı bir mektubumda size de anlatmıştım. Rüzgarlı geçen bir saha çalışması sırasında gözüme toz kaçmıştı ve tam da en gereksiz zamanda böyle bir şey yaşandığı için sinirlenerek o gözümü oyar gibi kaşımıştım. Sonrasında ise kendimi hastanede buldum. İş arkadaşlarım, gözümün kanadığını söyleyerek beni alelacele hastaneye götürmüşlerdi. Orada da kanamanın, uyguladığım baskı nedeniyle göz damarlarımdan birinin patlaması sonucu iç kanama olduğu anlaşıldı. Gözümün beyazı, sızan kan nedeniyle kıpkırmızı olmuştu ve bir zombi gibi görünüyordum. Daha önce de söylediğim gibi, gözümden dışarıya kan akmamıştı. Ne bu olay sırasında ne de sonrasında gözümde renkli noktacıklar çıkmadı. Bir ay kadar uzun bir süre içerisinde gözümde hapsolmuş kan, yavaş yavaş yok olarak arkasında iz bırakmadan iyileşti.
O halde Cheney'in gözündeki durum neydi? Enfeksiyon mu kapmıştı? Sağ gözünün çevresindeki kırmızılığa bakılırsa bağışıklık sistemi işe koyulmuştu ama tam olarak ne olduğunu o da bilmiyordu. Bu konuda daha fazla konuşmak istemeyip konuyu Doriano'ya getirdi. Onunla ilgili havadisleri es geçmiştim ve onu bir süredir merkezde görmüyordum. Cheney'in anlattığına göre verdiğimiz ifadeden sonra polis, onu şüpheli bularak tutuklamış ve Sondrio'ya, karakola götürmüş. Şimdi ise merkezdeydi. Birkaç gün karakolda misafir kaldıktan sonra Merisi'nin ölümüyle onu bağdaştıran kanıt bulunamamış ve serbest bırakılmış.
İşte bu haber, zaten bozuk olan ve günlerdir düzelememiş moralimi daha da bozdu. Ne demek serbest bırakılmıştı? İkimiz de biliyorduk ki o, Merisi'yi öldürmüştü ve şimdi elini kolunu sallayarak geziyor muydu? Her an sır ortağıma veya bana bir şeyler yapabilirdi. Basilio denen o herif de beni bu halimle göndermek istemiyorsa onu hiç göndermezdi. Sıkıştık. Bir katil ile aynı yerde hapis kaldık. Elinde bıçak tutan bir gölgenin kurbanı olmayacağımızın garantisini kim verebilir?
Görünüşe göre düşündüğüm gibi olmadı. Öfkeli bir gölge, duvarlardan ve kapı aralıklarından sızarak kimseyi bıçaklamadı. İkimiz de canlıydık ama Doriano, belirgin bir şekilde Cheney'e küskündü. Şahsen şahit olmadım fakat aralarında bir kavga geçmiş olabilirdi.
Bir ölüm haberi, beklediğimin aksine dışarıdan geldi. Hemen heyecanlanmayın, Bay Nash, yakınlardan biri değildi. MRSC Venezia'nın merkeze gelip düşen uçakla ilgili yardım istediğini hatırlıyor musunuz? Hani o arama ekibine ben de katılmıştım ve yürüyen bir kar kütlesi ve aracımıza zarar veren çıldırmış baykuşlar yüzünden geri dönmek zorunda kalmıştık. O olaydan sonra, MRSC'den başka hiç kimse buraya gelmedi. Alınan habere göre bahsi geçen uçak, İsviçre tarafına düşmüş ve İsviçreli arama ekipleri, enkazı bulduklarına dair resmi açıklama yapmışlar. O bedbaht olayda hayatını kaybedenlerin listesini, merakımın sebebini bildiği için Müdür Basilio bana verdi ve ne yazık ki dostum Arthur Mushen de orada yer alıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tepenin Gözleri
Mystery / ThrillerJeolog profesör Luca Ozario, yapılan bir keşfi fırsat bilip kendini öne çıkarınca yeni kurulan bir araştırma merkezine davet edilir. Alp Dağları'nın kıyısında bulunan bu merkeze geldiği günden itibaren işler hiç de beklediği gibi gitmez. Bir yandan...